HADİ YNE KAKALADIN :) (mARKET KÜLTÜRÜ)
Her salı akşamı sabrımı şarja takarım yatmadan önce.Ertesi gün çarşamba ve buranın pazarıdır.Sabrımı tasarruflu kullanmam gerektiğini çok iyi bilirim ,çünkü çevre köylerden gelen yörükler akın ederler markete.Standarttır aldıkları değişmez.Tadını bidiği şeyleri alırlar hep ve asla tadını bilmedikleri ürünleri merak edip almazlar.On kişi birden girerler içeri, on kişi birden çıkarlar.Bir tanesi ne aldıysa diğerleri de aynısını alır.En az on kişi hepsinde de bisküvi,gazoz,makarna,salça,buton piliç sucuk,çokoprens,3-5 tane de meyveli kek...Kasanın en yoğun olduğu vakit bağırır bir tanesi; -Bak hele gızanım,salçala nirde? -Teyzecim,makarnaları gördün mü alt sırada?Makarnaların hizasında biraz daha ilerlersen görürsün. -Hane ya gızancağızım göremedin ya. -Bak teyze 2 adım daha ileri git görcen. -Yoka...Ha ha tamam hinci görüveddin.Haahahahahaa....Sıaraya girdi bekledi,bekledi sıra ona geldi. -Gusura kalmayasın gızancağzım.Cahallık pek zor iş emme nağbacan. -Olsun teyze önemli değil -A gızanım al al çek bakam ne dutuveğcek...Kasadan bütün ürünleri geçirdikten sonra; -Otuz beş lira,on dokuz kuruş .dedim. -Anaaamm.. -Ne oldu teyze? -Ee ben yogurtda alacağdın ya.Unuduveddim.Alıp da geliveren mi?Arkasında sırada bekleyen insanlar var ama sanki teyzem bakkaldan alışveriş yapıyor. -Teyze iyi hoş da madem ki alışverişin bitmedi,neden kasaya geliyosun?Bak herkes seni bekliyor sıra kendine gelsin diye. -Ne bileyin gızanım,unuduvemişim işte, hade hinci alıp gelecen ya... -İyi hadi bakalım al da gel.Yoğurdunu aldı geldi,kasadan yoğurdu geçtikten sonra tekrar; -Otuz altı lira,doksan beş kuruş.dedim. -Ayşaaa..Ayşaaa...Dolapların orda tavuk bakan Ayşe’ye seslenir kasadan. -Ayşa gıııız sana diyon.Geri para kalıyo ya.Bi tavuk alda koş haa... Sıradaki herkes isyan etti artık.Her kafadan sesler; -Ohooo bu neya köy bakkalımı burası. -Eh be teyze senin yüzünden otobüs kaçıcak şimdi. -Aman ya nasıl alışveriş yapmak bu böyle... -Herkesin işi gücü var ama olmaz ki .... Bir diğeriyse; -Boooş kasaa açar mısınııızz???Son gücüyle.Sabrı kalmadı tabii,ne yapsın haklı.Arkadaşlardan biri geldi bir kasa açtı, müşterileri hafifletti ve gitti.Sesler azaldı, isyanların şiddeti de.... Çocuklar için meyveli yoğurtlar var altılı satılan,kimisi onun altılı alındığını bilmiyor ve kırıp iki tane üç tane alıp geliyor.Teyzem almış iki tane meyveli yoğurt geldi. -Teyze bunlar altılı satılıyor,sen iki tane almışsın.İstersen git ordan eğer sen kırdıysan kırdığın parçaları da al,kırmadıysan altılı al da gel.dedim -Yoka gızanım,ikicik alıveddim ya işte,gaça oluyyo? -Teyze ikicik alıveddin de,öyle olmuyor, ikicik de alıversen altıcık parası ödüyorsun.dedim.Arkadaki yörükler başladı gülüşmeye... -Üle mi gızım dur ha...Alan da gelen.dedi.Tam o sırada... -Hu ni kadağ ya gızanım.Elindeki sucuğu göstererek. -Ver bakalım teyzecim.dedim.Sucuğu okutup;7 lira 25 kuruş dedim.Alcan mı geçeyim mi kasadan? -Tamam,geç alacağın.Sucuğu kasadan geçtim.Teyzem çıkartıp 1 tl vermez mi bana.Güler misin,ağlar mısın? -Teyzeee...7 lira 25 kuruş...dedim tekrar belki anlamamıştır diye. -Ha ya gızım.1 tl uzatıyor bana hala. -Teyze bu para yetmiyor.Daha bundan 6 tane vericen bir de 25 kuruş vericen.dedim -Neh...Ni leen bu.Çoka,yok almağcan.Ben 725 sandım dı. -Nasıl yani 75 kuruş bile değil,ne yaptın sen teyze o paraya sucuk mu alabilirsin. -Ha, ha öle sandımdı ya gızanım.Çoka bu almağcan.dedi gitti.Sıradaki herkes gülüyor ama işin draji-komik tarafı teyzem de gülüyor kendi haline.Hadi cahil yapıyor böyle şeyler, anlıyor ve hoşgörebiliyorum da okumuş etmiş insanlar da bilmiyor ki market kültürünü.Adam cebinde 20 tl ile evden çıkıyor ,geliyor markete kendini kaybediyor.Arabayı aldımıydı eline,dolduruyor gitsin ne gördüyse.Kasaya geliyor ohooo araba dolmuş.Geç babam geç eee hesap, çıkıyor 40 tl 50 tl arası. -Eee bende o kadar para yok,ne yapsak ki?Önce şaka falan yapıyor zannediyorum.Gülüyorum hafiften,bekliyorum parayı çıkarıp vercek diye.Çıkartıp 20 tl veriyor ve; -Bir kaç tanesini çıkaralım olmazsa diyor.Ağzım bir karış açık kalıyor tabii,bakıyorum şapşal şapşal.20 tl var ve kasadan 50 tl’lik ürün geçiliyor ve de en kötüsü adam sana bütün ürünleri geçtikten sonra söylüyor 20 tl’si olduğunu.İçimden ya sabır ya sabır çek çeke tek tek iptal ediyorum ondan sonra ürünleri.Hayır yani baştan ;Kızım ben aldım bunları ama bende 20 tl var,ona göre hesapla da 20 tl’yi geçmesin dese,ben de ona göre geçicem kasadan.(Allah’tan sabrımın tükenmeye başladığı anlarda bir arkadaş hızzır gibi yetişir hep.)Arkadaşlardan biri geldi; -Çık hadi sen, geç arkaya biraz dinlen dedi.Gittim arkaya elimi yüzümü yıkadım ilk önce.Sonra bir bardak su içtim.Açtım depo kapısını,attım yere yoğurt kasalarından bir tane, uzattım ayaklarımı,yaktım bir sigara,beş on dakika kadar dinlendikten sonra girdim içeri tekrar.Tam kasaya giderken dolap kısmından bir ses geldi; -Şaldırrttt....Su sesine benzer bir sesdi.Tam o arada dolap tarafından gelen bir bayanla göz göze geldik. -Bir şey mi döküldü?diye sordum.Evet dercesine sessizce kafasını salladı kadın.Gİttim dolabın yanına amcamın biri,tam yağlı peynirlerin önünde,suç işlemiş çocuklar gibi panik hareketlerde bulunuyor.Baktım yerlere peynir suyu dökülmüş. -Amca peynirin suyu mu döküldü?dedim. -He he...Hımm şeyy,,,açıkmış ağzıda dökülüverdi.dedi homurdana homurdana.... -Tamam amca olsun.dedim.Allah allah bir baktım suyu dökülen peynirin kenarı fare yemiş gibi tırtıklanmış.Döndüm amcama baktım.Deliller apaçık ortada.Amcamın dudağının kenarlarında peynir kırıntıları var ve ağzını şapırdatıyor halen,yutamamış demek. -Amca sen peynirden yedin mi?dedim gülümseyerek. -Tattım ya ne var,tatmadan nasıl alayım.Sert çıktı bana. -İyi de amca burası pazar peynircisi değil ki bütün peynirlerin kapaklarını tek tek açıp tadasın.dedim. -Tatmadan almam ben.Tatcam tabii.Alcam gitcem eve ya güzel çıkmazsa.Çöpe mi atayım?dedi. -İyi hoş söylüyorsun da bey amca....dedim hafiften ben de sert çıkarak ve devam ettim.Her gelen senin gibi tadıp gitse burda sağlam peynir kalmaz.Hem sen bir başkasının açıp taddığı peyniri alır mısın?Bu açılmış,yenmiş dersin değil mi?dedim. -Almam tabi ya.dedi. -Eee bak gördün mü.Sen açtın ya bunu ,taddın ya.Kimse almaz şimdi onu.Ama sonra ne olucak biliyor musun?Bunun parası benim cebimden çıkıcak.dedim.Şimdi sen bunu taddığın için almak zorundasın.dedim. -Güzelmiş de tadı alayım bari.dedi koydu arabasına peyniri.Depodan paspası aldım, yere dökülen peynir sularını sildim ve kasaya geçtim.Amcam alışverişini bitirmiş geldi kasadan geçirmeye.Bir yandan aldığı ürünleri çıkarıyor,bir yandan da söyleniyor bana,sanki ben ona zorla peynir satmışım gibi; -Hadi bakalım,kakaladın peyniri bana. -Aaaa amca,dedim gülerek.Hem tadıyorsun peyniri,sonra da bana kakaladın diyosun.Ben sana niye kakalıyayım.dedim. -Ben tatmadan almam. -Tadıyorsan da tatdığını alıcan amcacım o zaman,kusura bakma dedim. -Hadi,hadiiii kakaladın bana ,hadi yine iyisin.demez mi?İşte insan o sinirle peyniri alıp kafasına geçiresi geliyor ama mecburen tükenen sabrını sıkıp sıkıp son damlalarını yalıyor ve yutkunuyorsun.(Delirdim mi gözüm hiç bir şeyi görmez benim ve her lafa cevabım vardır ama mesai saatlerinde süt dökmüş kediyi oynuyorum çaresiz ….. Yoksa en ufacık bir şikayette ve ya müşteri memnuniyetsizliğinden anında maaşa zam,işe son….Adamın gözünün yaşına bile bakmazlar…)Sus,lanet olsun,sus diyorsun kendi kendine…İçimden bildiğim bütün küfürleri ediyorum valla yalan değil,yoksa çıldırmamak içten değil….Aradan birkaç dakika geçti ve …..Pat küt,bam güm….sesler geliyor.Şöyle kafamı kaldırıp bir bakayım dedim ses nerden geliyor diye.Aaa ne göreyim giriş kapısını bulamayan epeyce külolu,kısa boylu pespembe şımbıl şımbıl ışıldayan pullu donlu bir köylü kadını elindeki üç yaşlarındaki çocukla çıkış kapısını tekmeliyor….Sıradaki müşteriye-bir saniye-diyerek müsaade aldım ve çıkış kapısını açtım.Kadın: -Bu ni yaaa.Açılmıyo ya bu kapı.dedi. -Açılmaz tabii ablacım burası çıkış kapısı dedim.Bak giriş kapısı yan tarafta.Görmedin mi kocaman ‘’GİRİŞ’’yazıyor dedim. -Okumam yazmam yoka benim,cahil adamız biz nirden bilecez.Burdan giriversem ya olmamı?dedi. -Dolanırsın ama buradan dedim. -Olsun ya olsun napam giriveren gari.dedi -Gir hadi gir tamam.dedim.Kadın içeri girdiği gibi çocuğun elini bıraktı.Saldım çayıra,mevlam kayıra….Kasaya gittim,işime devam ettim.Tabii ürünleri kasadan geçirirken bir yandan da sürekli etrafa göz gezdiriyorum.Hırsızlık yapan var mı diye.Gözümü ne kadından ne de çocuktan ayıramıyorum….O kadar rahat bir anne ki anlatamam,ben hayatım da böylesini görmedim.Çocuk bir yerde,kadın bir yerde….Kadın gayet rahat bir şekilde alışverişini yapıyor,çocuk da ipini koparan beygirler gibi koşuşturup duruyor ortalıkta.Çocuğun zarar yapma olasılığı çok yüksek….Kadın tam deterjanların bulunduğu tarafa dönecekti ki,o sırada çocuk alışverişini bitirip çıkan bir müşterinin ardından fırladı çıktı dışarı.Yol vızır vızır araba kaynıyor.Allah korusun bir inse kaldırımdan…. -Ablaaa….çocuuukk…diyebilmişim.Çocuğun dışarı kaçtığını gören müşteriler bağırmaya başladı; -Çocuk dışarı kaçtı,çocuk dışarı kaçtı.diye.Kadın koştu hemen,çocuğu yakaladığı gibi yakasından sürükledi içeri…. -Allah bilani virsin senin….Başımın bilası….Ni bok arıyon orlaada,hayvan!!!! Gebereceen ya….Herkes korku ve şaşkınlıkla karışmış duygularla bakıyor kadına.Umrunda mı sanki?Bir tokat patlattı çocuğun ağzının ortasına.-Yanımdan ayrılmaycaksın-dedi ve hiçbir şey olmamış gibi devam etti alışverişine.Çocuk da kaşarlanmış herhalde dayak yiye yiye ki ağlamıyor bile.Aksine gülüyor….Yoğunluktan kasa yanları araba doldu ve kapıdan çıkacak yer yok.İnsanlarımız o kadar sorumsuzlar ki,bir Allahın kulu da arabayı aldığım gibi yerine koyayım demez.İçindeki malzemeleri poşete doldurduğu gibi arabayı olduğu yerde bırakır basar gider.İçerideki yoğunluk azalınca arabaları toplamaya başladım o arada çocuk kadının elinden kaçmış yine kapıya doğru koşuyor. -Ablaaa,ablaaa…Çocuk kaçıyor yine.dedim.Kadın koşmaya başladı.Çocuk pantolonun üstünden pipisini tutuyor bi yandan da; -Annii tiişiim vayyy…dedi.koştu dışarı.Kapıdan dışarı çıkar çıkmaz indirdi donları,küçücük elleriyle pipisini tutu ve….. -Abla çocuk işiyooorr…dememe kalmadı.Kadın; -Yapıve hura he he ,huracığa yapıver oğlanım.dedi. -Ablaaa oraya yap-ma-sıııın ….dedim ama nafile çocuk çoktan işedi bile kapının önüne.Topladı donunu burnundan akan sümüğünü çeke çeke girdi içeri. -Tişimi yapivedim anni.dedi. -Tamam oğlanım aferin.dedi kadın.Hepten attı benim şarteller…. -Abla niye kapının önüne işettiriyorsun çocuğu.Hiç mekan önüne işenir mi??Tuvalete yaptırsana.dedim. -Olsun ya noolacağmış çocuka olmaz bişi hinci uçar gider u ya….dedi.Doğru ,nasılsa sen temizlemiyeceksin,zaten bu kadar rahat olmasan keşkek kazanı kadar olmazdı kıçın şuraya bak…Montofon ineği dedim içimden.İçerden bir kova su alıp döktüm çocuğun işediği yere.Günün yorgunluğu iyiden iyiye çökmeye başladı üstüme,saate baktım mesaimin bitmesine daha iki saat var.Allah’ım bir olay daha olmadan şu gün bitse bari diye geçirdim içimden.Kovayı depoya götürürken arkadaşa; -Beş dakika sigara içeyim ben gelince de sen girersin dinlenmeye dedim. -Tamam olur sen gir, iç sigaranı.dedi.Bir tane de kola aldım içeri girerken,Beş dakika hem dinlendim hem sigaramla kolamı yudumladım.Mağazaya çıktım yine geçtim kasaya. -Sen geç içeri dinlen dedim arkadaşa.Arkadaşın kasadan geçirdiği kadın poşetleme kısmında malzemelerini poşetlerle kavga edercesine poşetliyor bir yandan da ağlarcasına homurdanıyor sürekli….Henüz tam konuşamayan bir buçuk iki yaşlarındaki oğlu da annesinin aldığı dondurmayı yiyor.Kasa da müşteri yok.Kadının tavırları tuhafıma gitti.Çaktırmadan kadını ve çocuğu gözlemliyorum…Çocuk dondurmanın bir kısmını yere döktü. -Anne…anne…dedi çocuk ve annesinin paçasından çekeleyerek yere düşen dondurmayı gösterdi.Kadın yere dökülen dondurmayı görünce çılgına döndü.Elleriyle çocuğun omuzlarından tuttu ve başladı çocuğu hırpalamaya…. -Allah kahretsin!!!Yeterrrr!!Deli gibi bağırıyor nefesinin yettiği kadar.Giiit istemiyorum seni…Gebeeerrr emi geber.Defooll!!!Bıktım senden.dedi.Hayretler içindeyim bir insan evladına nasıl geber diyebilir?yok olamaz bu kadının akıl sağlığı iyi değil herhalde diye düşündüm.O arada kasaya müşteri geldi.Müşterinin ürünlerini kasadan geçiriyorum ama ben de dikkat sıfır…Tamamen kadına yoğunlaşmışım.Kadın yere dökülen dondurmayı söylene söylene temizledi ıslak mendille.Çocuk da benim kasamın yanın da duran çikolatalara bakıyor.Bitter çikolatalardan aldı eline ve; -Anne mene bundan alıy mısın?dedi.Kadın kendi aleminde çocuğu duymuyor bile.O halen poşetlerle kavga içinde…Ağlarcasına söyleniyor kendi kendine-bıktım,yeter,bıktım…-diyor.Çocuk da habire; -Anne alıy mısın?diyor elindeki çikolatayı göstererek.Dayanamadım çocuğun isteyişine.Kasanın yanından bir tana bitter çikolata aldım geçtim kasadan. -Tamam canım ye sen onu dedim çocuğa.Açtım çikolatayı verdim eline.Çocuk hapur küpür yemeye başladı büyük bir iştahla.Kadın çocuğun elindeki çikolatayı görene kadar çocuk yarısını yedi bile.Kadın poşetlerle olan kavgasını bitirip de arkasını dönünce ancak görebildi çocuğun çikolata yediğini. -Nerden buldun onu yaaa.Allah’ım deliricem ya sen neden böyle yapıyorsun?dedi.Çocuksa en masum haliyle,boynunu bükerek; -Anne men yedim al sen ye.dedi annesine çikolatayı uzatarak.Kadın ağlıyor ve çocupu hırpalıyor. -Nerden buldun diyorum sana….bağırarak. -Abla bırak çocuğu hırpalayıp durma,ben verdim dedim.Gözlerini yuvalarından çıkararak döndü bana; -Neden veriyorsunuz?Peki parası?dedi. -Tamam ablacım parasını ben verdim,yesin çocuk.Kadın çantasından 50 tl çıkardı,parasını alın buradan dedi. -Tamam ablacım ben verdim parasını afiyetle yesin,istemiyorum para falan.dedim.Kadın içinde ne varsa kusmaya başladı bana; -Neden böyle yapıyorsunuz,herkes aynı şeyi yapıyor,herkes….Bıktım artık.Kimse beni anlamıyor.Herkes bana kötü anne gözüyle bakıyor.Ama ben kötü anne değilim.Tamam mı değilim…. -Ben sana öyle bir şey demedim ki ablacım.Çocuk çikolata istedi,sen de duymayınca içimden geldi verdim yok bunda bir şey tamam.dedim.Ama kadın halen kusuyor içini bana; -Benim çocuğum hiper aktif,tedavi ettirmek istiyorum ettirmiyorlar.Üç kez ölümden döndü.Avucumun içinde ölüyordu.Senin haberin var mı?Sen anlayamazsın bunu.Herkes beni suçluyor.Hıçkıra hıçkıra ağlıyor….. -Ya tamam abla tamam, git hadi evine artık ben sana bir şey demedim.Senin psikolojin bozulmuş dedim.Hay dilim kopaydı da demez olaydım. -Bak işte psikolojin bozulmuş diyorsun.Beni suçluyorsun.Benim psikolojim falan bozuk değil.Ooof anlamıyosunuz işte anlamıyorsunuz.dedi.Kadının biri tuttu kolundan; -Gel ablacım sen , ben seni anlıyorum,benim çocuğum da hiper aktif.Boş ver sen yaşamayan bilmez.dedi ve kadını dışarı çıkardı.Kasa yanında olaya şahit olanlar; -Sen iyilik yaptın, çocuğa çikolata verdin bak kadının yaptığına…dediler. -Olsun , önemli değil dedim. Üç beş dakika sonra çöpleri dökmek için dışarı çıktım.Bir de ne göreyim kadın hala mağazanın önünde diğer kadınla konuşuyor; -Allah beni kınayan herkesin başına versin de görsün bakalım nasıl oluyormuş…..Çöp kovalarını yere bıraktım.Kadının yanına gittim.Elimle kolunu sıvazlayarak; -Bak ablacım benim seni kınadığım falan yok.Sen beni yanlış anladın.dedim -Yook yoook…Allah senin de başına versin de gör.Ben kötü anne olarak görülüyorum.Sen öyle ol bakalım.O arada da çocuk gayrı ihtiyari kadının paçasını çekeliyor.-anne didelim,didelim-diyor.Bak görüyor musun?bu hep böyle işte bana hiç rahat vermiyor.Nefes alamıyorum artık.Bak işte bak nasıl çekiyor.dedi çocuğu göstererek.Allah sana da versin ben başka bir şey demiyorum.Kadının üstüne basa basa bana beddua etmesine dayanamadım. -Abla beddua edip durma!dedim sesimi yükselterek.Çocuğum hiper aktif diyorsun da çocuğunun şu yaptığı hareketler gayet normal.Çocuğunun tedavi falan olmasına gerek yok.Diyelim ki hiper aktif, madem tedavi ettirmiyorlar.Teknoloji çok ilerledi artık.Gir internete çocuğuna nasıl davranman gerektiğini öğren.Eğer bu şekilde davranmaya devam edersen,bu çocuk büyüdüğünde şiddet uygular herkese,it olur,uğursuz olur.Çocuğunun ileride daha da kötü olmasını istemiyorsan önce kendini tedavi ettir,sonra da ona nasıl davranman gerektiğini öğren… Çoğu insan evlat hasretiyle yanıp tutuşuyor,çocuğu olmuyor diye bir sürü yönteme başvuruyor çocuğu olsun diye.Allah sana eli ayağı sağlam evlat vermiş sen ise ona ‘’geber’’diyorsun.Benim de çocuğum var ve ben hiçbir zaman ona geber demedim,demem de…Normal bir insan evladına geber diyemez.Senin canın bu ya…dedim.İçeri girdim.Sesimin yükseldiğini içerden duyan arkadaş; -Ne oldu?diye sordu. -Yok bir şey ya çattık yine akşam akşam delinin birine…Hep kırıklar beni bulur zaten tövbe tövbe…dedim, gülüp sinirimi yatıştırmaya çalıştım.Mağaza sorumlusu geldi. -Bas çıkışına artık,çıkış saatin geldi.dedi. -Şükürle olsun.dedim.Bastım çıkışıma,aldım posumu ofise girdim.Paraları teslim ettim.Elimi yüzümü yıkadım.Mağazadan dışarı çıkmadan oğluma birkaç çikolata,sakız…vs aldım. -Arkadaşlar ben gidiyorum,size kolay gelsin.İyi akşamlaaarr…dedim ve çıktım mağazadan.Çıktım ama kadın bütün günün yorgunluğuna tuz biber oldu.Yol boyu aklımdan hiç çıkmadı çocuğuna haykırışları ve hırpalayışı.Kayınvalidemden oğlumu almak için gittiğim de geldiğimi gördüğü gibi boynuma atlayan oğluma sımsıkı sarıldım birkaç dakika hiç bırakmadan… -Hoş deldin anneciğim,ne aydın bu gün bana?dedi -Hoş bulduk paşammm…dedim.Öptüm heryerini. -Ne aydın anne,ne aydın.diye diye zıplıyor olduğu yerde.Aldıklarımı çantamdan çıkartıp; -Seni eşkiya seni….al bakalım.dedim.Aldıklarıma tek tek baktı; -Aaa çuku çuku,aaa şakış…hehehhe…sevindi.Aldım oğlumu evime gittim.Başımın ağrısı ayaklarımın ağrısını bastırıyordu.Eve girer girmez bir ağrı kesici içtim,ardından üstümü başımı değiştirdim.Akşam yemeğine ocağa kızarmaları için patatesleri attım.Onlar kızarırken her zamanki gibi yorgunluğumu atmak için oğlumla oyun oynadık .Çok geçmeden eşim geldi eve. -Hoş geldin canım günün nasıl geçti.dedim. -Yorucu….dedi tek kelimeyle.Ya senin? -Hiç sorma....dedim ve başladım anlatmaya.O kadar sinirlenmişim ki anlatmakla bile yenemedim kadına olan kızgınlığımı.Ayaklarım bir yandan beynim bir yandan zonkluyor.Yemeği yiyip bulaşıkları yıkadıktan sonra; -Ben duşa alıp yatıcam , başka türlü dinlenmemin imkanı yok. dedim eşime. -Tamam canım.dedi.Duşumu aldım.Oğluma sütünü ısıttım.Birlikte yatak odasına gittik.Yatağa yattım oğluma sarıldım sımsıkı ve allah’a dua ettim. -Allah’ım sen oğluma uzun ömürler ver,onu hayırlı evlat yap.Bana onun acısını gösterme dedim.Sonra da oğluma; -Seni çok seviyorum annecim.dedim. -Ben de seni seviyoyum anne.dedi.İşte bütün yorgunluğum geçti o zaman…..
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.