ÇOCUKLUĞUM...
Böyle havalarda hep hüzünlenirim.Bir yanda lapa lapa yağan,büyük küçük demeden herşeyin üzerini aplayan kar,bir yanda insanın iliklerine kadar işleyen göğsünü koparıverecekmişçesine sıkan soğuk...Çocukluğum gelir aklıma,herşeyden habersiz olduğum günler.Nasıl da mutlu olurduk kar yağınca,umrumuzdamıydı sokakta kalanlar,soğuktan donanlar..Biz oynayacağımız kar toplarını,yapacağımız kardanadamları düşünürdük.Sonra çay demlerdi annem akşamları,içimizi ısıtırdı,kor gibi ısıtırdı.Bazen düşünürüm de o sıcaklığı bir daha hiçbir yerde hiçbir şeyde bulamadım.Sıcacık sobanın etrafına dizilirdik kızarmış yanaklarımızla.Babam kestane pişirirdi sobada,hüzünlüydü babam,ne düşünürdü acaba o zamanlar..Kışı nasıl geireceğimizimi,yarın ne yakacağımızımı yoksa kardeşimin eskiyen paltosunun yerine yenisini nasıl alacağınımı,biz anlamazdık,düşünmezdik,gördüğümüzü isterdik.Hayır demezdi asla babam,olur derdi yüzünde buruk,iğreti bi gülümsemeyle,olmayacağını bildiği halde..Çocuktum o zamanlar hiç olmadığım kadar çocuk,hiç olmadığım kadar mutlu.Çocuktum,kendimdim,kendim olabildiğim tek zamandı çocukluğum.Büyüdükçe koptum çocukluğumdan,kendimden,kendim olmaktan.Şimdi hangisinin ben olduğunu bilmiyorum.Aynaya baktığımda gördüğümmü,olduğumu düşündüğümmü yoksa başkalrının beni gördüğümü?Hangisi benim bilmiyorum..Belki de hepsidir bir bütündür ya da hiçbiri,hissettiğindir yüreğinde.Belki bir anı,mutlu bir an yahut gerçekleşmemiş bir beklenti.Biz büyüdükçe beklentilerimiz büyüdü ama umutlarımız azaldı,mutluluğumuz kalmadı.Bir sakız şeker mutlu edrdi bizi,çünkü ulaşılmazdı,paramız yoktu.şimdi herşeyimiz var ama ne içimde heves kaldı ne de o eskilerin tadı.Hiçbirşeyn eski tadı yok,sıcacık çayımızı demleyen elleri soğuktan çatlamış annem yok,bize veremeyeceğinden fazlasını vermek için çabalayan o adam da yok,babam yok.’Bir çekmecede unutulmuş gelmez günler çocukluğum.’O günler bir daha gelmez şairinde dediği gibi ama belki bir çekmecede de unutulaz.Annem gibi,babam gibi,çocukluğum gibi...