Aşkın Hüzün Hali
Bir zamanlar hüzün ile tomurcuk varmış. Tomurcuk hüznü çok severmiş ona kavuşmanın zor olduğunu da bilirmiş. Gel zaman git zaman bu aşk tomurcukta tomurcuklanmış ve dağ olmuş. Ne yapsın tomurcuk hüznün yanına gidip dert mi yansın tabi ki içine atmış. Hüzün de Dağ’ın yanına gitmiş ve onunla dertleşmiş ve demiş ki tomurcuk, ey dağ sana güveniyorum ne olursun şu dağ gibi dertten kurtulmanın bir çaresini göster ne yapayım hüzne dayanamıyorum onun yüzünden yağmur bile bana küstü niye yanıma gelmiyorsun diyor. Ey dağ kardeş sen bilirsin bu garip aşkın tahlilini ne yapsın bu dertli tomurcuk yakında çiçek açacak ve ondan ayrılacak hiç olmazsa sevgimi söyleme cesareti bulabilirsem çiçek olmadan bir aşkımı anlatabilirsem ne diyorsun dağ kardeş. Dağ da tomurcuğa bakıp der ki, ey tomurcuk hiç olmazsa hüzün sana bir kez dokunsun ki aşkın ne yürek acısı bir şey olduğunu gör.
Gün gelir hüzün ile tomurcuk karşılaşır. Tomurcuk hüzne der ki, ey derdim hüzün yanım diyar diyar dolaşıp aşkı seninle bulup çiçek olmadan seni yaşamak istiyorum. Ey hüzün yanım sevgiyi, sevinci yeterince yaşadım şimdi hazan mevsiminden bahar mevsimine geçmek üzere iken hüznü eksik ettiğim yüreğime bir saatlik de girer misin? Aşkı 1 saatlik olsa yaşatır mısın hüzün yanım? Senle yaşamak istiyor tomurcuğun hüznü yalnız sende. Birazdan gözlerimi kapatıp sana hüzün edalı bakışla veda etmek istiyorum. Bu vedalı bakışmadan sonra hüzün ona 1 saatliğine de olsa ona aşkı yaşatıp çiçek olana kadar beraber olmuşlar. Bu hikâyenin en hüzünlü tarafı tomurcuğun vedası olmuş. Ey hüzün yanım sana veda etmek istemediğim şu çiçek olmanın baharında beni unutmaman için tomurcuğumdan bir parça sunuyorum ben seni hiç unutamayacağım sen de beni unutma…
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.