- 1778 Okunma
- 3 Yorum
- 0 Beğeni
OF NENEM OF
Geçenlerde sayfada hüzünlü bir şiir okudum.Okurken benim için sadece sevgili bir dostun kaleminden dökülmüş onun ruhiye haletini anlatan çocukluğunun gençliğinin derinliklerinde yatan o yılların hatırasıyla bezenmiş geçmişe yolculuğun sayfalara yansımasıydı.O an mısraların bitimine kadarki zaman diliminde aklımda herhangi bir çağrışım yapmamıştı.Sonra bir kaç gün geçtikten sonrası bilmiyorum o şiir bir şekilde tekrar karşıma gözlerimin önüne çıktı.Benmi şuur altı bastım aynı şiire yoksa sayfadanmı tekrar bana göründü içeriğine tekrar dikkatimi verdiğimde birden bire yıllardır hiçte hatırlamadığım anımsıyamadığım çocukluğumun derinliklerinde buldum kendimi sisli hatıraların arasında seçebildiğim hafızamda sadece o kareler yer etmiş.Ben çocuk oldum mu nasıl geçirdim hiç düşünmezdim pusluydu anılarım.Sanırım 5 yaşlarında olmalıydım.Üsküdarın merkezinde 4 katlı taş bir binanın dış sıvaları çıplak oranın boyalı halini hiç hatırlamıyorum vakfa ait bir evin 3çüncü katındaki herkese tek oda olarak tahsis edilmiş aynı kattaki 4 odalardan birinde haminnem ve ben,yan komşumuz bir karı koca sanırım adam sarhoştu,sanırım benim sarhoştan korkma nedenlerimden biri bu çocukluğumda belkide onunla korkutuluyor olmamdı.Diğer üçüncü odada yalnız bir kadın ismini anımsıyamıyorum çocukluk anılarımda bende o okadına dair hatırladığım haminnem kapıyı üstüme kitlemiş kızılaya yemek almaya gitmişti ben evde uyurken uykumdan bazı algılıyamadım patırdı seslerle uyandım sonra kapı açıldı haminnem gelmişti vede yanında Babannem vardı beni kucaklayıp hemen dışarı çıkardıklarında gözlerim karşı odanın kapısının önünde yanık biri ve etrafına toplanmış itfaiyeler görmüştüm yani nasıl neden bilmem o yalnız bayan çıkan yangında hayatını kaybetmişti .O gün babannem tesadüf müydü ordan geçmesi yoksa birilerimi haber verdi bilmiyorum beni kucakladığı gibi almış annemlere evlerine getirmişti.Annem hatırlıyorum desem hayal gibi o çalışan bir bayanmış biz 3 kardeş ablam ben vede erkek kardeşim .Sanırım Annemin gençliği hep hastalıklarla vede hastahanelerde geçmiş ki biz çocuklarda bir yerlere dağıtılmışık beni Annemin anneannesi biz ailece hepimiz ona Haminne derdik Atatürk onu ve kardeşlerini Giritten getirmiş Üsküdarın Çamlıcasında onlara çiftlik gibi ev vermiş Haminnem ela gözlü küçüçük fındık kadar bir kadın devamlı gülümseyen yüzü yılların çizgileriyle kaplı onu kız kardeşi melek teyze mavi gözlü o da ufak tefek eski terbiyeli hanımefendilerden hep herkesle sizli konuşurdu onun eşi Mehmet eniştem uzun boylu kaytan bıyıklı başında devamlı kasketiyle sevimli biriydi benim çocukluğumda çok yer etmişlerdir haminnemle onların arasında mekik dokumuşumdur.Cadde üzerinde koskocaman bir bahçe içinde her türlü meyve ağacının vede en çokta nar çiçekleri ağaçlarıyla donatılmış uçsuz bucaksız bahçede kendi kendime koşar oyunlar oynar sıkıldığımda yoldan geçenleri seyretmek için sokağa bakan duvara gelir yaslanır gelip geçenleri seyrederdim.Melek teyzemlerin evi taştan yapılmış tek bir oda ufacık bir penceresi o küçük delikten içeri sızan aydınlık gün ışığı odanın ortasında tek bir karyola yerler toprak.Birde karanlık bir sahanlık devamlı orda oturduğumuz teyzeme gittiğimde en çok sevdiğim şey incir reçeli yemekti bu alışkanlığım hala devam etmektedir.Bahçedeki kazlardan korkardım ama zamanla onlarada alışmıştım vede bembeyaz etleri kalmış hatırımda teyzemdeyken yediğimiz. aradan yıllar geçmişti büyüdüğümde onlarla bağımı koparmadımdı hafta sonları yanlarına uğruyordum sonra bazı şeyler karanlık onlardan ne zaman koptum ne nedir ne ne değildir anımsıyamıyorum sadece eniştem öldükten sonra zavallı teyzemin çok yalnız kaldığı vede yoksulluk içinde olduğu komşularının yardımıyla geçindiğiydi duyduğum,anneme onu yanımıza almasını söylediğimizde çalıştığı için onada bakamıyacağını çünkü babamın babasıda dedem de yanımızda kalıyordu arada gidip yoklayıp birşeyler alıp götürdüğünü söylüyordu Almanyada yaşarken ben teyzemin herbir yeri tenekelerle kaplı o fakir tek gözlü odasına hırsız girmiş kadın"cağız 2 gün sonra korkudan ölmüş Karacahmete kimsesizlerin mezarlığına gömmüşler Annem duyup gidene kadar.Allah rahmet eylesin mavi gözlü kibar kadın hatıralarımda dualarımdasınız sen ve eniştem.
Çocukluğumun derinliklerinde haminnemle o tek göz odamızda odanın ortasında bir soba üstünde güğüm çökerdik yere yanıbaşına sobanın birde mangal hatırlıyorum sanırım mangal ateşiyle ısınıyorduk ilk zamanlar birde bir kedi var odamızda hatırladığım benim oynadığım pirelerini ayıkladığım ah o günler çayı kuru üzümle tatlandırıyorduk yemeğimizi vitayağ kutusunun her iki yanını deldirip elle tutulması için demir takılmş sapından tutup Kızılaydan alıyorduk bir başka tadı kokusu oluyordu oradan aldığımız kuru fasulyenin haftada bir haminnemin arkadaşları olançöpçü İsmail vede eşi Hatice teyzelerin evine gitmek en çok sevdiğim şeydi bu ailenin çocukları olmadığından ben onların evinde seviliyordum vede bunu biliyordum pazartesi günleri beni kırmaz sinemaya götürürlerdi hep beraber giterdik.Haminnem elimden tuttuğu gibi gezmelerdeydik hep bir gün Üsküdarın göbeğinde karşıdan karşıya geçeceğimiz zaman hatırlıyamadığım bir sebepten onun elinden kurtulup karşıyatek başıma geçmek isterken bir taksinin altında kalıp hastahane odasında gözlerimi açtığım vede ençok korktuğum şey iğneyi yediğim vede haminnemin oğlunun bizi hastahaneden çıkarıp eve getirdiği nineme bir çocuğa sahip çıkamadın deyip bağırması o o zamanlar evli olduğu için evi ayrıydı onun da hayatımda yeri büyüktü sevgili dayıcığımdı .
Hastalıklarla büyüdüğüm o tek göz odamızda kısık gaz lambasının ışığı altında sokaktaki lamba daha çok aydınlatırdı perdesiz odamızı oyyy hatıralar iz bırakıyor zaman ya unutturuyor herşeyi yada belleğimizde saklı kalıyor okula geliş gidişlerimde ki yaşantımda haminnemle geçti o zamanlar çocukluğun icabettirdiği tüm hastalıklara sırasıyla yakalandığımdan sanırım okula devamsızlığım oldu sonra hatırladığım annemin elimden tutup okula gittiğimiz adımı soyadımı sanırım heyecandan olsa gerek yazamayışımdan başöğretmen dediğimiz adamın bana Allah cezanı versin deyişi kulaklarımdan silinmemiş sonra kızamık geçirdiğim bir gün kendimi Annemin evinde hatırlıyorum geri kalan çocukluğumda arada bir mahalledeki çocuklarla o zamanlar tiyatroruculuk oynadığımız piyesler düzenlediğimiz Annemi yine hatırlamıyorum sadece babamın arkadaşıyla içerlerken sanırım hangi sebepten bilmem zevkten mi yokda o zamanlar bir suçmu işledim çocukça, ayaklarımın altına falaka dayağı attığı bu anı yı unutmasamda ben babamı hep sevdim.Söylentiler arasında benim birde süt annem olmalı kulağıma çalınmıştı yıllar geçti haminnemin yanından evimizde buldum kendimi.
Ablam ilk göz ağrıları hiç of bile dememiş hiç karşı gelmiyen biri erkek kardeşim tek olduğu için kıymetli ben ortanca evin asi kızı sebeplerim nedir nelerdir acaba ben kendimi hep dışlanmış hep üvey evlat hissettim hiç benimsiyemedim evim diye kendimi bildiğimde adeta kaçtım hemde o zamanki şarkıyı söyliyerekİSTANBULU ARTIK HİÇ SEVMİYORUM. dudaklarımda bu şarkı yolum gurbete ALMANYAYA düştü bu arada yalnız kalan vede hastalanan haminnemi Annem yanına evine almış haberlerini alıyordum bir kaç sene aralarla izine geldiğimde unutamadığım bende yer etmiş anılarımdan birinde ailece Salacağa çay bahçesine gitmiştik orda masada kalabalık otururken babamın arkadaşı hangisini daha çok seviyorsun diye ablamı ve beni göstererek sormuştu babam benim bu konuşmayı duyduğumdan habersiz beni kastederek sus o duymasın kıskanır deyip beni kastetmesi yani ablamı sevdiğini belli eden sözler söylemesi ismim gibi içimde hicran kalmıştır yıllar sonra geçenlerde ilk kez mezarlıkta o toprağın altında yatan babama itiraf ettim o günkü konuşmayı duyduğumu ve neden baba neden öyle cevap verdin diye sordum.O konuşmayı duyduktan sonra yine gurbet akşamlarında hep gurbet içimde bir ok şarkısıyla geçti yıllarım
Sonra izine geldiğim bir gün haminneme sordular bu kim yüzüme boş baktı tanıyamadı üzüldüm fakat 5 dakika geçmeden gözleri parladı tanıdı beni o benim canım deyişi hala kulaklarımdan silinmedi.Bu gün haminneme beni kendi öz kızından ayırmıyan haminnemin oğlu dayıma tüm çocukluğumun yaşlılarına tanrıdan rahmet diliyorum kalbimde vede dualarımdasınız.B u arada ben yıllar geçti 12 sene oldu babamı kaybedeli fakat aksatmadan her hafta sonu evim mezarlıkla karşılıklı olduğu halde camdan dua yollamakla yetinmem babamın yanına giderim çünkü ölmeden önce Anneme ben ölürsem bana gelse gelse karakızım gelir demiş bende onu yanıltmadım yanıltmak istemedim .
YORUMLAR
can arkadaşım..bu anıları yazarken ağlamış olduğunu hisettim..ruhunda kopan fırtınanın en şiddetli sesi ise kara kızımla geldi bana..hayat bu işte....hayatta en tatlı şey; anne olan kişinin kucağına aldığı bebeği ve o andaki tattığı duygusudur..gerisi hep..didişmelerle geçer hayatın... anlıyacağın hayatın yarısından çoğu olumsuzluklarla geçer..sen anne ve baba sevgisini hami ninende bulurken. bütün bunları yaşarken..bir başkası geçirdiği mutluluk yılları sonrasında. gençlik çağlarında hayatı burnundan gelebiliyor....kimiside çoçukluğunu yaşayamadan gençlik çağında yüzü gülüyor..kimiside var ki yüzü ölene kadar gülmüyor..hayat herkese farklı farklı penceler açıyor..ve diyorumki rabbim herkese 2012 yılından itibaren güzel kapılarını açsın..mutlulukları daim olsun..seninde bitanem..sevgimdesin selamlar
......Siz çooook derinden sevgiyle, özlemle ve de minnetle bir "OF NENEM OF" çekerken ben de "ooofff anılar of" diyorum. İnsanı saniyeler kadar kısa bir sürede yıllar ötesine götürüp neler yaşatıyor değil mi?
.....Anlatım dilinizdeki sadelik ve içtenlik yazınızda hissettiriyor kendini.
.....Yitirdiğimiz tüm canlarımızı saygı ve minnetle anıyor,ruhları şadolsun diyorum.
.....Hisseden yürek ve yazan kalem sahibini kutluyor, saygılarımı gönderiyorum.
.....Saygılarımla ve dostlukla kalın, hoşça kalın.
tüm ölen yakınlarınıza Allahtan rahmet size sabırlar dilerken, bu güzel samimi paylaşım ve güzel yazı için kutlarım..
sevgi ve saygıyla....