EVE ERKEK ATMA SANATI

• 15 Şubat 2012 Çarşamba 07:39:32

Hayatımda hiç pul koleksiyonum olmadı. Kartpostal koleksiyonumda olmadı, kelebek koleksiyonumda. Aslında ben hiç bir şey biriktiremedim gençliğimde ben birşeyler biriktirecek kadar sabırlı değilimdir. Yinede koleksiyonum olmadan bir erkeği eve attım. Bizim jenerasyon bilir bizim gençliğimizde erkeler kızlara ‘’hadi bize gidelim sana pul koleksiyonumu göstereyim’’ diyip kızları eve atmaya çalışırdı. Bana böyle bir teklifle gelmeye kimse cesaret edemezdi. Oysa ben koleksiyon biriktirmeden. Gel sana koleksiyonumu göstereyim demeden. Kıvırmadan yalan söylemeden bir erkeği eve attım.

Yazımı okuyanlar beni yanlış anlamadan. Adım çıkmadan eve erkek atma olayını başından bir anlatayım. Ben kimi eve atarım sizce tabi ki Recebi evet hayatımda başka erkek olmadı ki eve atayım. Gözümü açtım on beş yaşımda Recep’i gördüm hala daha onu görüyorum. Öf ya hayatım Recep’i görmekle geçmiş yazık mı desem ne mutlu mu desem. Ben yinede ne mutlu diyeyim. Evimin direği çocuklarımın babası ne de olsa. Recep’e bu kadar methiye yeter.

Şimdi olayı anlatayım yıl 1985 ben daha on sekiz yaşındayım. Liseyi bitirim üniversite sınavını kazanamadığımı öğreneli birkaç ay oldu. Hatta Recep’e üniversiteyi kazanamazsam seninle evlenirim dediğimden dolayı ailesi gelip istemişlerdi.

Bu aydı yani Şubat ayı zannediyorum. Babam, annem, kız kardeşim İstanbul’a gidecekler. Ben evde kalacağım. Halamın kızıyla birlikte evde yalnız kalacağız. Bende beş tane hala var ben onlara beşi bir yerde diyorum. Halalarımı çok severim. Hatta enbüyükhalam ben ona koca hala derim benim ebemdir. Bei o doğurtmuş çocuklar bana kızıpta ay senin ebene değince bozulyorum. Ay senin ebene demeyin koca halam ebem ayıp oluyor derim.

Ağabeyim av kazası geçirdi bacağından yaralandı. Yaklaşık bir yıl birçok hastanede tedavi gördü. O zamanlar da İstanbul Balta liman hastanesinde yatıyor babamlarda ona ziyarete gidecekler.Beni götürmüyorlar sen evde kal evin işlerini yap dediler.

Aslında benim canıma millet evde oh bir başıma gel keyfim gel.Aklıma Recep geliyor nasılsa istediler beni bende onunla buluşurum diyorum.Babam ailesini beğenmemişti onun için okutacağım diye bahane edip vermemişti. Babam kızımı okutacağım dersaneye gönderip üniversiteyi kazanacak dedi. Dersaneye falanda göndermedi sonradan vaz geçti. Neyse bu konulara girmek istemiyorum belki başka bir yazımda anlatırım.

Recep Ankara’dan gelir gezer tozarız üç dört gün özgürüm Recep ve ben. Hemen ankesörlü telefon kulübesinden arıyorum. O zamanlar evde telefonumuz yok daha almamışız demek ki.Telefonu Recep açmıyor yine babası açıyor. Sanki kayınpeder olacak adam telefonun yanında oturuyor.İstemeye geldiklerinde tanışmıştık onun için nasılsınız diye halini hatrını soruyorum.Sonrada Receple konuşabilirmiyim diye babacığımdan izin istiyorum.Oda Recep’içağırıyor geli kızdeğip telefonu veriyor.Ben alo demeden ’’Recep babamlar İstanbul’a gidecekler gelsene buraya üç dört gün yoklar’’ diyorum.

Recepte tabiî ki bu teklife balıklama atlıyor. Ankara Erdek arası 550 km ve adam beni görmeye onca yoldan gelecek. Bu ilk gelişi değil üstelik daha önceleri de çok geldi. Benim için az mı Ankara Bandırma yollarını arşınladı bende az çektirmedim.Az bile yapışım erkek milletinin burnundan getireceksin.

Gece Ankaradan otobüse biner. Sabah Bandırma da olurdu bende okula gider gibi evden çıkardım. Okulu asar Receple gezerdim. Akşamda okuldan geliyormuş gibi eve giderdim. Recep de ya geri döner yada otelde kalır ertesi günde buluşurduk. Ben çantama norma kıyafetler koyardım. Tuvaletlerde üzerimi değiştirirdim. Akşam eve dönerken yine okul kıyafetlerimi giyerdim.

Ben çok fenaymışım ya iyi ki çocuklarım yapmıyor. Yapıyorlar mı acaba yok ya yapmıyorlar. Bana anlatıyorlar her şeylerini. Gerektiğinde ben izin veriyorum zaten çocuklarıma baskı uygulamıyorum.Benim ailem baskıcıydı yasaklarım çoktu bunu da söylersem yasaklarım daha da artardı. Onun için çocuklara baskı uygulalamak lazım yoksa sizden kaçmasına sebeb olursunuz.

Ben Recep’e her zamanki yerde sabah 10 da beklemesini söylüyorum. Herzaman Uğrak pastanesinde buluşurduk. Tamam diyor çok mutluyuz aylar sonra birbirimizi göreceğiz.

Gece bizimkiler İstanbul yolcusu hazırlıklar yapıldı. Ağabeğime börekler çörekler pijamalar çamaşırlar hazırlandı. Ben annemi bir kenara çektim.

-Anne yarın Recep gelecek ben onunla buluşacam
-Ben karışmam babana sor o izin verirse buluş
-İyide anne ben babamdan nasıl izin alayım hem izin vermez.
-İzin vermez tabi kafanı kırar senin bende seni kurtarmam. Sen bekle ben bi sorup geleyim.

Annem zaten beni hiç idare etmedi. Babam kesin izin vermez gebertir valla. Ben buluşacağım ne olursa olsun kafama koydum. Annem geliyor yanıma babamın yanından.

-Anne babam ne dedi.
-Eğer buluşmaya giderse onu bu ağaca bağlar döverim dedi

Zaten her şeyde o ağaç tehdit aracımdır. Ağacı üç kişi kucaklasa ancak sarar o kadar büyük bir ağaç hala o ağacı her görüşümde anılarım depreşir. Babam yaparım dediyse yapar. Hitlerin Türkiye temsilcisi. Benden sabun bile yapar hatta kemiklerimden düğme bile yapar. Ben tabi fena halde tırsıyorum. Babamlar İstanbul’a gidiyorlar.

Ben iki hala kızıyla evde kalıyoruz. Oh keyfimize diyecek yok. Çaylar içiliyor, sigaralar yakılıyor gel keyfim gel. İyide yarın ne olacak Recep bekleyecek patanede. Babam gitme dedi gidersem ağaç var orada duruyor. Ne yapacağımı bilemez halde yatıyorum. Recepte otobüsle Bandırma’ya gelmek için yola çıkmıştır. Ben yarını düşünerek uyuyorum.

Sabah oluyor kara kara düşünüyorum şimdi ben ne yapacağım. Kararsız kalıyorum aklıma halam geliyor. En iyisi gidip ona danışayım. Halam bana ne yapmam gerektiğini söyler. Halam gençlerin aşıkların halinden anlar. Halam da gençliğinde çok aşk acısı çekmiş. Kesin bana git yeğenim babanı boşver aşk senin aşkın diyecek eminim.

Halama kısaca olayı anlatıyorum soruyorum ne yapayım diye. Halam umduğum gibi çıkmıyor. Karşıma oturup başlıyor ‘’bak kızım ben sana git veya gitme demem ama sen onunla gezerken seni veya babanı tanıyan biri sizi görse. Sonra babana senin kızını bir çocukla gördüm dese. Babanın başı öne eğilmez mi? Baban utanmaz mı yinede sen bilirsin’’ dedi. Bende ’’iyide hala biz zaten daha öncelerde buluştuk ozaman gören olmadı’’.’’Kızım belki bu swfer gören olur sen gitme halacığım’’diyor.

Ben gitmemeye karar veriyorum. Recep beklesin ne yapayım halam haklı. Şimdiye kadar görmediler amaya bu sefer görürlerse. Babamın başını önemi eğdireceğim. Recep bekler bekler amcamın telefon numarası var sonra beni oradan arar diye düşünüyorum. Mahallede de bir tek amcamın evinde telefon var.


Dediğim gibi de oluyor. Recep öğleden sonra amcamları arıyor. Beni telefona istiyor. Amcamın ufaklıklar koşarak gelip bir yandan da gülüyorlar‘’ abla seni telefonda bir erkek istiyor’’ tabi ki kıkırdıyarak söylüyorlar.

Ben koşarak gidiyorum telefona Recep. ‘’Nerdesin saatlerdir seni bekliyorum burada ağaç oldum neden gelmedin’’diyor. Bense ‘’ babam kesinlikle gitmeyeceksin’ dedi.’’Onun için gelemedim sen gelemezsin demedi ki. Hemen bize gel bizde oturalım’’ diyorum. Tabi ki

Recep buna balıklama atlıyor. ‘’Tamam geliyorum ‘’ diyor. Bende ‘’akşam hava kararınca kimselere görünmeden bahçelerden gel sakın yoldan gelme gören olmasın’’ diyorum telefonu kapatıyorum.
Ah benim aşkım sevgilim pastanede beklemekten ağaç olmuş. Biraz daha beklese kök salacakmış nerdeyse biliyorum bana aşık. Bende ona aşığım çok mutluyum. Saatime bakıyorum saat üç demek ki 5 saattir beni bekliyor. Önce onun için üzlüyorum. Sonrada beklesin erkekleri bekleteceksin hemen öyle her çağırdığında gitmeyeceksin acı çekmeleri lazım diyorum. Şimdiki aklım olsa daha beter meletirdim az bile çektirmişim.

Akşam olmasına az kalmış hemen eve gidiyorum. Ortalığı topluyorum evi temiz görsün. Bir de yemek yapmalıyım karnı aç gelebilir. Sevgilime yemek hazırlayacağım ilk kez onun için yemek yapacağım çok mutluyum. Mutfağa giriyorum yemekler hazırlamaya başlıyorum. Evliymişiz gibi o evine gelecek ben hoş geldin diyeceğim. Sonra birlikte sofraya oturup yemek yiyeceğiz. Ay çok güzel evliymişiz gibi. Her şey hazır havada kararmaya başlıyor.

Halamın kızları da geliyorlar onlarla kalıyorum ya korkmayayım diye veya bir şey olmasın diye. Siz Recep le beni baş başa kalıcağız mı zannediyorsunuz? Olur mu öyle şey kuzenlerimde yanımızda olacak. Onlara olanları Recep’in geleceğini anlatıyorum. Recep’i tanıyorlar tabi ki zaten tanımayan yok. Onu sevmeyende yok. Bütün sülalem Recep hayranıdır adamda şeytan tüyü var.

Hava karardı Recep az sonra gelir ev sıcacık sobayı yaktım. Evi yeni temizledim dağıtmayın diyorum. Yemeklerde hazır köfte patates kızartması erişte pilavı o da tamamdır. Hadi be gel artık sevgilim seni bekliyorum.

Köpek sesleri geliyor dışarıdan. Hayvanlar nasıl havlıyorlar sanki bir tavşan yada tavuk yakalamışlar hayvanı parçalıyorlar. Eyvah dedim yakaladılar öldürüp parçaladılar hayvanı. Biz kızlarla bunu konuşurken hayvancağıza üzülürken kapı çalıyor. Kapıyı açmamla aman Allahım ne göreyim Recep’in üstü başı perişan. Nefes nefese kalmış beni itip içeri giriyor. Az kalsın beni yere düşürecek. Ne oldu sana diyorum. Köpekler koşturdu diyor. Bana saldırdılar halime bakın. Pantolonun paçası yırtılmış. Çeketi nin kolu sökülmüş Recep hayvanlarla bayağı mücadele etmiş. Pis köpekler sevgilimi ne hale getirmişler. Köpek ısırdı mı diyorum yok diyor. Bedhi benzi atmış rengi sapsarı olmuş.

Hemen ayakkabılarını içeriye alıp saklıyoruz biri görmesin diye. Bana sarılıyor hoş geldin diyorum dışarıdan geldi ama sıcacık yinede. Kalbi sıcak aşk var kalbinde onun için sıcak.Kızlar hoş geldin diyor. Sohbet etmeye başlamadan. Ağabeğimin pantolonlarından bir tane veriyoruz. Pantolunun paçasını dikiyorum. Çeketini çıkartıyor onunda sökülen kolunu dikiyorum. Recep’i tamirledik. Benim ne kadar marifetli olduğumu görüyor. Bana ‘’ne kadarda marifetliymiş benim sevgilim’’ diyor.

Birlikte yemek yiyoruz, çay içiyoruz. Gözlerimiz birbirinden ayrılmıyor. Sokuluyorum yanına kedi gibi. Kızlar mutfağa çay getirmeye gittiğinde sarılıyor. Ufacık öpücükler konduruyor. O kadar inanın ilerisi yok.

Beni çok özlediğini söylüyor. Üniversiteyi boş ver gitme evlenelim seni çok mutlu edeceğim diyor. Çok güzel konuşuyor kulağıma beni sevdiğini söylüyor. Bende seni seviyorum diyorum. Aşkla saatler geçiyoruz ama artık gitmesi gerekiyor. Ne çabuk zaman geçti ben ona doyamıyorum o da bana doyamıyor. Ayrılmanız lazım her an birileri bizi kontrole gelebilir yakalanabiliriz. Ozaman ölümlerden ölüm beğen Eray baba öldürür. Meşhur zeytin ağacının altınada mearımı kazar.

Yine geldiği yerden bahçelerden gitmeli. Kimse onu görmemeli.Köpeklere dikkat et diyorum.Kendi pantolonunu giyiyor ağabeğimin pantolonuda yakışmıştı. Kızlarla vedalaşıyor kızlar içeriye giriyorlar. Bana sarılıyor ve sıcacık öpüp Allah ısmarladık değip karanlıkta kayboluyor. Beş dakika sonra uzaktan köpek havlamaları geliyor. Eyvahlar olsun diyorum yine parçaladılar Recebimi. Pis köpekler ne istiyorsunuz benim aşkımdan derken kapı çalıyor.

Halamın oğlu kontrole geliyor. Evde üç kız yalnız ne olur ne olmaz diye bakmaya gelmiş. Beş dakika önce gelseydi ayvayı yemiştik. Çok şükür ucuz atlattık. Halamın oğlu köpekler bir şey yakaladı parçalıyor diyor. Bense tavşan veya birinin kümesten tavuk kapmışlardır diyorum.

Aklım Recep’te acaba sağ salim ısırılmadan köpeklerden kurtulabilecek mi? Yoksa sabah parçalanmış olarak ölüsünü bulacak mıyız? Ölmediği kesin az önce işe gitti yani yanımda ama yaralandı mı onu sabahı öğrenebileceğim. Yarın Erdek’te buluşmak için sözleştik. Babam Bandırmaya buluşmaya gidemezsin dedi. Eve gelemez veya Erdek’te buluşmasın demedi. Demokraside çareler tükenmez.

Eve erkek atma maceramı o gece yanımdakilerden başka kimse bilmiyordu. Bunca yıl sakladım kimselere anlatmadım. İstanbul’da o gece yanımda olan hala kızında kaldık. Ben kızımın yanında ağzımdan kaçırdım. Şimdi kızım sen eve babamı attın he biz yapsak bize neler yaparsın.Bende yapabilirim bir şey demeye hakkın yok diye konuşmaya başladı. Kıvırmaya çalıştım ama yemedi galiba. Böyle maceraları çocuklardan saklamak gerek. Yoksa bize karşı kullanabilirler.

ERAY ÖZGÖR SARIKAYA
15.2.2012