Yazmasından Ziyadesiyle Huzursuz Olduğum Bir Takım Hayat Meseleleri
Yazmasından Ziyadesiyle Huzursuz Olduğum Bir Takım Hayat Meseleleri
Bu öteki, bir diğeri, hep iyi olacak sonrası heveslisi, hikâyelerim; mutsuz ama gurursuz da bir taraftan, rezil saadetlerimin, anlatılacak pek bir şeyi de yok zaten…
Siyahı ne kadar izah edebilirim ki, körse eğer her “neyse”si ve “her şey” basit işte, karanlık, zifiri bir de…
Belki haddim değildi, kumdan kaleler meraklısı olmak, doğduğum şehirde deniz yoktu diye, herhangi bir kimsenin hayatından biraz az daha sertti yaşadıklarım, söylenmeye hakkım yok, meleklere de surat asmaya belki ki çocukluk mezarlıklarımın yolunu kaybedeli uzun zaman olmuşken…
Sıktı veya zaten hep yazarken renklerle tarifine sığınacak kadar kötü idi anlatmak istediklerim, iyi niyetinden olur ya; insan, hep bir diğeri için dua ettiğini sanır avuçlarını her Tanrı ya açtığında. Nedendir bilemedim hiç, uzun uzadıya kelime sıralamak mıdır bu her ne ise, anlatmasam içimde kalırsa bu kelimeler, çürürler, küflenirler korkusuydu belki tüm bu yazmaya çalıştığım her ne iseler…
Hep gitmek zorundayım, hep yazamam artık, özlemlerimi, acılarımı, hiç sonu gelmeyecekler çünkü. Mutluluklarımı da tabi, yazamayabilirim artık, karamsar olmamalı insan yinede, iyiye ve güzele dair her şey sigaranın sudaki sesi kadar olabilir ve ya hiç tek seferde yanmıyorsa bile çakmak, ben her zaman eşit davranmaya çalıştım iyiye de saadetlerime de yazmıyorsam eğer mutluluklarımı da yazmayacağımdandır sancılarım…
E sizde takdir edersiniz ki, anlatmamın bir önemi yok zaten hissettiklerimi, düşünmesi bile kahrediyorken, neyi değiştirir ki hayatın önünü, arkasını, öncesini, ötekisini kelimelemek. Bu saçma sapan izahatların edebi değeri yoktu, hayat edebine uygun vermedi hak ettiğimi düşündüklerimi çünkü. Devam etmek istemiyorum…
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.