- 3442 Okunma
- 8 Yorum
- 1 Beğeni
Türk Medeni Kanunu ve Türkiye'de Kadın
Kadın olmak. Anne olmak. Çalışan kadın ve anne olmak.
Türkiye’de kadın olmak...
Sorumluluk çemberi içinde zorken iki misli yaşamak bir çok güçlüğü.
Her ne kadar ülkemizde kadınların haklarını koruma ve gözetme noktasında bir takım faaliyetler sürdürülse de yeterli değildir ne yazık ki. Kadın tüm dünya genelinde olduğu gibi ülkemizde de hala çifte sömürülmeye devam etmektedir. İrdelenecek bir çok (?) ile birlikte.
Toplumların tarihinde kadınların haklarına yönelik dönüm noktası ve milat kabul edilebilecek tarihler vardır. Bu bağlamda Türkiye Cumhuriyeti’nde dönüm noktası özelliği taşıyan ve 17 Şubat 1926 tarihinde Atatürk ilke ve devrimlerinden halkçılık ve laiklik ilkesi ışığında hukuk sisteminin temellerine oturan Türk Medeni Kanunu kabul edilmiştir. Tarihsel süreçte değişikliklere uğramıştır.
Bütün kanunu içeriğiyle inceleyecek değiliz elbette. Günümüz Türkiye’sinde kadına kazandırdıklarına kısaca değineceğiz.
Esas olarak daha demokratik içeriğe sahip olması nedeniyle o dönemde İsviçre medeni kanunları tercih edilmiş, hukuk alanında uygulanan devrimler arasında kadınların statüsüne netlik kazandıran hedefleriyle kadının sosyal, ekonomik ve siyasal anlamda erkeklerle eşit düzeyde haklara sahip olmasını sağlamıştır.
Kanunun o dönemden sonraki en büyük getirisi, akabindeki yıllarda kadınlara muhtarlık ve milletvekilliğine katılabilme haklarının sunulmasının da temel taşını oluşturmasıdır. Salt sosyal hayat sistemini düzenlemeyi amaç edinmiş gibi görünse de kadının toplum içinde kendi yerini belirlemesinde ve modern çağı yakalayan fikir açısını yakalamasında en önemli rolü oynayan medeni kanun Türkiye Cumhuriyeti’ni bir çok ülkeden çok önce kadına haklarını sunan ülke konumuna yükseltir. Öyle ki kanunun kabulünden sonra gayrimüslim halk içinden bu kanun kapsamında yaşamak isteyen kitleler oluşmuştur.
Hızla büyüyen ve ilerleyen dünya artık medeniyetlerin, kültürlerin, teknoloji ve gelişimin pozitif düşünülmesi gereken yarışına şahitlik ediyor.
Türkiye’de kadın, yıllar öncesinde kendini toplumun üst seviyelerine çeken, çağın modern zamanlarına ışık tutan Atatürk ilke ve inkılaplarını el üstünde tutmayı unutmadan, sahip olduğu değerlerin farkında olarak büyüyen dünyanın ve yaşadığı ülkenin tam kalbinde hak ettiği yerde ve herkesle eşit kulvarda koşmayı hedeflemeli, hak ettiği daha güzel günler için...
Saygılar.
YORUMLAR
Birde kadınlarımız anlasa diyorum..çok eşliliği,hakların fazlalığını savunanlar hiçte az değil...kutladım
Necla Kezban Turan
Müsaadenizle bir anı nakletmek isterim
5 Aralık 2012 de Ulu önderimiz Mustafa Kemal paşanın imzasıyla Türk kadınına seçme ve seçilme haklarının verilmesi münasebetiyle bir çalışma yapmıştım; işte fotoğraflar yazılar vb...
bir ziyaretçinin yorumu;
"nesini kutluyorsunuz, kadının anne olma hakkının elinden alınmıştır,eviyle kocasıyla ilgilenmesine engel olunup ahlâksızlığa teşvik edilmiş, kadın sokağa düşürülmüştür...!
bu düşünce, içinde bulunduğumuz yıllarda bile (!) dillenecek cesareti ve cehalet ortamını buluyorsa
kadınların daha çok savaş vermesi gerekiyor,
kadın ancak şiirde edebiyat diline malzeme olarak kullanılıp yüceltiliyorsa biz daha çook uğraş vermek zorundayız!
genelleme yapmak doğru olmaz elbette, ancak bu düşünce hala yaşıyor ve hala kadın hakkı denilince kadınlar bile “kadının yeri evidir” diyebiliyorsa
ne kadar yol aldığımızı durup düşünmemiz lazım,
bu durumda hala kadını hala MAL olarak görüldüğü gerçeği yadsınamaz,
şovenist( yazınızla kesinlikle ilgisi yok) cümleleri sıralayıp gerçeği haykıranlara saldırmak sorunu görmezlikten gelmek ancak yarayı derinleşsin diye sumen altı etmektir
gerçek bu
bu ülkede kadınlar haklarının farkında olmadığı gibi kullanamadıkları haklarını da kaybetmeye yüz tutmuş hallerinden bi haber lay lay lom derdindeler ya da yedikleri dayak etkisiyle yara bere sarmaya koyuldukları için farkında değiller
Farkında olanlar ise bir avuç yetmiyor
En son eğitim sisteminde ki değişiklikle okulu bırakan öğrenci sayısı 100 bin den fazla
Okutulmayan kız çocuklarının gelecekteki halini ve dolayısıyla ülkenin gelecekteki halini varın siz düşünün
“Erkekleri yetiştirenler de kadınlardır
onun içindir ki; önce kadınları eğitin,
toplumların gelişmişliği kadınlarının eğitimliliğiyle doğru orantılıdır. filizŞahin”
saygımla...
Necla Kezban Turan
Necla Kezban Turan
bu yazıyı yaklaşık 1 sene önce yazmışım ve alttaki yorumlarda da gördüğünüz gibi sadece 2 bayan üye yorum yazmış.
söylediklerinize bu bağlamda katılmamak elde değil. ilk başta kadınlar içinde bulundukları konumu ve değerlerini bilmeli ki bazı kavramları dünya üzerinde değiştirebilsinler.
Mustafa Kemal Atatürk'ün öngürüsüyle kadını yücelttiği yerden alıp hak etmediği noktalara getirmeye çalışan zihniyete karşılık yazılmış bir yazıydı aslında ki bu konuda söylenecek ne çok şey var daha....
ben kalemim döndüğünce söylemeye çalışacağım. anlatmaya.
benimle fikirleri uyuşan biriyle karşılaşmak özellikle kendi yazımın altında mutluluk verdi.
saygılarımla.
Filiz Şahin.
farkında olmak ve savaş vermek zorundayız aksi halde vermediklerini alacaklar sosyal hayattan daha doğrusu hayatın her alanından dışlayıp varken yok olmayı etkisiz eleman konumuna düşürürken bile öyle süsleyip püsleyip sunacaklar ki kim neye evet dediğini bile anlamadan sıfırı noktasına cumburlop yuvarlanacak...!
ben bunu istemiyorum evet bir avuç kadarız ama hakımızı koruyacak kadar da çoğuz ve istemediğimizi kabul etmeyeceğimizi anlatacak kadar da çoğalabiliriz sadece çaba harcamak zorundayız
dediğiniz gibi anlatıp bilgilendirmek adına güçbirliğiyle kadın olmanın aslında gücün kendisi olduğunu idrak ettirmek için çabalamak zorundayız
çabalarınızı sonuç vermesi dileğiyle sağlık ve afiyetler diliyorum sağlıkla kalın
saygımla
Necla Kezban Turan
benim kendi kendime hesaplarım var siyasi platformun her neresinde olursa olsun bir ucundan 'kadın hak ve hürriyetleri' üzerine tutmak.
saygı sevgi benden. :)
Filiz Şahin.
biz birebir çabalıyoruz anlatmak izah etmek bilgilendirmek için
siyasileri kadın mevzuunda çok samimi bulmuyorum henüz caydırıcı bir yasa çıkamadı ki kadın ve aileden sorumlu bakanımızda kadın!
yani kadınlar da kadın konusu olduğunda nedense hep bir adım geride duruyorlar en son isyan ettiğim
doğuda tecavüz kurbanı genç hanımın kürtajına onay vermeyen bir savcı hanımdı "sen doğur devlet bakar" deyip kürtaj dilekçesini onaylamammıştı
sizinde konu hakkında örnekleriniz eminim ki çoktur durum açıkçası fecaat derecesinde desem abartmamış olurum da umudum var tabii ancak ummak dilemek dışında birşeyler yapmalıyız da birleşmek bilinçlendirmek adına...
İnşallah amacınıza gerçek anlamda ulaşırsınız
Sevgili Kezban, iyi demişin hoş demişin de! Bizim kadınlarımız bu dediklerini anlamazlar ki… bu dediklerine tepeden verilmiş hak diye bakar ve burun kıvırırlar, bunlara ilahi şeyler demen gerekir diye düşünüyorum. Sonuçta herhangi bir çaba verilmeden edinilmiş hak, hak olmasa gerek.
Önce çuvala girecekler, sonra çuvaldan çıkmak için çaba verecekler…
Atatürk bu devrimleri gerçekleştirirken. Ingiltere de; kadınlar,Kralın atının önüne yatıyorlardı, seçme ve seçilme hakkı için…