BİR BEN VARDIR BENDEN İÇERÜ
Bana bende demen bende değilim
Bir ben vardır bende,benden içerü.
Süleyman kuş dilin bilir dediler
Süleyman vardır,Süleyman dan içerü.
Yunus Emre merhumun bu meşhur dizelerini sanırım duymayanımız çok azdır.Duymayan varsa da bu vesile ile duymuş oldu artık.
Bugün bu dizelerin bana neler düşündürdüğünden bahsedeceğim biraz.Yani bu güzel kıt’a nın sizlere bir tahlilini yapmaya çalışcağım.Tahlil derken üstad İskender PALA nın bir divan edebiyatı beytini dört sayfada ancak anlatması yanında bizimkisi bir kırıntı sayılır.Bunu burada zikretmemden maksat ustalığına dem vurmaktan mütevellittir.
Şiirde sizlerin de anlayabildiği gibi her bir kişinin zahiri (dışsal) bir görüntüsü olduğu gibi bir de batıni (içsel) görüntüsü vardır.Kişilere yakışıklı,güzel,benli,gamzeli,şişman,zayıf vs dediğimiz tüm sıfatsal yakıştırmalar kişilerin dış görünüşleri ile ilgili şeylerdir.Bir de içlerinden geçen duygular vardır.İyi ya da kötü farketmez.Bunlar da batini taraflarıdır.Zahiren insanları değerlendirebilirken batinen değerlendirmeler konusunda hatalara düşebiliriz.İçi başka dışı başka diye tanımladığımızbir münafığın dış görünüşü ve davranışları bize tamamen iyi bir insan
görüntüsü verirken iç dünyasında fitne fesatlar döner fakat biz bunu bilemediğimizden onu iyi zanneder yanılırız.Zaten bir toplumu fesada götüren en büyük kitle, içi bozuk dışı iyi gözüken bu münafıklar topluluğudur.O yüzden dinimiz de dahi inançsızlardan daha şedid görülmüşlerdir.Münafık Allaha inandığını söyleyip,bir ayağı ile dinden dem vururken diğer yandan içinden beslediği kinle insanların arasını nasıl açıp bozabilrim planları yapar.İnançsız ise münafık gibi yalan dolanla değil açıkça benim düşüncem budur dediği için daha az tehlikelidir.Münafık ben müslümanım dediği için müslümanlar tarafından alenen dinsiz ilan edilemez.Ama bir dinsiz,dini reddettiği için,münafık gibi gri bir pozisyonda değil,beyaz bir pozisyondadır.Saflar belli olduğu için tedbir de ona göre kolay olacaktır.Münafıklar bir tepsi beyaz pirincin içinde beyaz gibi dururlarken,inançsızlar siyah bir tane gibi dururlar.O yüzden onların topluma yaptıkları tahribat inançsızlara göre daha çok olduğundan Cehennemde kafirlerden de aşağı bir tabakada cezalandırılacakları ifade edilir.
Bir erkeğin genç bir kadına yardım ederken ki niyetini asla bilemeyiz.Zahiren hüküm verirsek yanılabiliriz.Böyle durumlarda toplumda dedikodu mekanizmasını harekete geçiren bilinçsiz,ya da bilinçli insanlar bu olayı farklı algılayarak onlara onulmayacak zararlar verebilirler.Münafıkların en büyük üç özelliğini bildiğinizi farzederek benimde acizane görüşüme göre dedikodu olayı ile olayları sulandırmak,iftira atmak,ve laf getirip götürmek te münafıkların özellilkerinden sayılabilir diye düşünüyorum.
İnançlı bir insana münafık olduğunu tahmin etsek dahi müslüman değildir deme hakkımız yoktur.İsterse zahiren her haltı yesin,iç dünyasını Allah bilir.Zahiren dinine küfrediyorsa da zaten o safını,niyetini belli etmiş demektir.Kimse kimsenin halis mi olup olmadığını bilemez.Çünkü onlardan içerü bir içerü daha vardır.
İçim temiz olaylarından dem vuranlara gelince..İçinin temiz oması hümanizm açısından faydalı sayılabilir.Fakat hem için temiz olup hem de müslümanca yaşasan kaybın ne olur merak ediyorum?İnsanların ibadetlerini şekilcilikle suçlayıp,kendileri bu dinin gereklerinden uzak yaşayanlar ve hatta müslümanlığı eleştirmekten asla geri kalmayanlar?Siz kim oluyorsunuz?Şahsen merak diyorum.Bu sözlerim yanlış anlaşılmasın sadece merak-ı mucibem den dolayı soruyorum.
Tekrar ediyorum,burada insanların inançlarını sorgulmamıyorum sadece bir analiz yapmaya çalışıyorum.Sorgulamak haddimize değildir.Cevap aradığım konuları soruyorum sadece.Hz.Süleyman gibi kurdun kuşun diline hakim olan bir peygamber in dahi içinde gizlediği bir Hz.Süleyman daha vardır.Dıştan Sultan Süleyman iken içten samimi bir kuldur aynı zamanda.Bizlerde dıştan müslüman görünürken içerden kin beslemeyelim.Ya da çok iyi,kalbi temiz bir insanım derken mensubu olduğu dini şiddetle eleştirme konusunda seviyeli olalım biraz.
Son söz,eski Adana valilerimizden Ziya Paşa’dan olsun; "Ayinesi iştir kişinin lafa bakılmaz.Görünür rütbe-i akl-i eserinde" sözde müslümanlığı geçin,özde fiili olarak nasıl bir hayat yaşadığınızı sorgulayın önce?..(Talipname’den)
13 ŞUBAT 2012 P.TESİ
KÜTAHYA