Meselci'ye Mektuplar 7
............................
Tünaydın meselci...
Öncelikle iyi misin deme bana? Hiç iyi filan değilim...
Canım, tahmin ettiğinden fazla sıkkın. Sebepsiz üzgünüm. Nedensiz hüzünlere kapılıyorum. Değişik rüyalarla uyanıyorum birkaç gündür. Çabuk sinirleniyorum. Çabuk sessizliğe gömülüyorum. Çabuk kaçıyorum mutluluktan. Çabucak huzuru çiğniyorum ayaklarımın altında. Kötü olana yöneliyorum, güzellik yanı başımda dururken...
Kendimi durduramıyorum. Kendimi frenlemiyorum. Kendime sözsüz yazar gibiyim. Kendimde değilim Dostum. Ruhum acıyor. Tenim üşüyor. Çocukça ve aptalca geliyor bana çok durum. Çok kez kalp kırıyorum, gereği yokken. Çok kez kendimi hırpalıyorum, sakin olmam lazımken...
Sana da uğruyor mu böylesi eylemler ve/ya söylemler meselci?..
Yoksa sende hayat, güllük gülistanlık mı hep? Yoksa sen sabrın kollarından ayrılmıyor musun? Yoksa her şeye boş verme niyetinde misin hâlâ?..
Ben bu aralar kırılgan dallar gibiyim. Hemen çıt çıt çıtlanıyorum. Paramparçalı nesnelere ev sahipliği yapıyorum. Omuzlarımdaki dünya ağırlığı eksilmiyor. Üzeri üzerime basıyor trenler. Canım yanıyor. Ağzımdan kan akıyor. Sesimi duyan yok. Nefesimi tutan yok. Şoklara alışkın herif sıfatındayım. Yoklardayım. Yoksulluğum gün geçtikçe zenginleşiyor. Fakir şiirler peşimi bırakmıyor. Sahte yüzler önümde dans ediyor gece-gündüz. Uzuvlarımın işlevi sıfır. Kalem desen, bildiğini okuyor. O da celallandı son zamanlarda bana ve edebiyata karşı...
Güneşimi gölgeliyor birileri meselci. Daim kıştayım. Daim soğuk havalardayım. Yaz nedir unutmuşum. Sıcaklık nedir bilmiyorum. Pasifliğimden yararlanıyor birileri. Birileri ruhumu ele geçirme niyetinde...
Ve boşuna çırpınıyorum. Boşuna imdat diyorum. Çığlığım kursağımda kalıyor. Güçsüz ve acizim. Hal’imi görmesen daha iyi...
Görsen sefaletimi, çok ağlarsın. İsyan edersin. İndirirsin camlarını bütün vitrinlerin. Tararsın herkesi...
En iyisi dua et bana. Duadır tek ilacım. Bir tek Allah’a muhtacım....
..........................................
Mehmet Selim ÇİÇEK
13 Şubat 2012, Mardin