- 2612 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
Kara Tahta Tarih Oldu!...
Evet, 2012 yılının bembeyaz karın lapa lapa yağdığı Şubat ayının altısı Pazartesi günü, on yedi pilot ilimizin elli iki okulunda, yarı yıl tatilinden dönen yavrularımız ilk derse başlarken bir sürprizle karşılaştılar.
Bu sürpriz şu idi:Geleceğimizin aydınlık yarınlarına imza atacak öğrencilerimiz, adı güzel, kendi güzel “Fatih Projesi” sayesinde “Akıllı Tahtalar” ve bütün ders kitaplarının yüklendiği “Tablet Bilgisayar” ile tanıştılar.
Ayrıca, bu güzel günde de “Kara tahtalar”ın tarih oluşuna şahitlik ettiler.
Fatih Sultan Mehmet Han, 1453 yılında İstanbul’un Fethi ile bir çağ açtı , bir çağ kapadı. Bu büyük insanın isminin verildiği “Fatih Projesi”de inanıyorum ki, Türk Milli Eğitimi’nde bir çağ açacak, bir çağ kapatacak.
“Adı güzel, kendi güzel Fatih Proje’si eğitim sahasında, Cumhuriyetimizin kuruluşundan bugüne kadar yapılmış en büyük yeniliktir” desem yalan olmaz herhalde....
Her şeyin en iyisine layık öğrencilerimize “Akıllı Tahtalar” ve “Tablet Bilgisayarlar” hayırlı ve uğurlu olsun.
Gözünüz aydın Şanslı Şanlı Fatih’in Yeni Nesli...
İnanıyorum ki, sizler Fatih Sultan Mehmet Han gibi “Akıllı Tahtalar” ve “Tablet Bilgisayarlar” ile ülkemize çağ atlatacaksınız.
Uçuracaksınız bizi masmavi göklere...
Fatih Sultan Mehmet Han, balistik hesaplarını bizzat kendisinin yaptığı “Şahi Toplar”la İstanbul’un yıkılmaz denen surlarını gümbür gümbür nasıl yıktı ise, sizler de “Tablet Bilgisayarlar” ve “Akıllı Tahtalar”la ufkumuzda çöreklenmiş cahilliğin, bilgisizliğin surlarını bir bir döverek yok edeceksiniz.
Sizlerden çok umutluyum....
Çünkü sizlere sunulan bu güzel imkanlar bizler de yok idi.
Buna rağmen, “Kara Tahtalar”da seksen dokuz yıldır eğitim gören nesiller sayesinde ülkemiz, ekonomisi ile, siyasi gücü ile, nüfusu ile, gerek bölgesinde gerekse dünyada sözü dinlenir hatırı sayılır bir konuma geldi.
Sizler bu yeni teknolojiyi kullanarak ülkemizi bulunduğumuz yerden daha yükseklere taşıyacağınızı adım gibi biliyorum.
1964-1984 yılları arasında ilkokul, ortaokul, öğretmen okulu, üniversite ve iki senede yüksek lisans ve yedi sene de ilkokul öğretmenliği olmak üzere tam yirmi beş yılını “Kara Tahta” karşısında, tebeşir tozlarını yutarak bir ömür geçirmiş biri olarak;
Kara Tahtanın Tarih oluşuna...
Akıllı Tahtanın başköşeye oturuşuna...
Öğrencilerin sırtlarında bir hamal gibi taşıyarak o küçük bedenlerin kamburlaşmasına neden olan çantalardan kurtaran “Tablet Bilgisayarlar”ın sizlere bilgi sunmak için masanızda nazlı nazlı duruşuna....
Ağlasam mı?
Gülsem mi?
Sevinsem mi?
Bilemiyorum......
Çünkü bizler, Kara Tahta karşısında dinledik; “Öğretmenler yeni nesil sizin eseriniz olacak” sözleriyle onurlandırılan, bizlere ilim irfan öğreten, cefakâr ve fedakâr öğretmenlerimizi.
Çünkü bizler, Kara Tahta’da öğrendik; okumayı, yazmayı, bilgiyi, ahlâkı, ana-baba, vatan ve millet sevgisini...
Çünkü bizler, Kara Tahtaya yazdık;sınıfta yaramazlık yapanları, konuşanları alt alta...
Çünkü bizler, Kara Tahta yanında cezamızı çektik; tek ayak üzerinde durmayı...
Çünkü bizler, Kara Tahta önünde hissettik; tırnaklarımız üzerine vurulan cetvelin , avuç içlerine inen kızılcık sopaların acısını...
Çünkü bizler, Kara Tahta kenarında duran çöp sepetinde açtık; ikide bir kırılan kalitesiz kurşun kalemlerimizi...
Çünkü bizler, Kara Tahta’da dilimizle yaladık; beyaz tebeşir ile yanlış yazdığımız bir kelimenin harflerini....
Çünkü bizler, Kara Tahta’nın karşısında hazır-ol vaziyette ayakta dururken, öğretmenimizin sınıfa girer girmez “Biz kimleriz” sözlerine karşılık papağan gibi ezberlettiği siyasi sloganı söylemediğimizde tattık; dilimize sürülen Kara Tahta üzerinde hazır ve nazır olan acı pul biberin acısını...
Bu yüzden ”Kara Tahtanın tarih oluşuna; ağlasam mı, gülsem mi sevinsem mi ?”dedim.
Çünkü bizler yıllardır, Kara tahtanın önünde, yanında, karşısında; hem ağladık, hem güldük , hem de sevindik.
Akıllı tahtalar sayesinde artık tonlarca tebeşir harcanmayacak, tonlarca tebeşir tozu yutmayacak hem öğrencilerimiz hem de öğretmenlerimiz.
Akıllı tahta sayesinde bir çok öğretmen, öğretmenlik yaptığım Kızıllı Köyünde maddi imkansızlar nedeniyle benim gibi acemilik yapıp, yumurtanın hem akını hem de sarısını soba kurumuna karıştırarak (aslında sadece yumurtanın sarısı katılmalı imiş) siyah boya yapıp Kara tahtaya sürmeyecek; sonra da kayganlaşan Kara Tahta zeminine beyaz tebeşir ile bir türlü yazılmayan kelimeleri yazmaya çabalamayacak, öğrencileri karşısında da gülünç duruma düşmeyecek.
Bizler de, Kara tahtanın çoook hatırası var....
Hangisini anlatayım sizlere...
Tablet Bilgisayarlar sayesinde binlerce kitap ve defter artık matbaalarda basılmayacak, kitap ve defterlerin ham maddesi olan; kirlettiğimiz dünyanın havasını temizleyen; göz zevkimizi tatmin eden o güzelim yem yeşil ormanlarımız yok edilmeyecek!...
Tablet Bilgisayarlar sayesinde öğrencilerimiz kitap-defter taşıma hamallığından kurtulacak, o narin bedenleri bükülmeyecek....
“Fatih Projesi”nin faydalarını saysam sayfalar dolar.
Siz en iyisi bunlarla yetinin....
Bizim çocukluğumuzda çok sık söylenen hasretlik ve gurbet kokan bir türkü vardı:
“Kara tren gelmez m’ola düdüğünü çalmaz ola,
Gurbet ele yar yolladım mektubumu almaz ola”
Şimdi “Kara Trenin” yerini saatte iki yüz kırk kilometre hız yapan “Mavi Hızlı Tren”, “Kara Tahta”nın yerini de , şu anda ne kadar hız yapacağı tam bilinmeyen “Akıllı Tahtalar” aldı.
Gurur duymamak elde değil!...
Nereden nereye geldik; Ey Şanslı Şanlı Fatih’in Yeni Nesli!...
Duydunuz mu:”Kara Tahta Tarih Oldu!.”
Sonuç olarak, yedi yılını öğrencilerine bir şeyler öğretmekle geçiren bir eski öğretmen olarak “Fatih Projesi” fikrini ortaya atan ve bu projenin hayata geçirilmesinde emeği geçen herkesi gönülden kutluyorum.
En kısa zamanda da bu projenin tüm ülkemizde yaygınlaştırılmasını da canı gönülden arzu ediyorum.
Selam ve saygılarımla...
9.2.2012
Şükrü BİLGİLİ
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.