Araştırmacı yazar,Mehmet Ali Birand,yine bir belgesele imza attı.Adı ;28 şubat son darbe.Kısa tanıtımından yola çıkarak bazı görüşler belirtmek istiyorum.

Bu belgeselin, birkaç baş aktörü olmalı.

Bu belgeselde konuşması en çok etki yapacak isimlerden, biri bu dönemin Başkanı Tansu Çiller.Ama çok ısrarlara rağmen konuşmuyor.

Gerekçe ",ben konuşursam Türkiye sarsılır.Devlet sırrı kavramı önemli olmalı.Konuşmama gerekçesinde.

Belkide eski cumhurbaşkanı DEMİREL’in bir dönem sözünü ettiği"devlet bazen rutin dışına çıkar"sözünde gizli.Bütün bu sorular sıraladığımızda bazı söylentilerin medyada gerçekmiş gibi düşüncesinden uzaklaşamıyoruz.Koplo teorilerine inanmak zorunda kalıyoruz.

Olaylara tanık olanlar konuşmuyor.Belki ilerde Devlet kademesinde görev yapanlar hatıralarını yazar ,öldükten sonra açıklanır.

Bu dönemin en önemli aktörlerinde biride Çevik Bir.O da konuşmuyor.O dönemin askerleri ortak bir karar aldığını bu sebeple konuşmadıklarını belirtiyor.

Üstelik iktidar ve basının bir kısmı bu ismi adeta unutturmak istiyor.

Bu belgesel iki yıllık çalışmanın ürünü.

En önemli konularan biriside;

CIA VE MİT PAZARLIĞI
Belgeselde aynı zamanda terör örgütü lideri Abdullah Öcalan’ın nasıl yakalandığının da anlatıldığını ifade eden Birand, "Öcalan’ın yakalanmasında ilk kez ilk kez CIA’in rolü ortaya çıkcak. CIA şefi Milli İstihbarat Teşkilatı’na (MİT) nasıl gelir, nasıl pazarlık yapılıyor..." dedi.


Bir diğer önemli açıklama yine Birand’dan

Belgeselin askeri ya da herhangi birilerini kötülemek gibi bir mesajı olmadığının altını çizan Birand şunları söyledi: "28 Şubat sürecinde yaşanaların resmini çektik. Ekranlara gelecek olan her bölüm 1 yılda yaşananları kapsıyor. 1993, 1994, 1995, 1996’da çanlar çalmaya başlıyor... 28 Şubat aslında Ak Parti ve Erdoğan’ın doğumudur. Refah Partisi ve Fazilet Partisi’nin kapatılmasıyla gençlerin önü açıldı."

Aslında en önemli soru,ve üzerinde düşünülmeye değer ,Erdoğan’ın kendine referans olarak almadığı Ziya Gökalp’in şiiirini okuması. Ardında davalar açılması ve Sabah gazetesinde bir manşet,

"Artık muhtar bile olamaz" bütün bunlar bir senaryo mu?ilerde öğreneceğiz.

Bu belgeseli izledikten sonra yeni tartışmalar başlıyacak kanısındayım.

Bir diğer önemli kişi Derviş’in Türkiye’ye gelmesi 2001 krizi ve İktidarın değişmesi.

Bekleyelim bakalım siyasete yeni boyutlar katacak mı?