- 667 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
POSTA KUTUM
POSTA KUTUM
.. arada bir durup sürekliliği olan anlamlı sözleri bazen de benim de içinden çıkamadığım cümleleri kurmaktan kendimi alamadığımı düşünüyorum evden çıkıyorum yeni bir düşünceyi alarak “..gidene üzülme sevse gitmezdi gelene sevinme oda başkasından geldi bügün seni deli gibi seven dün başkasının uğrunda ölecekti..”sabah sabah olalı bu kadar erken birini tanımamıştır yollara çıkan benim bu halime ne demeli içimde rahat durmayan hüzünlerin tetiklediği duygular olmalı daha ezanlar bile okunmamıştı sokak köpekleri derin uykusundalar otobüs duraklarının içinde kıvrılı yatıyorlar her sabah aynı buluyorum çok mu yorgunlar acaba biraz yaşlı gördüm iri ve tenbelceler kulaklarında sağlık kontrolleri yapılmış küpeleri ile yanlarından geçiyorum.Hava ıslakça arada bir serpiyor hoşuma giden de bu tarz bir yağış aklıma Sunay akının dizelerine benzer sözler geldi “.. şemsiye yapımcıları ıslanmaktan tek kişiyi koruyacak genişlikte kesince kumaşları yağmur değil yalnızlıktır yağan..” diyordu son gülerde geçmeyen kalp ağrılarımı dinliyorum ne kadar mutsuz düşürüyor beni “.. hayat, o kadar acımasız ki verdiği he rşeyi geri alırda, sonu gelmez..o gün gelir, yüzleşirsin geçmişinle. sokaklar, dile gelir söylemezler yanlış nerde hadi gel kurtar beni bu hayattan gel kurtar beni bu azaptan hadi kurtar beni, yine eskisi gibi, bir baba sevgisi gibi, ağır ve yavaş.. mevlam birçok dert vermiş beraber derman vermiş bu tükenmez derdime neden ilaç vermemiş..” demekten kendimi alamıyorum birazı isyan birazı çaresiz bırakılmış yapyalnız bırakılmış biri gibi hissediyorum kendimi bazen akşamları geç vakte kadar zihnimi dağıtmak belki unutmak acılarımı bu yüzdeniçin en olmadık değil bana faydası ne dünyama ne de ahıretime hiçbir faydası olmayan tv. karşısında geçiriyorum sonra birden “… tepem attı gecenin bir yarısı olmuş daha oturuyorum günlük mecburi katlanmak zorunda olduğumuz nefret edilesi kişilere tahammül etmek zorunda bırakılıyorum ya deli oluyorum...” diyerek kendime herkese gözlerimin önüne gelenlere sayıyorum sonra oturup bir başıma yazılmış dizelerden ezberimde olanlardan ruhuma en uygun olanları okuyorum ”..fanidir dünya fani /alır da vermez yari/bu tükenmez derdimi/tabipler de bilmedi/Allahın verdiği dert gün olur gelir geçer aşka düşen gönüller /yanar kül olur biter..” aklıma birden en çok sevdim filmler geldi sıralamaya koydum fakat en çok “..gönül yarası ve melekler şehri “ isimli film nedense anlamaya anlatmaya hissetmeye çalıştığım kurgu ve duygu olarak ben olan heyecanlarımdı o filmleri hatırlamak şimdi buna neden ihtiyacım olduğunu yine ben biliyordum.Yol..yolcu..yollar..hepsinde ben varım az önce başlayan yağmurla ıslanıyorum ıslak yollara basarak geçiyorum tek tük arabalar geçiyor onlar da ıslatıyorlar beni susuyorum sabah kadar yalnızım susuyorum konuşmuyorum yürüyorum “.. söylenemiyor çok şey susmadan..” diye bir sözü içimden geçiriyorum "..şimdi benim son diye bitirdiğime, kim bilir kimler ilk diye başlayacak gelmeyecek bir gideni olmayacak bir nedeni beklediniz mi hiç ?" diye devam ediyorum bunları aklımdan kalbimden geçirme nedenlerimi anlayacak biri olacak mı ? ah bu kendini sürekli yalnız bırakma halim “..seni aradım kalabalık yalnızlıklarda...o an anladım!yalnızlık senin olmadığın tüm kalabalıklarda...” işte yeni bir felsefe boyutu olan bir cümle daha bana sık sık gelir böyle ani çığlıklar yalnızlığımı irdelemek bir tarifini yapmak istesem dedim “..yalnızlığın tarifi;insanın kendini zamandan, mekandan, acıdan ve mutluluktan daha doğrusu kendinden soyutladığı, kendi kokusundan uzaklaştığı, elini uzattığında boşluğu okşadığı, aynaya baktığında canının yandığı, soğuk yatağının bir türlü ısınmadığı, içinde sıkıştığın bedenin kontrolünden çıktığı, kendi dokunuşlarının bile yabancılaştığı, aldığın havanın ciğerlerine ulaşamadığını hissettiğin andır...kalabalıkların içinde bile yalnız hissedersin bazen kendini..asıl yalnızlık kendine dönüp baktığında, içine, kendine dokunduğunda hiç bir duygu hissedemediğin andır.sevinç, acı, hüzün, mutluluk, keder, sıkıntı....bu duygu ve benzer duyguların hiç birini hissedemiyorsan kendine dokunduğunda asıl yalnız olduğun anlar o anlardır işte...yanında biri olması falan yalnız değilsin demek değildir..kendinle baş başa kaldığında kendine dokunduğunda bu duygulardan birini dahi hissediyorsan, o ruh halleri içindeysen eğer ne mutlu ki yalnız değilsin..” uzun bir fikir düşünce yolculuğuna çıkmış gibi hissettim kendimi kim bilir daha ne kadar kendimle konuşacağım bu yol uzun yol daha yolum var sağımdan solumdan geçen arabaların korna seslerine aldırmıyorum özellikle minibüs ve taksiler hepsi aynılar onlar için ben bir yolcu olarak mahkumum sanki binmelere oysa yolların yolcuları yaya olanlarıdır güzel olan tarafı da kendisiyle sık sık dertleşir olmalarıdır “. dertlerimi sayfa sayfa savurdum mümkünse gelmesin yenisi zaman ne demek adını sende unuttum biliyorsa söylesin birisi gel saklanalım hiç bir ayrılık bulmasın bizi.. !” satırları dökülüyordu dudaklarımdan nihayet uzaktan görünmüştü çalıştığım okul mutlu hissettim kendimi “..mutlu olmanın yolunu karşı tarafı mutlu etmek sanıyordum hep yalnız kaldım…” demek zorundayım çünkü çok yalnızım.Gözüm bir evin dış kapısında monte edilmiş çok şık bir posta kutusuna takıldı ne güzel alışkanlıklarımız vardı mektup yazmak gibi posta kutusunu bakmak gibi bizi orada bekleyen acı tatlı sürprizlerden ne varsa bulmak duygularını tatmak gibi.Aslında mektuplarını benim yazdığım böyle bir posta kutum var onu sık sık yoklarım ben açarım ancak orada adresime attığım zarfları ben bulurum sadece dün akşamdı posta kutumu açmıştım “..posta kutumdaki mektubum Uzak mısın, yakın mısın acaba uyanık mısın bu korkunç yalnızlıktan beni mi sen kurtarırsın offfffff ..bugün biraz ağır takıldık posta kutumdaki mektuplarım size kapanışı bir şarkıyla yapalımmı ne dersiniz sözün bittiği yer deyip yol alalım ne demişler yolcu yolunda gerek meltem cumbul ayrılık ateşten bir ok,etek sarı erkan oğur kerpiç kerpiç üstüne,fırat ağıtı,derdim çoktur hangisine yanayım ne söylersen ağlatıyorsun..posta kutumdaki mektubum Uzak mısın, yakın mısın acaba uyanık mısın bu korkunç yalnızlıktan beni mi sen kurtarırsın offfffff offf..” söylenip durmuştum .Sevmek sevmeyi sürdürmek sevdiğimle bütün zamanlarımı yaşamak hayalime ne oldu ? o kadar özlüyorum ki sevgimi derinden hissedecek biri çıkıp gelecek mi ? “..gözlerimi açtığımda aklıma ilk gelen sen oluyorsun ve yine en son gelen sen…evet günlük uykum kaçtı rüyalara rest çektim uyumuyorum. herkes derin uykudayken ben sana dalıyorum uykular çok tatlı derler ben seni tadıyorum onlar uykuya ben sana doyamıyorum biraz arebeskçe ama güzel.. “ ..nihayet yol bitti fakat söz bitmedi şehrin ışıkları birazdan bir bir sönecekler ancak benim bitmeyen geçmeyen sönmeyen ışıklarım sözlerim yollarım hiç tükenmeyecek …
mUSTAFA kAYA
15.02.2012/BEYLERBEYİ
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.