- 1919 Okunma
- 1 Yorum
- 0 Beğeni
Mavi Gökyüzünün Altındaki Beyaz Çiçek
Sen, mavi gökyüzünün altındaki beyaz çiçek... Eğer sen de insan olsan böyle mi görünürdün? Sarı mı olurdu yüzün, geceleri kapanır mıydın içine, kolların yeşil mi olurdu, ya gözlerin... Acaba onlar hangi rengi layık görürlerdi kendilerine?
Sana böyle bakınca senin gibi bir insanın var olabileceğini düşünmüyorum. Benim nazarımda imkansız sana benzeyen başka bir varlığın bu evrende soluması.
Hele ki senin gibi bir insanın olması...Hayal etmek bile çok güç geldi bana. İnsanlar bu kadar güzel, narin, hüzünlü, yalnız ama sevgi dolu ve çevresine neşe veren varlıklar olamazlar ki. Sabredemezler, yanlış mevsimde açarlar. O yüzden üşür, sonsuza kadar toprağa gömülürler.
Olmuyor işte öyle bir ihtimal. Ama eğer ki Tanrı seni bir insan olarak yaratsaydı elbet ki en güzelleri olurdun sen. Ebedi bir manzara gibiymişsin gibi seyrederlerdi seni. Solmazdın sen, dalından kopsan bile kurumazdın... Ölsen dahi asla kaybolmazdı renklerin.
Her güzelin güzelliğine benzemezdi senin güzelliğin. Dillere destan olmazdın mesela sen, çünkü insanlar senin koparılma ihtimalinden korkar kimseye bahsetmezlerdi senden. Kendi aralarında bile konuşmazlardı hakkında. Canları konuşmak istediği zaman dilleri dönmez, kelimeler dudaklarından dökülmezdi. Anlatamazlardı senin güzelliğini yetersiz dağarcıklarıyla.
Gözlerin bambaşka olurdu, istisnasız büyülerdi herkesi. Menekşeler gibi olurdu renkleri. Işıltılar saçardı etrafa. İnsanlar senin gözüne bakınca yaşamak isterlerdi.
Saçların, seni görenlerin yüreklerini cayır cayır yakan alevler gibi kızıl olurdu. Dokunamazdı kimse saçlarına, dokunan yanardı sanki.
Dudakların nisanda açan kiraz çiçeklerinden alınmış gibi görünürdü. Pembeliği onu narinleştirirdi. Ağlasan bile gülebilirdin, baharı özletirdi dudakların.
Tenin, yılın ilk düşen kar tanesine benzerdi. bembeyaz ve soğuk. Saçlarının aksine dokunsan eriyecekmiş gibi olurdu.
Seni hatırlatırdı beyaz bana, şimdiki gibi.
Farklı olurdun işte sen. Hayallerdeki insan olurdun, erişilemezdin.
Hayallerde yaşardın ya zaten...
Ama tanıyorum ben seni, çok iyi tanıyorum. İnsan olsan bile kaçardın insanlardan, ardından gelir buraya sığınırdın. Mavi gökyüzü senin şövalyen olmaya devam ederdi. Toprak olurdu yine evin. Papatyalardan yapılma bir taç geçirirdin ateşten saçlarına ve devam ederdin bir insanın bedeninde vücut bulsan da çiçeklerin kraliçesi olmaya. Bak, yine çiçek yaptım seni.
Eğer sen bir insan olsaydın, o zaman bile bulurdum seni. Bu sefer nasıl mavi gökyüzünün altındaki beyaz çiçek olacağını anlatırdım sana. Senin hikayenle çalardım porselen kalbini.
Varlığını bilmek bile yeterdi seni sevmeme, sevdiğim ve seveceğim gibi.
Gerçek olmasan bile inanırdım sana.