- 1012 Okunma
- 2 Yorum
- 0 Beğeni
HANGİ YÖNE GİDECEĞİM!
Uzak yoldan gelen sürücü hangi yöne gideceğini bulabilmek için Dörtyol kavşağında aracını yol kenarına park eder,nefes almak pencereyi açar, bir sigara yakar, o anda trafik aracı yanına gelir, araçtan inen görevli; “beyefendi yanlış yere park etmişsiniz.”
Sürücü: “Memur bey ben” diyene kadar,
Görevli “yanlış yere parktan 30 mark ceza, 3 puan ceza puanı,” sürücü ama memur bey ben hangi yöne” der.
Görevli,” emniyet kemeri takılmamış, 80 mark ceza 6 ceza puanı, Sürücü,memur bey ben nereye.”
Görevli,”Sigarayı direksiyon başında içiyorsun, 15 mark ceza, 2 ceza puanı aldınız der.”
Sürücü sinirle, elindeki sigarayı fırlatır cezaları kes de gideyim diye feryat eder.
Görevli: “siz sigarayı caddeye attınız, çevreye zarar verdiniz, 20 mark ceza 3 puan ceza puanınız daha silindi“der.
Sürücü memur bey tamam ceza yazmalarınız bittiyse, size sorabilirciyim, ben hangi yöne gideceğim der, sözünü kesen; memur o karar sizin kararınız, diyerek, oradan uzaklaşır. Sürücü çaresizlik içinde benzin istasyonu bulabilmek, yolunu belirlemek için aracını çalıştırır..
Türkiye’de Hrant Dink davası devam ederken, gündeme aynı ölçüde yakinen ilgilendiren; Fransa’ da “Sözde Ermeni soykırımı” gibi hassas bir konu geldi.
Hrant Dink olayını iddia makamının ve Savcının olayı gerçek çıplaklığıyla meydana getirebilmesi için özel dedektiflerin çalışmaları ve raporlarının yasal ortamı mahkemeyle kabul görmesi lazım. Kulaktan dolma,mahalle kahvelerinde söylenen dedi kodu şeklindeki lafların mahkemeye gelmesi,ortaya gizli tanıkların alınmasıyla mahkeme karar veremez, vereceği kararın en iyi bana göre verilmiştir.
Yeni yasalar çıkarda mahkeme ve savcıların olayları yakinen izleme olayı oluşursa, dava üzerindeki iddialar konusunda daha sağlıklı kararlar verilir kanaatindeyim.
Fransa’da “sözde Ermeni soykırımı” iddialarını, bir seçim propagandası haline dönüştürmek, Fransa’ya “bir zafer edası edasıyla kamu oyu önünde parlemntoya ve senatona sunulan, çok az kişinin katılımıyla onaylanan, karar; Fransa tarihine ve dünya Devletlerinin tarihinde “kara leke” olarak kalacak.
Fransa henüz hayatta olan, Türkler,Araplar, Ortadoğu ve Asya ülkelerinde yaşamlarını sürdürdüğü insanlarca bilindiği üzere sivil insanları kıyımla yok ettikleri, ülkeleri işgal ettikleri biliniyor.
İşgallerin, Fransa orduları ve Fransa’ya bağlı Lejyoner askerleriyle yapılığı, acımasızca, Haçlı ordularını temsiden, gidiyoruz onuru sergile diler. Güçsüz Ülkeler buna boyun eğdiler, sömürgeliğe razı olmak zorunda kaldılar.
Hatay’da 20 yıl işgal gibi uzun bir süreçleri oldu burada tarihi eserleri ve zengin yatakları talimar ettiler ülkelerine taşıdılar.
Osmanlıya da aynı şekilde; işgal ettiklerinde Anadolu da evlere girerek kadınları ve çocukları öldürdüler, yuvaları dağıttılar. Böyle bir “vahşeti” yaşatan, Fransa maalesef insan haklarından söz edebiliyor, şaşıyorum.
Uzun bir düşünce içinde yazımı yazmadan önce, tarihi bir süzgeçten geçirdim de aklıma, 2 dünya savaşı geldi.
1.Dünya savaşı sonrasında, Almanya’da Hitler’in iktidara gelmesiyle, Almanların ülkelerini işgal edeceği,hedefte İngiltere ve Fransa olduğu; Avrupa’yı işgal planları, istihbaratının alınması üzerine, Fransa ve İngiltere işgal ettikleri sömürge ülkelerinden apar topar çekilmek zorunda kaldı.
Türkiye Cumhuriyet’ini kurmakla mücadelede, M.Kemal ve silah arkadaşları Anadolu’da baskılarını arttırdı, İşgal güçlerinin tamamını topraklarımızdan temizledi.
Türkiye; A.B. Ülkelerini Lozan’da masaya oturmaya mecbur etti, T.C. burada adil davrandı, Ege’de 12 adayı İtalya’ya bıraktı, İtalya’da Yunanistan’a bıraktı.
T.C. Hükümeti dünya ülkeleriyle tanındı, Atatürk’ün deyimiyle; Cumhuriyet“Yurtta Sulh cihanda sulh” ilkesi ile idare şeklinde idame ediyor. Bu süreç halen T.C.’in bir şiarıdır.
T.C. Hükümetinin bu barış çabalarına karşın “savaş tamtamlarıyla” karşılık veren ülkelere, tavsiyem, bizde bu barıştan sıkıldık, bizim iç işlerimize fazla burnunuzu sokmayın diye size insanlarımızın bir tavsiyesini söylemek istedim.
75 milyon Türk halkı, Askeriyle tek bir vücuttur.Genç nüfus,dinamik güçtedir.
Karşınızda hareminde tembel uykuda uyuyan, padişah ve paşalar yoktur.Yapılan yanlışlıklardan dönün tehlikeli oyunlar oynamayın.
Barış savaştan çok daha güzel ve iyi yöntemdir. Ülkelerinizde halkınıza, barışı yaşatın, savaşların kirli yüzlerini yakın tarihlerde hep beraber gördük yaşadık.
YORUMLAR
çok güzel çok içerikli ve anlamlı yazıydı kalemin var olsun tebrikler...
Numan DİNGİL (Gazeteci)
Güzel yorumunuza çok teşekkür ediyorum...
Üstadım güzel yazınızı gazetede de okumuştum...
Yazıyı buraya da taşımanız çok hoş...
Kutluyorum bitmeyen kaleminizi...