- 695 Okunma
- 1 Yorum
- 0 Beğeni
KAYBEDİLENLER LİSTESİNDEN BİR NOT
İnsan, sahip olduklarını kaybetmek istemese de kaybedebilir bazen; çoğu kez önem vermediğinden, kendi hatasından.
Nelerimizi kaybetmeyiz ki?
Kimi kez dalgınlığımıza gelir bir yerlerde unuturuz; vapurda, otobüste, minibüste, takside, otel odasında, garda… Cüzdan, şapka, atkı, eldiven, şemsiye, gözlük, kazak, kitap, defter vb. eşyasını kaybetmeyen kaç kişi vardır ki? Dalgınlıkla vazo, bardak, tabak, sürahi kırarak ya da gömlek, pantolon lekeleyerek hiç mi eşya yitirmedik?
Ne önemi var canım, alt tarafı eşya işte! Hiç de önemli değil. Verdik mi parasını gider yenisini alırız. Cana değil mala gelsin; zarar, ziyan. Giden mal olsun yeter ki cana bir şey gelmesin.
Ne dalgınlığımızın ne de unutkanlığımızın bile farkında olmadan bir de bakmışız ki, sahip olduğumuz canlar minik, ürkek, tedirgin bir serçe gibi uçup gitmiştir yaşantımızdan.
İyi olup olamadığımızı bilmeden, işkence çektiriyoruz canımıza. Sonra, günün birinde, mal da istifasını verince canın yorganlığından, doğduğumuz andaki gibi yorgansız ve çıplak kalıyoruz.
Canımızı sokakta bulmuş gibi, sanki canımızın yenisi varmış gibi yaşıyoruz. Sanki herkesin yaşam garantisi varmış gibi 60, 70, 80… yıllık ömürler biçip kendimize, 60, 50, 40, 30, … yıl bile yaşayamadan, birkaç saniye içinde yok olup gidiyoruz. Tüm bunları biliyor, doğruluyor ama yine de canımızı koruyamıyoruz.
Bugün sevdiğim canlardan birini kaybettim. Allak-bullak, sorgulamalar içindeyim… Onun yokluğu benim gibi tüm sevenlerinin canını çok yaktı. Şimdi acı, üzüntü, hüzün ve karamsarlık var yüreğimde. Hiç beklenmeyen bir an da yitirilen bir canın sonrasında yüreğim; soğuk ve yorgansız.
Keşke eşyalarımı bir yerlerde unutsam, keşke en sevdiğim bardak kırılsa, gömleğim lekelense, keşke cüzdanımı, paramı… her şeyimi kaybetsem de, bir benzeri olmayan canlarımı, sevdiklerimi kaybetmesem.
Bir gün ben de yer alacağım kaybedilenler listesinin içinde.
Not: Beethoven hâlâ kızgın; bu yaşamdaki ben gibi…