- 1466 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
İlahi Komedya
Ama nasıl olur? Bir başkasının şiirini eleştirirken veya överken kendi şiirinin başarısızlığını görmez insan! Ömrü boyunca üç şair tanıyıp, üçer şiirlerini bile okumadan şair olunuyor memlekette…
Şiir hakkında tek laf edeceğim, ister beğenin ister beğenmeyin; ustaların şiirleri okunmadan, incelenmeden ne yaparsanız yapın kaybedersiniz…
Hem niye şiir yazıyorsunuz? Şiir, bir dilin, toplumun en son ulaşabileceği nokta değil midir? Aslında bunu biliyoruz. Ama, niyeyse hep yapıyoruz! Sonra bir rüzgar geliyor süpürüyor yazdıklarımızı, niye?
Ne kadar bilirsek bilelim, tıkandığımız noktalar gelecektir. Bu durumu bizden önceki yazanlar da hissetmişlerdir iliğine kadar. Gectiğimiz yüzyıla bakın, bir tane dünya ölçekli şair çıkaramamışız, niye acaba?
Şimdi siz diyeceksiniz ki, ama Nazım, ama Ahmed Arif… eee ne olmuş onlar diye cevaplayayım; Nazım, eski doğu bloğu dediğimiz alanda tanınmıştır, Ahmed Arif ise sadece balkanlar da. Hem bu konular ayrıca tartışabilinir…
Şiir yazmanın okulu da yok, gerçi günümüzde neler yok ki; yaratıcı yazarlık kurslarından tutun da, iki günde nasıl star olunura kadar popüler ne varsa bizde. Ve bizde geçerli olan kural „bilgi sahibi olmadan fikir sahibi olmak“ Uğur Mumcu, ters dönüyordur mezarında.
Şiir ille de bilgiye mi dayanır? Evet… ama her bilgili şiir yazamaz o ayrı bir konu!
Ustaları okumak deyince; Dante’nin ilahi komedyası, Goethe’nin faust’undan bahsediyorum. Bizden de bir isim ekleyecek olursak, Fazıl Hüsnü Dağlarca olabilir…
O soruyu bir daha soruyorum, sahi niye şiir yazıyorsunuz?
Devam edebilir…
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.