- 1541 Okunma
- 15 Yorum
- 2 Beğeni
SOPRANO BLOK FLÜT
Yüzümde ergenlik sivilcelerinin çıkmaya, sesimin de ciyaklama makamından boru makamına dönüştüğü yıllardı. Her delikanlılığa adım atan vatandaş gibi ben de fena halde aşıktım. Kime diye sormayın zira onu tarife ne kalem, ne mürekkep ne de bilgisayar klavyesi ve dahi binlerce gigabayt gücünde bilgisayarların ram bellekleri yeterli olacaktır.
Karşımızda yeni yapılan apartmanın birinci katından daire alan Necdet Amcanın kızı Necla’nın iki mermer sütun üzerinde konuşlanmış bedeni, sapsarı lepiska saçları ve de özellikle yemyeşil gözleri bendenizde çok kısa sürede derûni bir aşkın oluşmasına vesile teşkil etmeye yetmiş de artmıştı bile.
Necla’ya deliler gibi aşıktım lakin bu aşkı nasıl anlatabilirdim. O bir küçük hamfendü ben ise bir sokak çomarı.
Gecem Necla, gündüzüm Necla, içim Necla, dışım Necla, düşüm Necla; ille velakin benim bu âteş-i sûzan aşkım Necla’nın tikinde bile değil. Kendimi ona fark ettirmeliyim ama nasıl?
O dönemlerde her hafta mutlaka sinemaya giderdim. Filmlerde bir şey dikkatimi çekti: Yabancı filmlerde vatandaş aşık olduğu kızın balkonunun altına geliyor, elinde gitar ile bir şeyler tıngırdatıyor iki dakika sonra kız aynen vatandaşın kollarında. Türk filmlerinde de durum farklı değil. Vatandaş alıyor sazı eline başlıyor ‘’ Su gelir güldür güldür , gel de yar beni güldür’’e hatun hemen koşa koşa geliyor ve de bir samanlıkta güldürüyor abinin yüzünü. Ama beni en çok Fikret Hakan ile Türkan Şoray’ın oynadıkları ‘’ Cemo’’ adlı film etkiledi.
Çancı ustası Memo ile Yörük kızı Cemo’nun hikayesinde Güzeller güzeli Cemo , Memo’nun çanlarının sesine sanki koyun misali düşüyor peşine. Bir kaç tane cangur cungur çan sesiyle koskoca Cemo tavlanabiliyorsa ben bir fülüt ile neler yapmazdım ki?
Allah Razı olsundu Birsen Hanımdan. Yani müzik öğretmenimizden. Herkese bir soprano blok flüt aldırmış ve çalmasını da öğretmişti. İşte ben de blok flütümle etkileyecektim Necla’yı.
Artık Necla ne zaman pencereye çıksa ben de evimizin bahçesine çıkıyor ve başlıyordum çalmaya ‘’ Ay akşamdan ışıktır, Yaylalar yaylalar, Yüküm şimşir kaşıktır. Dilo dilo yaylalar’’‘’Manda yuva yapmış söğüt dalına, yavrusunu sinek kapmış gördün mü?’’ ‘’ Kaç yıl oldu saymadım köyden gideli…Arkadaşım eş, arkadaşım şek , arkadaşım eşşeeekkk’’’ Samanlıktan kaldıramadım samanı da Zühtü’ Namussuz kız bayılıyor benim türkülere ama naz yapıyor. Ben ne zaman çalmaya başlasam içeri kaçıyor.
Üç dört günlük bir çalma-çığırma faslından sonra kendi kendime ‘’ Artık işlem tamam’’ diyerekten Necla’ya bir mektup gönderdim. Daha doğrusu bir beyitlik bir mesaj…Biraderin eline sıkıştırdığım yirmi beş kuruş sayesinde mesajım Necla’ya ulaştı. Ona ‘’ Engine gel yeşil gözlüm engine/ Hasret kaldım gözlerinin rengine’’ yazmıştım. Cevabı hemen geldi ‘’ Gayretini takdir ederim lakin,/ Davul bile çalar dengi dengine’’ Vaaayyy bana ha. Ertesi gün bir beyit daha salladım ‘’ Bu kalbimin sahibi sensin ancak,/ Gerekirse varım meydan cengine’’ Cevap yine fazla gecikmedi. ‘’ Fukarasın, hemi de bahtı kara/ Babam beni veriverdi zengine’’
Vaz geçtiğimi sandınız değil mi? Mümkün mü? Bu yola baş koymuşum bir kere. Bahçede flüt konseri tam gaz devam ediyor ‘’ Çarşambayı sel aldı, bir yar sevdim el aldı’’ ‘’ Derule del derule, derule del derule’’ ‘’Deli kız sinin geliyooor. Sinide neler geliyooor’’ aynen devam. İlle tavlayacağım Necla’yı çaresi yok. Çancı Memo kadar da olamayacaksam ne halt etmeye yaşıyorum ki.
Bir sabah baktım Necla bizim eve doğru geliyor. ‘’ Aman Allah’ım rüya mı bu? ‘’ Rüya değil. Baya baya bizim bahçe kapısını açtı ve içeri girdi.
-Merhaba Sami
-Merhaba Necla. Hoş geldin. Buyur otur.
Necla bahçedeki sandalyelerden birine oturdu. Benim yürek, dalak, böbrek ne kadar iç organ varsa gümbede güm güm atıyor.
-Bir şeyler alır mıydın? Çay, kahve, kola?
-Teşekkür ederim. Ben buraya sana bir fıkra anlatmaya geldim. Anlatıp gideceğim.
-Fıkra mı?...Neyse…Buyur seni dinliyorum.
-Olay Kanuni zamanında yaşanmış galiba. Viyana Senfoni Orkestrası önce Almanya’da bir konser vermiş. Alman İmparatoru konseri çok beğenmiş ve ‘’ Bütün çalgıları parayla doldurun’’ diye emir vermiş. Davul ve zilin üzeri bile parayla dolarken zavallı flütçü bir lira bile görememiş. Orkestra daha sonra Rus Çarının huzurunda çalmış. Çar da çok beğenmiş konseri ve o da aynı emri vermiş. Keman, kontrbas, Korno, fagot tüm çalgılar para dolmuş ama flüte yine metelik yok. Son olarak bu orkestra Kanuninin huzuruna çıkmış. Çalmışlar. Ama Kanuni beğenmemiş. ‘’ Bütün çalgıları, çalanların münasip yerlerine sokun’’ diye emir vermiş. Lakin hiç bir çalgıyı o ‘’münasip yere’’ yerleştirmek mümkün olmadığı için diğer çalgıcılar kurtulmuş. Flütçü hariç tabii ki’’ Beni dinlediğin için teşekkür ederim. Bana müsaade.
Necla geldi, fıkrasını anlattı, mesajını gayet net bir şekilde verdi ve çekip gitti. O günden sonra taa ki öğretmen olup hasbel kader Müzik derslerine girinceye kadar bir daha elime flüt almadım. Necla ise bir kaç ay sonra evlendi zaten. Meğer benden üç-dört yaş büyükmüş.
YORUMLAR
sami biberoğulları
Selam ve sevgilerimle.
Canım Sami babam seni okuyupta gülümsemek diye bir sey varmı çok güzeldi iyi ki varsın sevgimlesin..
sami biberoğulları
Selam ve sevgilerimle.
Necla da sıkı ve sözü nasıl gediğine oturtacağını bilen bir kız mış :)
Hikaye mi yine 10 numara, gülmek garanti :))))))))))
sami biberoğulları
İşin ilginç olan tarafı nedir biliyor musunuz? O yaşlarda koluma kızgın demirle N harfi yazan ben bu gün tüm bunlara kahkahalarla gülüyorum. Bir yerlerden karşıma çıksa mümkün değil tanıyamam.
Selam ve saygılarımla.
Billur T. Phelps
Ha.ha.haaa
:))) Hocam pirzola için çok sağol;Necla için müzik aletinin ne olduğunun önemi yok,Davulda çalsan hamamda karılar mevzusunu anlatabilirdi.:)))) Abim benim;Böyle engin bir yürekle en iyiyi hakediyorsun.sağol varol,kaleminden sevecenlik aksın herdaim.Sevgimle ustam,
yalazı tarafından 2/12/2012 7:58:38 PM zamanında düzenlenmiştir.
sami biberoğulları
Selam ve sevgilerimle.
Pazar sabahına gülerek başladım, Neclaya gitar çalsaydınız koşarak gelirdi...
Sevgilerimle...İyi pazarlar
sami biberoğulları
Selam ve saygılar.
Hocam ,kız flütü sevmemiş başka müzik aleti deneseydin farklı olurdu.Tabi ozaman insanın aklına gelmiyor.Tebrik ederim saygılarımla.
sami biberoğulları
Selam ve saygılar.
necla daha sonraa sen o flütü çıkarmaya çalışırkende gelmişti galiba başınada fare düşmüştü güzeldi sabaha tebessümle başladım
selamlar svgiler izmit den
sami biberoğulları
Konstipasyon adlı yazımda çıkarmaya çalıştığım şey flüt değildi. Orada bir yanlış anlama olmuş sanırım.
Selam ve saygılarımla.
ERAY ÖZGÖR SARIKAYA
ERAY ÖZGÖR SARIKAYA
sami biberoğulları
Kabahat biraz da bende. İstanbul'un Bakırköy gibi bir İlçesinde Kavalla kız tavlamaya kalkarsan olacağı bu. İnsan bir gitar filan alır di mi ama?
Selam ve saygılar.
AYSE 09
boş verin size layık değilmiş
saygımla
o necla neler kaçırmış neler...şimdi bir karşılaşsan oda itiraf edecektir....samimi söylüyorum...harika yazıyorsun....muhteşem kurguluyorsun...kalemine kurban olayım gardaş....sevgilerimle
sami biberoğulları
Bana güç ve yazma şevki veren güzel yorumların için çok çok teşekkür ediyorum.
Selam ve saygılarımla.
Valla güldürmeyi başarıyorsunuz ... Sitenin gülmece yazarı oldunuz. Size gıpta ediyorum.
Güldürmek kolay değildir, bunu başarıyorsunuz..
Ha bu arada, Türkân Şoray ve Fikret Hakan'ın Cemo'sunu ben de seyrettim, bizim kasaba sinemasında. Şimdi sinema falan kalmadı. Gitgide geriye gidiyoruz.( Ben de böyle iç karartırım işte)
Selâm ve saygılar..
sami biberoğulları
Elimden geldiğince arkadaşlar arasında güldürmek suretiyle muhabbete dahil olmaya çalışıyorum. Sürdürebildiğim müddetçe de bu böyle devam edecek.
Bu yazımda Cemo filmi ile sangi dalga geçer gibi bir görüntü ortaya çıkmakla beraber Türk sinemasının baş yapıtlarından biridir o film ve tarafımdan defalarca seyredilmiştir. Hatta bir önceki yazımda belirttiğim annemi de adeta zorla götürdüm o filme ve sonrasında bana çok teşekkür etti böyle bir film seyrettirdiğim için.
Dediğiniz gibi o güzelim sinemalar kalmadı artık.
Selam ve saygılar.
Evlenmesi iyi olmuş hocam ben anlamıştım zaten o necladan hayır gelmezdi ruhsuz bu necla ruhsuz . Ne aşktan nede sanattan anlıyormuş baksana onca çalgıya türküye rağmen yaptığına bak cık cık cık hiç olacak işmi bu ruhsuz şey . :))))
çoook güldüm valla hocam klavyenlze sağlık .
Selam ve saygılarımla.
Haldun Taner'in Allegro Ma Non Troppo öyküsünün yan mahallede yaşanmışıydı adeta (O öykü de gerçektir). Tam kıvamındaydı. Saygılarımla.
sami biberoğulları
Sayfama şeref verdiğinz ve güzel yorumunuz için teşekkür ederim
Selam ve saygılarımla
Hiç bir şey diyemiyorum. Kahkahayı basıp gidiyorum.:))))))
İyi geceler. Saygılarımla...
sami biberoğulları
Selam ve saygılarımla.
süperdi ya..
gece gece ne iyi geldi..
ehh artık başka öykü okumama gerek yok..
rahat bir uyku öncesi çok iyi oldu..
seans ücreti istemezsiniz değil mi?
hürmetler sevgili hocam..
sami biberoğulları
Selam ve saygılarımla.