- 838 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
NAMUSLU İKİ İHTİLAL NEFERİ
1908 yılında ayrı ayrı İtalya’ dan Massachusetts’ e göçen Sacco ve Vanzetti, orta sınıf olarak kabul edilebilecek çiftçi ailelerden geliyorlardı. Göç kararlarının altında yatan sadece ekonomik kararlar değildi. Sacco’ nun Amerika Birleşik Devletleri’ ne doğru yolculuğu bir tür macera arayışı, yeni yerler görme arzusuydu. Vanzetti ise annesinin ölümünden sonra büyük bir üzüntü ve kayıtsızlık duygusu içinde terk ediyordu ana vatanını.
Yüz yılbaşı Amerika’ sın da göçmenlere karşı ciddi bir husumet vardı. Anglo Protestan Amerika’ lılar özellikle İtalya’ nın güneyinden gelenleri beyaz bile kabul etmiyorlardı. O yıllarda linç edilen İtalyan’ ların resmi sayısı 39’ du.
Sacco ile Vanzetti’ de dönemin bu ırkçı yaklaşımından paylarına düşeni fazlasıyla almalarına karşın adaptastonları farklı seviyelerde oldu. Eli alete ve sanata yatkın olan Sacco evlenip ve iki çocuk sahibi olurken, yeteneklerinin parasal karşılığı pek bulunmayan Vanzetti ise balık satıcılığı gibi geçici işlerde çalıştı, yoksulluk içinde yaşadı ve hiç evlenmedi. Ama hem şairlere yakışır romantik ruhu, hem de toplumsal adalete tutkuyla bağlılığı olan, zeki bir insandı.
Sacco’ da. Vanzetti’ de İtalya’ da anarşist hareket içinde bulunmuyorlardı. Anarşist çevrelere yakınlaşmaları, ABD’ ye gelmelerinden sonraya rastlar. Mevcut sistemin ortadan kaldırılmasına karar vermelerindeki en etkin unsur ABD’ deki işçi sınıfına yönelik sömürüydü. Burada da onları anarşizme iten öncelikle kendi yoksullukları değildi. Diğerleri hakkında endişe duyuyorlar ve herkesle beraber işçi sınıfının baskı altında tutulduğu görüşünü paylaşıyordular. Her ikisi de insanların doğuştan sosyalist olduğuna inanıyor, özel mülkiyet kurulunun güçlü bir devlet tarafından mutlak anlamda korunmasının insan toplumunu çürüttüğü inancını taşıyorlardı. Dolayısıyla, insanlığı bu rehin alma halinden kurtarmanın tek yolu özel mülkiyeti, en azından toplumsal görünürlülüğü olan yöntemlerle, ortadan kaldırmak ve devleti yıkmaktı. Tahmin edileceği gibi, pek hülyalılara göre bir iş değildi bu.
Devlet iyi korunuyordu: Polisleri, askerleri, hakimleri ve cellatları vardı. Böyle bir yapıyı ortadan kaldırmak için fedakarlık gerektirebilecek ve şiddete baş vurmak zorunda kalınacaktı. Sacco ile Vanzetti için devrimci şiddet, modern devletin temeli olan kurumsallaşmış şiddete karşı bütünüyle kabul edilebilir bir tepkiden başka bir şey değildi. Sacco ile Vanzetti anarşist görüşleri benimsemelerine ve anarşist bir örgütlenme içerisinde yer almalarına rağmen şiddet ve sabotaj gibi eylemlere hiç bulaşmamış insanlardı. Daha önce de söylediğim gibi, Sacco bir ayakkabı fabrikasının imalathanesinde çalışırken, Vanzetti günü birlik işlerden biri olan balık satıcılığı işi yapıyordu. Sacco ve Vavzetti, Britgewater’ daki başarısız soygun teşebbüsü ile South Braintree soygun ve cinayetlerinin ardından , daha ortada delil bile yokken göz altına alındılar.
Bridgewater’ daki soygun teşebbüsünde Sacco’ nun hiç bir dahlinin bulunmadığı belliydi. Çünkü, olay saatinden önce fabrikadaki işine gelmiş ve olayın üzerinden uzun bir süre geçene kadar da işinin başında kalmıştı. Vanzetti’ nin gerekçesi ise daha somuttu. En az on beş kişi, olayın cereyan ettiği saatlerde, Vanzetti’ nin kendilerine chrismas için yılan balığı satmakta olduğuna tanıklık etti. Ama jüri üyeleri, tanıklık edenlerin tümünün İtalyan oldukları gerekçesi ile söz konusu tanıklıkları kabul etmedi. Hakim WebsterThayer süratle karar vererek Vanzetti’ yi silahlı soygun suçundan on beş yıl hapis cezasına mahkum etti. Bu olaydan dört yıl sonra gerçekleşen South Braintree soygunu ve cinayetlerinde, mahalli polis şefi bu sefer her hangi kanıt ya da tanıklığa da gerek duymaksızın suçluların İtalyanlar olması gerektiğine hükmetti ve aralarında Vanzetti’ de olmak üzere, eşgale uyan herkesi gözaltına aldı.
Olay şöyle gelişmişti: South Briantriee’ deki bir ayakkabı fabrikasına götürülmek üzere 16.000 dolar taşıyan mutemet Frederic Parmenter ile koruması 15 nisan 1920 tarihinde soyulup öldürüldüler. Tanıklar katillerin İtalyan olabileceklerini söylemişlerdi.
Sacco ile Vanzetti, 5 mayıs 1920 tarihinde tutuklandılar. Fazlasıyla taraflı olduğu kabul edilen polis sorgusu sırasında muhtemelen anarşist çevrelerce bağlarının ortaya çıkmaması için alabildiğince az konuşmaya çalıştılar. Vanzetti, Britgewater’ daki soygun teşebbüsüyle ilgili olarak itham edildi ve duruşmasında da konuşmayı reddetti. Daha sonra her ikisi de South Briantriee olayıyla ilgili olarak suçlandılar. Dava taraflılığıyla tanınan hakim Thayer’ a verildi. İşçi sınıfına yakınlığıyla tanınan Fred Moore, Sacco ile Vanzetti’ yi savunmak üzere mahkemeye katıldı ve jüride yer alan bütün iş adamlarının çıkarılmasını sağladı. Bunun yanı sıra, jüride bir tek İtalyan bile bulunmuyordu. İddia makamının tanıklarından birinin mahkemede ifadesini geri aldıktan sonra ayakkabı fabrikasındaki işinden atılması ve bir başka tanığın katilin iyi İngilizce konuştuğunu söylemesi durumu değiştirmedi. Oysa katilin iyi bir İngilizce ile konuşması Sacco’ nun ağır aksanıyla tam bir tezat teşkil ediyordu.
Mahkeme sırasında Sacco ile Vanzetti’ nin siyasi görüşlerinin üzerinde fazlasıyla duruldu ve savunma makamı buna defalarca itiraz etmesine rağmen hiç birisi dikkate alınmadı. Duruşmanın bitiminde, iddia makamı her iki zanlının da tutuklandıkları sırada silahlı olduklarını ve sorgulamalar sırasında mütemadiyen yalan söylediklerini dile getirdiyse de çalınan paraların nereye gittiği konusunda bir türlü açıklık getirilemedi.
Jüri 14 Temmuz 1921 tarihinde beş saatlik bir müzakerenin ardından Sacco ve Vanzetti’ yi suçlu buldu.
Sacco ile Vanzetti’ nin suçsuz yere mahkum edilmeleri dünya çapında tepkilere neden oldu. Avrupa ve Güney Amerika’ daki Amerikan konsoloslukları protesto mektuplarıyla dolup taştı. Hakim Thayer’ in evi koruma altına alındı. Fransa, İtalya, Belçika, İspanya, Portekiz ve İskandinavya’ da sayısız gösteri düzenlendi .Paris’ teki Amerikan konsolosluğunu kuşatmak isteyenleri, on bin polis ve on sekiz bin asker ancak durdurabildi. Albert Eiinsteins, Thomas Mann ve hatta Vatikan bile Sacco ve Vanzetti’ nin destekçileri arasındaydılar.
Avukatlar pek çok değişik gerekçeyle davayı temyiz ettiler.Hakim Webster Thayer, 1924 Ekiminde davanın yeniden görülmesi için verilen ilk önergeyi reddetti. Sonraki yıllarda, aynı yöndeki beş önergeyi daha reddetti. 1925 yılında, mahkumiyet almış bir katil, Sacco’ ya Braintree cinayetlerini kendisinin işlediğini itiraf etti. Ancak Thayer, söz konusu itirafın gerçek dışı olduğunu belirterek yeni bir duruşmaya gerek olmadığına karar verdi.
1926 yılında Massashusetts yüksek mahkemesi hükümle ilgili dört temyiz başvurusunu daha reddetti ve hakim Thayer’ in her hangi bir hatasının bulunmadığını karara bağladı.
Yedi yıl süren duruşmalar sonunda 9 Nisan 1927’ de Hakim Webster, Sacco ile Vanzetti’ yi ölüme mahkum etti.
İnfaz günü belliydi. Sacco ve Vanzetti 23 Ağustos 1927 günü elektirikli sandalyede idam edileceklerdi. Bu mesnetsiz ve haksız idam kararı yüreği eşitlikten, barıştan, sevgiden ve kardeşlikten yana atan bir çok insan üzerinde derin izler bıraktı. Bu insanlardan biri de Atlantik’ in binlerce mil uzağında yaşayan ve kalbi bu davanın başından sonuna kadar o iki güzel insanla beraber çarpan Türkiye’ li şair Nazım Hikmet’ ti.
Nazım Hikmet, idamların gerçekleşmesinden on bir gün önce 12 Ağustos 1927’ de onlar için şu şiiri yazdı:
Onların cebinde fırkamızın bileti yoktu.
onlar kurtuluşun kapısına varmayı
ferdin cesur hamlelerinden uman
iki saf ve namuslu çocuktu.
Ne milyonların rehberiydi onlar
ne de inzibatlı bir inkilap ordusunun askeri,
ihtilalin sıra neferiydi onlar
ihtilalin iki namuslu neferi.
Yanıyordu kanlarında şavkı İtalya güneşlerinin.
Koştular temiz esmer alınlarla hayatın sesine,
dövüştüler yanında dövüşen kardeşlerinin
yeni dünyada düştüler eski zulmün pençesine.
Yedi yıl ölümün karşısında gülerek durdular.
Elektrikli iskemleye
kadife bir koltukmuş gibi oturdular
yürekleri dört bin volta yedi dakka dayandı,
yandı yürekleri, yedi dakka yandı.
Cani değildiler, kurban gittiler dolarların emrindeki adalete.
Hayatlarında olmadılarsa da kitlelerin rehberi,
ölümleri ile şaha kaldırdı kitleleri bu iki ihtilal neferi...
İdamlarının 50. yıl dönümü olan 1977 yılında dönemin Massachusettts Valisi Michael Dukakis, 23 Ağustos’ u Sacco ile Vanzetti günü ilan etti. Dukakis’ in hukuk danışmanı Daniel Taylor’ da Hkim Thayer’ in adil bir yargılama yapmadığını ilk defa resmen açıkladı.
Massachusets’ in gerek Sacco ile Vanzetti’ yi, gerek kendi itibarını temize çıkarma girişimleri 1977 yılına kadar devam etti. O sene idamlarının 70. yıl dönümünde Boston’ un ilk İtalyan kökenli valisi Thomas Menino, daha önce reddedilen bir anıyı kabul ederek kamuya açtı. Bu Amerikan başkanlarının yüzlerini kayalara oyan heykeltraş Gutson Borglum’ un 1927 yılında yaptığı bir heykeldi. Heykelde Sacco ile Vanzetti, dengesi bozulmuş bir adalet terazisine bakarken gösterilmişlerdi...
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.