7
Yorum
1
Beğeni
0,0
Puan
1546
Okunma
Çoğu zaman dalarsınız geçmişin iyi veya kötü anılarına,yüzünüzdeki hüzün, uzun yıllar öncesinde üzüldüğünüz bir olayın yansıması olur adeta.Tebessüm varsa suratınızda,o zamanda tatlı bir anı nın sizi güzel düşüncelere götürdüğü anlaşılır.
Mesela,yatılı okulda okuyorsunuz,kocaman çocuk olduğunuz halde uykuda altınızı ıslatıyorsunuz,kimseler görmesin diye her türlü yolu deniyorsunuz anlaşılmasın diye.İşte bu olay aklınıza geldiğinde iki seçeneği birden yaşayabiliyorsunuz,yani somurtuyorsunuz,sonrada tebessümle başınızı iki tarafa sallıyorsunuz.
Okul gezisine gideceksiniz ama değişik bir kıyafetiniz olmadığı için,arkadaşınızın gömleğini giyiyorsunuz.Resimler çekilmiştir siyah beyaz,poz veriyorsunuz güzel çıkasınız diye.Başka bir hafta sonu evinize evci olarak giderken Annenize resimleri gösteriyorsunuz.Anneniz size’’Bu gömlek kimin’’diye soruyor,arkadaşınızdan aldığınızı söylüyorsunuz.Akşam üzeri,bin bir cefayla ekmek parası kazanmak için didinen babanız yorgun argın eve giriyor,sizi görüp,oğlu geldi diye sarılıyor size.Adamcağız,o anda bir çene fırtınasına maruz kalıyor anneniz tarafından’’Senin gibi baba olmaz olsun,çocuğunun giyeceği bir gömleği yok,el alemin gömleğini giyip geziye gidiyor’’diyerek resimleri suratına fırlatıyor.Aslında ikisi de evlatları için didinen insanlar.Bir tarafta;evladının mağdur ve mahcup olduğunu düşünen bir Anne.Diğer tarafta var gücüyle gündelik işlerde çalışan alın teriyle,helal bir lokma getirme çabasında olan bir Baba.Babanızın o anda başının öne düşmesi aklınıza geliyor’’Öfff yoksulluğun gözü kör olsun’’diyorsunuz sessizce.Gözleriniz doluyor,hüzün kaplıyor çehrenizi.
Sonra komşu bahçedeki erik ağacında erik aşırmak için çıktığınız ağaçta saatlerce mahsur kaldığınız.Bahçenin sahibi’’İn ulan velet,bacaklarını kıracağım senin’’diyor,korkuyorsunuz ağaçtan inmeye,amcada çok inatçı,ağacın altına oturuyor sigarasını yakıyor,inadına bekliyor,söylenerek elindeki sopayla ağaca vurarak.Bir boşluktan yararlanıp aşağıya atlamanız,sonra koşup gitmeniz,arkanızdan bağırarak sizi kovalaması’’Vay be ne güzeldi o günler’’diyip yüzünüzdeki tebessümle epey idare edişiniz.
Sonra,gurur duyuyorsunuz o babanın evladı olduğunuz için
Çünkü o size haram lokma yedirmedi,sizde asla çocuklarınıza yedirmediniz.
Çünkü siz hiçbir kuşun yuvasını bozmadınız.
Çünkü siz kimsenin sevgilisine yan gözle bakmadınız.
Çünkü siz sevdiğinizi Allah’ına kadar sevdiniz,sevdanıza hile katmadınız.
Çünkü siz kimseye,bilerek kötülük yapmadınız.
Çünkü siz anne ve babanızı hayal kırıklığına uğratmadınız
Çünkü sizin evlatlarınız hep başınızı dik tuttular.
Çünkü siz onurunuzla yaşamayı bildiniz.
Çünkü siz kendinizi ezdirmediniz ve başkasını asla ezmediniz ve ezdirmediniz.
Çünkü siz,kendi çıkarınız için başkalarına dalkavukluk etmediniz.
Bunları alt alta yazdığınızda’’İyiyim,ben iyi biriyim diyebiliyorsanız,işte budur yaşamak.Acıyı ve tatlıyı birlikte yaşayarak mutlu olmasını becerebilmektir yaşamak.
AHMET MORAN