- 1555 Okunma
- 2 Yorum
- 0 Beğeni
Yazar Olacak Adamın Güncesi-2
Tarihler şubat ikibinon’dan on yedi gün aldığında…
‘’Yazar olacak adam’’ Anlatıcı ve Bakış açısı başlıklı dersten önemli ip uçları yakaladı. Ve aşağıya ajandasına karaladığı notları aktardı.
‘’Roman ve öykü’de anlatıcı ve yazar aynı kişi değildir’’
‘’Anlatıcı,yazarın sözünü emanet ettiği kişidir’’
Anlatıcı, olayı anlatan kişi olup, dört şekilde olaya bakış açısı verilerek anlatılagelir:
1) Kahraman-Anlatıcı bakış açısı
2) Hâkim bakış açısı
3) Müşâhit(tanık) bakış açısı
4) Karma bakış açısı
Bakış açısı:Roman ve öyküdeki,olaylar zincirinde kullanılan zaman,mekan ve kahramanın kim tarafından nasıl aktarıldığını gösteren unsurlardır.
• Kahraman –anlatıcı; ‘’-ben dilinde’’ birinci tekil şahıs olarak olayların içindeki şahıs olarak anlatandır. Geldim, gördüm, yazdım vs..Kahraman anlatıcı tanık olduğu kadar anlatır.Sınırlı bir bakış açısı sunar.Otobiyografi tarzı anlatımdır.Okurda gerçekçi izlenim bırakır.
• Hâkim bakış açısı, ‘’O dilinde’’ anlatır.Üçüncü tekil şahıs kullanır. Geldi, yazdı,gördü vs… Olayların içindedir;Sadece bakan değildir, aynı zamanda mekanı üstünden gördüğü için sınır tanımaz, zaman ve mekandan münezzehtir.Her şeye nüfuz edebilir.Kahramanların düşlerine bile müdahildir.(*tavsiye edilen anlatıcı bakış açısı)
• Müşahit(tanık) bakış açısı, ‘’O dilinde’’ anlatır.Üçüncü tekil şahıs kullanır. Geldi, yazdı,gördü vs…Olaya dışarıdan bakar.Ruhsuzdur.Sadece fotoğraf çeker ya da kameraya kayıt yapar.Kahramanın sadece yaptıklarını anlatır.Kahraman ve olay hakkında yorumu okura bırakır.Olay hakkında bildiğimiz Müşahit anlatıcının anlatığı kadardır.
• Sen dili anlatıcı bakış açısı, en zor olan olan ve tavsiye edilmeyen yöntemdir. ‘’Sen dilinde’’anlatım yapılır. Gördün,geldin, baktın vs..
• Karma bakış açısı, her tür bakış açısını bünyesinde barındıran metoddur.
Dersin erken bitmiş olması nedeniyle ‘’yazar olacak adam’’ lotus adı kitap-kafe’de çay içimlik bir fasıla vermişti ki, kurs arkadaşları kısa bir süre sonra içeri giriş yaptılar. Birlikte çay içilerek, ‘’interaktif roman ‘’ yazma üzerine ‘’beyin fırtınası’’ yaptılar.Güldüler.Kimbilir dediler …
***
Tarihler şubat ikibinon’dan yirmi iki gün aldığında…
‘’Yazar olacak adam’’ hayal kırıklığına uğradı.
Yazarlık kursu iki hafta süre ile tatile girmişti.
***
Tarihler mart ikibinon’dan bir gün aldığında…
‘’Yazar olacak adam’’ iki hafta süre ile tatil olacağı sandığı kursun aslında bir hafta ertelendiğini öğrendi.
Roman konusunda Zaman/Mekan/Kahraman(lar) olgusu üzerine önemli ayrıntılar anlatıldı.
Zaman kavramı ile ilgili olarak Üstad Necip Fazıl’ın dilinde ‘’sudan çıkarıp,suya daldıran dolap,bir varlık bir yokluk tastamam inkılap’’ deyişini alıntılandı.
Anlatıya bağlı romanlar bir zamanda geçer dedi hocası.
Romanda zaman kurgusu:
1) Olay baştan sona doğru anlatılır.
1__>2__>3__>4__>5__>6__>7__>8__>9__>10
Başlangıç ______________________________Son
‘’Roman düz bir çizgi halinde geçer’’
2) 1<__2<__3<__4<__5<__6<__7<__8<__9<__10
Başlangıç____________________________________Son
‘’Olay sondan başa doğru anlatılır’’
3) 1<__2<__3<__4<__5>__6>_7>__8>__9>__10
Başlangıç __ (geçmişte)____ (gelecekte)________Son
‘’Olay bir kısmı geçmişte, bir kısmı gelecekte anlatılır’’
Not: dönemsel anlatımlarda tasvir önemlidir (kıyafetler vs)
Zaman aralığı
Zaman aralığı olayın geçtiği dönemi gösteren dilimdir.
Örneğin : Birinci Dünya savaşı anlatılacaksa zaman aralığı 1918 olmalı.
- dili geçmiş zaman kipi ile anlatım yapılması tercih edilebilir.
Mekan
‘’Mekan yazarın kartvizitidir’’
Mekan fotoğraf kalitesinde iyi görmekle alakalıdır.
Mekan tasvirinde çağrışım yaratmak önemlidir. ‘’Mor ve erguvan ‘’ İstanbul boğazı’nı tasvire çağrışım yaratır.
Uzun uzun anlatıma gerek yoktur.
Çehov‘’ duvara bir tüfek asılmışsa, mutlaka patlamalıdır’’ der.
Mekana arka planda denir.
Mekan karakter diyalogları ile anlatılabilir.
Karadeniz tasviri, Temel, Fadime konuşması ile anlatıldığında olayın Karadeniz’de geçtiği okurca anlaşılır.
Şahıs Kadrosu
Kişi(ler) ve şahıs(lar) kadrosu denebilir.
Şahıslar her zaman insan olmak zorunda değildir.
Tip ve Karakter farklıdır.
Davranış kalıpları aynı olanlar kişiler tip’dir.
Karakterde kişisel özellikleri fark taşıyanlardır.
Tip genelleme, karakter özgürlüktür.
Asıl kişi(ler) en fazla iki ya da üç kişi olmalıdır.
‘’Esas oğlan,Esas Kız’’
Bu kahramanlar iyi bir kimliğe sahip olmak zorunda değildir.
Yan kahramanlar :romanda çatışma yaratan kişilerdir. Romanı gelişmesi sağlar.
Yan kahramanlar aralarında çatışabilir.
Öç alma;Eldiven, vs duygu ve materyallerde kahraman olabilir.
Dekoratif kahramanlar: varlığı ve yokluğu arasında romanda bir şey fark ettirmeyen kahramanlardır.
…
devam edebilir !.
Yahya İNCİK /Ş.urfa Güncesi... 2010
YORUMLAR
Öncelikle özür diliyorum bu değerli paylaşımınıza geciktiğim için.Kafamda bir soru oluştu istemeden konumuzla alakalı değil, sadece sizin en az roman ve öyküye olduğu kadar yetkin olduğunuzu ve ortak kapsam alanımız içine girdiği için sorma gereği duydum hem de her ne kadar , edebiyatın farklı iki yazın dalı olmasına rağmen tıpkı şiirde de kompozisyon mantığını savunanların olduğunu bildiğimden ve yine şiirde de tıpkı yazınızda bahsettiğiniz anlatıcı farklılıklarının olduğunu bildiğimden fikrinizi öğrenmek son derece önemli soracağım şu hususta ; şimdi efendim dedik ki komposizyon mantığı, anlatıcı mantığı ortak bir payda oluşturuyor ise... ben de şiirlerimde genelde " sen " dilini çok kullanılırım.Benciyi çok çok nadir de olsa kullanırım.Evrenselliğe hem de kapsama alanının genişliğine daha yatkın bulurum bu anlatımı.Ben dilinde sanki çok çok öznel bir dil yaklaşım vardır gibi gelir.Sanki özel bir mektup yazılma kastı taşınıyorda şiirin vasıfları kullanılıyor bu mektupta gibi gelir.Geriye yaptığınız kategorilere göre " sen " ve "o" kalıyor. Hoş " biz " dilinide kullanan ünlü şairlerimiz de var.Bu anlamda anlatıcı açısından ayrıldığını söyleyebiliriz.Ama nihayetinde anlatıcının varlığını kabul etmek her iki yazın türünde de onun sıfanın ne olduğunu ikincil plana düşürüyor farkındalık açısından.
Şimdi efendim asıl sorum ; anlatıcının " sen " dilini kullanmasını tavsiye edilmeyen bir seçim olarak aktardığınızdan bahisle ; şiirde de " sen " dili aynı etkiye sahip midir acaba diye kafama takıldı.Eğer öyleyse ciddi anlamda bir yanlışın içindeyim demektir.Hoş her ne kadar sen dilini kullanıyor olsam da bu " sen " anlatılan kişilere göre " o " niteliğinde oluyor :) savunma mekanızması nasıl hızlı işliyor :))
Bu konudaki fikrinizi öğrenmek isterim hocam.Cidden şiirde de roman, hikaye ve öyküde olduğu gibi " sen" dili sakıncalı ve itici bir kuvvete haiz midir ?
Bunun yanında, her zaman ki gibi yararlı bulduğum bu değerli yazınız için teşekkürü de ayrıca borç biliyorum.Hakkınızı helal edin.Selam ve hürmetlerimle.
Yahya İncik
Şükran AY
Ben dili konusunda hem fikir oluşumuz çok sevindirdi hocam.Tekrar teşekkür ederim.Selam ve hürmetlerimle.