- 788 Okunma
- 4 Yorum
- 0 Beğeni
MİSKET BOMBASI İLE MÜSLÜMAN AVI
Birleşmiş Milletler teşkilatının 2012 yılı şubat ayında yayınladığı rapora göre, Haçlıların silahlı gücü NATO, Afganistan’da her yıl artan oranda insan (Müslüman) katlediyormuş. 2011 yılında katledilen insan sayısı 2010 yılına göre yüzde 8 artmış. Artmaya da devam ediyormuş.
Ayrıca bütün dünyanın seyrettiği gerçek video görüntülerine göre de, kitle imha silahları ve özellikle uluslararası kurallara göre kullanımı yasak olan misket bombaları kullanıyorlarmış.
Afganistan’da katledilen insan sayısının milyon sınırında olduğu da herkesce kabul ediliyor. Bütün bu bilgiler Haçlı zihniyetine mensup haber ajanslarından geliyor. Bildiğim kadarıyla orada hala Müslümanların haber ajansları, ya da başka türlü haber kaynakları yok. Buradan şu çıkar ki, gizleye gizleye, küçülte küçülte ancak bu kadar tırpanlayabildikleri rakamları biz öğrenebiliyoruz.
10 yıl önce El Kaide terör örgütünü susturmak, Afganistan’a demkorasi getirmek, insan hakları sağlamak ve çağdaş normlara ulaştırmak üzere işgal ettiler. Önce ABD askerleri, arkasından da sorumluluk NATO’ya devredilerek işgal gücü bugünkü duruma kadar geldi. İşin içyüzü ise 2001 yılında uyduruk mizansenlerle ikiz kuleleri bombalattırıp yıktırdılar, arkasından da “Haçlı Seferleri”ni başlattılar. Bu gizli kapaklı bir durum da değil. Yani bugün Afganistan Haçlı işgali altında bulunmaktadır. Her yıl bir önceki yıldan daha fazla Müslüman’ı kitle imha silahları ile toplu katliamlara uğratmaktadırlar. Geçen gün görüntülerini dehşetle ve nefretle izlediğimiz gibi öldürdükleri Müslümanların cesetleri üstüne defi hacetlerini yapacak kadar alçalarak, düğün merasimi yapan insanları toptan katlederek, hapislerde akla hayale gelmeyen işkenceler yaparak öldürmektedirler. Tecavüzlerin, işkencelerin, aşağılayarak süfli sapık emellerine alet etmelerin haddi hesabı yok.
Bütün bu katliamlar Haçlının geleneksel ahlakının, ya da ahlaksızlığının günümüze kitle imha silahları ile uyarlanmış şeklinden başka bir şey değildir. Tarih boyunca hep bu ahlak üzere katliamlara ve tecavüzlere imza atmış bir Haçlı karşısındayız. İnsan eti yiyecek kadar alçalmış bir Haçlı…
Asıl bizim üzerinde durmamızı gerektiren bir yönü daha var:
Bütün bu katliamlara imzasını atan NATO güçleri içinde bizim de askerlerimiz var. Şu kadar senedir orada görevdeler. Bize hep deniliyrdu ki, biz orada aktif görev almıyoruz. Afgan ordusunun eğitimi ve sivillere yardım konusunda çalışmalar yapmak üzere oradayız. Ama son gelen haberlere ve yazılıp çizilenlere bakılırsa biz de artık “operasyon”lara katılıyor muşuz. Ayaklanan sivillere karşı mücadelenin içinde fiilen yer alıyor muşuz.
İnsan merak ediyor, acaba artan sivil katliamlarını yapanların içinde miyiz, yoksa onlar katliam yaparken bu katilleri koruma görevi mi yapıyoruz, ya da elimizden geldiği kadar bu katliamları önlemeye mi çalışıyoruz?
Bu askerlerimiz Afganistan’a TBMM’nin kararıyla gönderilmişlerdi. Şimdi düşünüyorum, bu kararda bu birliğimize nasıl bir görev vermişti Millet’in vekilleri? Bu görevlendirmede birliğimizi denetim görevi kime verilmişti? Ya da hangi kuruma? Acaba burada görev yapan birliğimizin görev süreleri, sınırları ve bu konu ile ilgili geçmiş çalışma raporları TBMM’ne geliyor mu? Görev sürelerini zaman zaman uzatırlarken bir iki satır bilgi geliyor da, diğer hususlar hakkında hiçbir bilgi açıklanmıyor. Biz sadece ara sıra basına yansıtılmış haberleri görebiliyoruz. Türk askerinin Afgan çocuklarına karşı şefkatle şöyle şöyle yaptıkları. Ya da yiyecek giyecek dağıttıkları. Bunlar bizim öğrenmemizi istedikleri hususlar olsa gerek.
Asıl yapılması gereken husus, bu birliklerimiz orada neler yapıyorlar? Katliamcı Haçlılar menfur fiillerini işlerlerken bu birliğimiz sadece uzaktan mı seyrediyor, müdahil olma pozisyonu oluyor mu? Ya da katliama yardım mı ediyorlar? Periyodik olarak bunun raporları her şeyi denetleme yetkisi olan TBMM’ne geliyor mu? Milletvekilleri bunları inceleyip, denetim görevlerini yerine getirebiliyorlar mı? Bu imkan onlara, dolaylı olarak da Millete’e tanınıyor mu?
Şimdi çıkıp da askeri sır, devlet sırrı gibi kavramların cevap olarak verildiğini duyar gibi oluyorum.
Afganistan’a birlik göndereli kaç yıl oldu? Bu bilgilerin sır olarak hala durmasını havsalam almaz. Baksanıza Silivri sürecinde daha dün olmuş bulunan ne kadar sır mahiyetinde bilgi varsa, hallaç pamuğu gibi atılmıyor mu?
Biz Afganistan, ya da başka dış görevlere gönderdiğimiz askerlerimizin ne yaptığına dair raporları merak ediyoruz. Sadece Afganistan değil, dünyanın muhtelif yerlerinde TBMM tarafından gönderilmiş askeri birliklerimiz var. Bundan önce de vardı. Somali, Bosna-Hersek, Makedonya, Lübnan, Libya v.s. Bu konuda Milletimiz, vekilleri kanalıyla acaba bilgilendirildi mi? Örneğin birliklerimiz Libya’da ne görevler ifa ettiler, nelere şahit oldular, hangi katliamları önlediler, hangileirne müdahil olamadılar?
Afganistan’da ve diğer Haçlı ve Siyonist işgallerinde Müslümanların katliama uğratılması, aşağılanarak işkence altında öldürülmesi, aşağılık tecavüzler, sapık uygulamalar, misket ya da fosfor bombaları, nükleer etki yapan diğer öldürücü silahların kullanılması, kimyasal zehirlerin ve benzeri kaitle imha silahlarının kullanılmış ve de kullanılıyor olması, yüreğimizi dağlamaktadır. Bunlara alet olanlar, yardım edenler, destek verenler, hele hele bu katiller için dua edenler öldürülen bir tek bebeğin hesabını bile veremezler. Kaldı ki milyonlarca insan katledilmiş, yüzbinlerce kadına kıza ve çocuğa tecavüz edilmiştir. Bunların büyük bir bölümü kendi canına kıymıştır, utanç içinde yaşamaktansa. Kuyulardan intihar etmiş genç kız cesetlerinin çıkarıldığı basına kadar yansımıştır. Bu kadar katliamın bedelini düşünmek bile tüylerimizi diken diken etmektedir. Bunlar asırlar geçse de unutulmayacak, müsebbipleri lanetle anılacaktır.
Ordumuzu Haçllıların yaptığı katliamlarda erkete olarak kullanıyorlar, operasyonlara gönderiyorlar, katilleri koruma görevi veriyorlar gibi iddialara resmi raporlarla cevap verilmesini talep ediyoruz.
Bu tür iddialar içimizi yakıyor da onun için…
Ekrem Şama
ekremsama@
YORUMLAR
Insan isterse meleklerden bile ustun olabilir,isterse seytani bile golgede birakir da kendi gunahinda debelenir,kac masum can gitti kac cocuk yetim kaldi kac ana aklindan oldu sorulur bir gun onlarinda gunu gelir zalimler yaptiklarindan habersiz sanmayin rabbimizi mazlumlar icin yasasin cennet zalimler icin yasasin cehennem iste ilahi adalet.
Müslümanın derdiyle dertlenmek, insanlığın derdini kendi derdi bilmek... Toplumun her kademesinden insan, herhangi bir ortamda konuştuğumuzda bu tür husulardan rahatsız. İnsana yakışan da, en azından "buğz etmek" olmak. Sade vatandaş olarak da elimizden gelen ancak bu kadarı.
Netice- i kelam: Elimizde müslüman kanı olmasın!
Duyarlı yazınız için teşekkürler. Selam ve dua ile...
Saynur Öztürk tarafından 2/17/2012 4:45:52 PM zamanında düzenlenmiştir.
Ağır yaralı insanlığımız ...Afganistan gibi nice yerlerde şeytanın istiaze çektiği insanlardan ne beklersiniz ki?Bu sorular cevaplanmalı ,evet...Hele bizim askerimiz bu pisliğin içine asla bulaşmamalı .Kardeş kanı ellerimizden çıkmaz yoksa ebediyyen ...:( Belki temas ettiğiniz gibi zulümlerine bir nebze engel olmak gibi bir görevle nasiplenmiş olsalar Mehmetçiğimiz ,yaralarımızın sızısı azcık dinebilirdi .Umarım öyledir .