- 1135 Okunma
- 1 Yorum
- 0 Beğeni
SEVGİLERİN KAYNAĞI, SEVGİLİLERİN ODAĞI!
Canlı, cansız bu dünyada yaşıyoruz ve her varlığın da bir sonu var. Ancak canlı olan varlıklar hayatta sevgiye ihtiyaç duyarlar. İnsanlar ise sevmeye, sevilmeye… İnsan neyi seviyor, neden haz alıyorsa onlarla birlikte olmak ister. Bir hayat düşünün ki o hayatın içersinde iman yoksa sevgi yoksa aşk yoksa o hayatı yaşamanın bir sıkıntı, azap ve acıdan başka bir anlamı olmaz.
Sevgi, duygu, his ve düşünceler hayatın her safhasında yaşanan güzelliklerdir. Gönül dünyamızdaki zenginliklerdir. Gönlümüzü, kalbimizi sevgilere, tüm güzelliklere açık tutmalıyız ki hayatımız da güzel olsun. İçinde sevgiyi barındıramayan insanın içi nefretle dolar ve insanlıktan uzaklaşır. İçimizdeki nefreti, kalbimizdeki sevgiyle kovabiliriz... Sevgisizlik ağır bir yüktür, kötülüklerin beslenme kaynağıdır. İnsanlar bundan kurtulmak için gayret etmeli, kalplerinde sevgiye yer ayırmalıdırlar.
Sevgi, değer vermesini bilmektir. Sevmek, inanmak ve yaşamaktır. Sevmek, Sevgili olmak ve birlikte olmaktan kıvanç duymaktır. Sevgi, bütün suni davranış ve düşüncelerin hayattan çıkarılması, ulvi düşüncelere yöneliştir. Sevgi, insanın yüce yaratıcıya hakkıyla kul olmasıdır. Sevmek, gerçek ve büyük bir imtihandır... Sevgi Ferhat ile Şirinin, Aslı ile Keremin, Mecnunla Leyla’nın aşkını yaşamaktır. Leyla’dan Mevla’ya yöneliştir…
Sevgisiz, umutsuz ve inançsız hayat bir hiçtir. Şu âlemde ister sultan, ister hükümdar olalım, her ne olursak olalım ama hakkıyla insan olalım. Yaratanı bilip, sonsuzluk âlemine göre yaşamalıyız ki mutlu olalım. Yoksa fani olan âlemde neyiz ki… Sizlere ibretlik bir hikâye;
Yaşlı bir adam tarlasında çalışırken tebdil-i kıyafet halkın içinde gezen hükümdar ona yaklaşır. Selamlaşırlar, yaşlı adam yolcunun sıcaktan bunaldığını düşünerek ona ayran ikram eder. Daha sonra sohbet etmeye başlarlar. Hükümdar yaşlı adamın sözlerinden etkilenir ve ona kim olduğunu sorar. Yaşlı adam ona:
-Hiç, der. Hükümdar merakla;
-Ne demek bu, senin muhakkak bir adın ve unvanın vardır. Yaşlı adam gene;
-Hiç, der. Hükümdar bu sefer kendisiyle alay edildiğini sanır,
-Sen benim kim olduğumu biliyor musun? Ben bu ülkenin hükümdarıyım der. Adam bu durum karşısında durumu izah etmeye çalışır:
-Peki hünkarım şimdi siz bu ülkenin hükümdarısınız, bundan sonra ne olmayı planlıyorsunuz der. Hükümdar şaşkın bir tavırla,
-Hiç, der. Yaşlı adam o zaman,
-Hünkârım işte ben sizin hükümdarlıktan sonra ulaşacağınız o mertebedeki adamım der...
Fiziksel olarak vücudumuzu arındırabiliriz, fakat ruhsal yapımızın sonsuz sevgiyle arındırılması gerekir. Bunun için ilahi yaratıcının sevgisine, merhametine ihtiyacımız olacaktır. Bu sevgiyi kalbimizde yaşayarak, küçük bir et parçasında büyük bir aşk ve dava taşıyacağız. Böylece enerji kazanacağız, hayatımıza anlam katacağız…
Sevgisiz hayat sıkar, daraltır içimizi. Oysaki ne kadar geniştir kalbimiz. Her şeyi alır içine, bazen de genişliği nispetinde daralıverir, sığmaz olursun içine. İki ten, iki kalp, iki gönül yoktur sevgide. Tek bir kalp olmak, sevdiğiyle kalbi bölüşmektir… Sevmek paylaşmaktır. Sevdiğiyle sevgiyi paylaşmaktır…
Vazgeçiş yoktur sevgiden, sevgiliden. Sevgilinin gönül gözü sevgi renkleri arasından gerçek renge ulaşmayı idrak eder. Sevgiler bitmez öyle ki, tüm beşeri gerçekler, tüm dünya silinir gider ama sonsuz sevgiler devamlı yaşar.
Gerçek sevginin ve güzelliğin yanında bizimkisi sönük kalır. Bu sevginin membaı da yaratıcıdır, rabbimizdir. Her insan yaratıcının güzel parçasını içinde taşımaktadır.
Vicdan, kalp ve ruh kir, pas, leke kabul etmez. Kalbimizde sevgi ve merhamete çokça yer verdiğimizde, vicdan duygusunu geliştirdiğimizde, içimizde olan volkan sonsuz yaşama dönüşür.
Sevgi gayret ister, emek ister. Sevginin en büyük kaynağı olan rabbimizi her şeyden çok sevmeliyiz ki sevgide derinleşerek, sevginin sonsuzluğuna varalım.
Sevmek sevgiliyi istemeyi de öğrenmektir. Sevgili olunca, âşıkla maşuk olunca ölüm bile güzeldir. En büyük sevgi, sonsuz yüce sevgilerde, yaratıcıda saklıdır. Sevgililerin sevgilisi yaratıcıyı sevmek de sevgiliden gelen her sözü kabullenmek, “öl” emrine bile “ölürüm” diyebilmektir. Sevmek, ölümden öte sonsuzluğa taşınabilmek, sevgili olmasını bilmektir. Tükenmeyen kaybolmayan sevgiler kaynağından doya, doya içmektir. Sevgilerin aslı ve odağı olan Allah sevgisini hiçbir zaman kalpten çıkarmamaktır.
Şu dünyada beşer, şaşarız. Ne kusursuz insan aramalı, ne de insanda kusur. Seveceksek öylece sevmeli. Sevgilerde yücelip yaratıcıya ulaşmalı…
Yeni ufuklara gerçek sevgi ve inançla dolu gönül yelkeniyle yola çıkalım. Kalp gözüyle görüp, aşk gözüyle yaşayalım… İnancı, sevgileri kalpten kıyama kaldırıp sevgiler dağıtalım. Sevgilerin kaynağına, sevgililerin en büyüğüne, yaratıcıya teslim olalım…
YORUMLAR
Hiç. Demeye biraz daha vakit ve işlerimiz var herhalde...
Selâm ederim.
kadiryeter