6
Yorum
1
Beğeni
0,0
Puan
2864
Okunma
Seksenli yıllar, altı kardeşten üçü, yani ben ve iki abim tarla-tapan işlerinde babama yardım ediyoruz. Benden küçük iki kardeşimin birisi 6-7, diğeri 3-4 yaşlarında.
Ekinlerin biçim mevsimi, yani temmuz ayı. Biz üç kardeş sabahın taa köründe kalkıp, adeta kendi kendimizle yarışırcasına akşama kadar dur durak bilmeden tarladan kâh sap getiriyoruz, kâh biçilen buğdayı eve taşıyoruz. Velhasıl nefes almaya vaktimiz yok.
Bir gün yine biçilen tarlamızın ekinini eve taşımamız esnasında babam bize bir teneke(Yaklaşık 13 kg) buğday verdi.
-Oğlum çok çalışıyorsunuz, bununla tarlaya giderken bir şeyler alıp yiyin. Dedi.
Tabi bizim gözlerimiz parladı. Çünkü günlerce durup duraksamadan çalışmamızın sonunda küçükte olsa babamızdan verilen böyle bir hediye bizim için büyük lütuftu. Hatta enerji katsayımızı en az ikiye katlayacak bir lütuf… Bakkaldan en çok sevdiğimiz yiyeceği yani gofreti aldık. Büyük abim Mahmut bize güvenmemiş olacakki, gofreti kendi yanına aldı. Salih abim ve beni de her zaman ki gibi traktörün römorkuna gönderdi. Gofreti paylaşma teklifimiz karşısında,
- Acelemiz var şimdi vakit kaybetmeyelim, tarlada paylaşırız.
Şeklinde, aslında pekte inandırıcı olmayan bahane öne sürdü. Düştük tarlanın yoluna. Yalnız Mahmut abimle, Salih abim arasında nedeni bilinmez ezeli bir çekişme vardı. Mahmut abim bizlere karşı çok sert, Salih abim de bir o kadar merhametli ve korumacıydı. Tarlaya doğru giderken göz ucuyla Mahmut abimi kolaçan etmeyi de ihmal etmiyoruz. Öyleya neme lazım arada bizim gofretler birer birer mideye indiriliyor olabilir. Birkaç kez gofreti bizim yanımıza vermesi için teşebbüste buluınduysakta bir çift sert bakış bizi bu isteğimizden derhal vazgeçirmeye yetti.
Yolculuk esnasında bir ara baktım Mahmut abim çaktırmadan gofretleri bir bir mideye indiriyor. Salih abimde görmüş olacak ki, Traktörün kasasından zıpladığı gibi, Mahmut abimle münakaşaya başladı birkaç saniye sonra benimde araya girmemle ortalık yatıştı. Ancak Mahmut abim traktörü durdurdu, gofret poşetini tekerin altına koydu, bir ileri, bir geri yaptığı gibi gaza dokundu. Anlaşılan Mahmut abimin karnı doymuştu! Yani anlayacağınız gözümüzden sakındığımız bizim o güzelim gofret tuz buz oldu. Bizim “ne yapıyorsun” dememize fırsat kalmadan traktör tarla yolunda son hızla ilerlemişti bile…
Tabi şimdiki nesil bir poşet gofretin değerinin ne olduğunu sorabilir.
Size göre bir kaç lira, bana göre bir yıllık çalışmanın bedeli...