- 659 Okunma
- 6 Yorum
- 0 Beğeni
NADAS-IV
Artık her akşam üzeri yağmurlu bulutları birde okuldan dönen Seyfo gardaşımı bekler olmuştum. O okulu anlatırdı ben hem okula hem tarlaya hem gizli gizli ağlamalara gömülen anama ve kundakdaki bacım Hayriye’ye dalar giderdim...Zamanın mekanın olmadığı ama ıslak olduğu umutlara dalardım her seferinde....
bu köyün üstünde rüzgarlar eserdi kimi zaman bir serçenin kanadını vuran kimi zaman çatıları dokunarak okşayan duvarlara çarpan bazende bir meşenin küçük dallarını çaktırmadan çıtırtdadark kıran gövdesine karışmadan herkese dokunurdu. Hem de çok dokunurdu hemde yağmurları getirmeyişine.
Susarlardı herkes susuz hayatlarınaki ekinler gibi boynu bükük köy kahvelerinde kahveden ziyade çay içselerde içine attıkları bir yudumluk yağmur hasretiydi resimlerde gördükleri göller düşler ülkesiydi onlara.
Bilekleri orak çekmekten sağlam, alınlarında çoğrafi bir haritanın kıvrımları gibi sırtı kambur dünyanın tüm yükünü yüklemişti yağmursuz rüzgarlar. Daha henüz haritalara çizilmemiş bir adanın haritalardaki tek noktasıydıadı gibi olan Suzu Köy gözlerindeki umutla deniz yapmıştı ekinlerinin etrafını.
Deniz gelmeden önce kazıdıkları haritada yerlerini kendiler bile bilmiyordu. bildikleri tek şey bir başağın değirmen sonrası hatıralarıydı çoğu zaman düşleriyle öğüttüğü ama dişleriyle öğütemediği. Bir ekin sapının birde yağmur yüklü bulutların getireceği şey onları cennetlerine götürecekti.
Kundakdaki çocuk bir çığlık atar martıların gelmediği bir köyün tek odalı toprak damlı yosundan çok kireç kokulu babasız kalan evine. Bir ana sütyensiz elbisesini yırtar kaparan memesi ucunda beyaz rızkı. Yanında kundakdaki çocuğun babası yerine geçmiş Memedi.
Ürkekti hep memeleri verirken sütlerini. Zarhası aç kalmış tenceresi bulgurların tanesiyle saydığı ama kendisinin yiyemediği boş bulgur çubalının içine gizle diği bir ananın yüreği birde çabuk büyümek isterdi hep Memedi. Terazisi olmayan bir hayatın içine denge katmak için katardı her ağlamasını yatak altında.
Sesi bir rüzgar olurdu hep. Önce duvarlara çalar sonra o meşenin dibinde ağlayan oğlunun düşlerine oradan dinlediği için meşenin kırılan dallarını onarmak içindallarına oradan yine rüzgarlara karışıp bulutları çağırıken bir taraftan gözlerindekiler umut damlaları olurdu hayalde olsa ekinleri ıslatan.
İnattı belki bunlar geceye inat yağmura inat sabırın dualar karıştığı bir tesbih tanesiydi çaresinin nerden gelineceği yağmurun nerde olduğuna dair bir adresin olmadığı bir umut. Bir damla.
Mehmet serkeşliğiyle gezer gizli gizli geceye.Her kayan yıldızdaydı tek dileği damlaları.Umutları doyuracaklarıydı yutkundukalrı ama her sabah yufka ekemeğini yerken boğazından geçemezken lokmalarıydı yutkunamadıkları. Yufka dürülür o büzülürdü her seferinde kenara çekilirdi sofradan geri geri.
Nedense gizli gizli bardağını sıkardı bakarken dışarı tarlaya. Bilirdi Memedinin neden yutkunamadığını. O susardı Mehmet de susardı.Ama ikiside susuyarak susarlardı yağmurları isteyecek kadar susardı ikisi.
Bir kundakdaki umut olurdu susmayarak ve o kuru tarlaya bakmayarak. " umut değilmidir hep içimize ektiklerimiz. ağladıklarımız değilmidir içimizde büyütmek istediğimiz bir buğday tanesi gibi gizli gizli çoğaltmak istediklerimiz.
Sararsada ekinlerimiz gelmeyen yağmurlarımız yaşadıklarımız bir meşenin altında ağaçlarla konuşmamızdı kimsenin duymadığı rüzgara çalan yapraklar gibi şahitsizdi içimden yağmurla konuşmalarımız. "
Seyfo gardaşım gelmiş haberim olmamış ben meşeyle konuşmaya gittiğimde. İsmail öğretmenim bir kitap yollamış.Yağmur kadar sevindim. Okumaya başaldım her zaman ki cam kenarında. Bu kaçıncı okuyuşum bilmesemde anam artık pencere izinden çok ikiye ayrılmış yanağıma çıkan ikiye ayrılmış sayfalarının izini alıştığından hiç sormaz oldu bana...
YORUMLAR
Savruluyor kasım poyrazında çakırdikenleri biraz daha acıtarak yürek sızılarımı. Bozkır rüzgarı ne de sert vuruyor yalınayak böğrüme kamçı misali...
Kutluyorum yazınızı gönülden.
Gün eksilmesin pencerenizden.
Sevgiler, saygılar.
DİLEK YILDIZI
sevgi ve saygılarımla...
Hiyake gayet güzel ilerliyor, biraz da acıtarak içimi,
meraktayım, nasıl bağlayacaksın sonunu ...
DİLEK YILDIZI
senin yorumların her zaman onur verir bana. teşekkürler....
Bir kundakdaki umut olurdu susmayarak ve o kuru tarlaya bakmayarak. " umut değilmidir hep içimize ektiklerimiz. ağladıklarımız değilmidir içimizde büyütmek istediğimiz bir buğday tanesi gibi gizli gizli çoğaltmak istediklerimiz
Yine duyguları konuşturmuşsun, tebrik ediyorum ...
Sevgiyle ışığın bol olsun...
DİLEK YILDIZI
YÜREKTEN SAYGILARIMI BIRAKIYORUM....
DİLEK YILDIZI
ellerinden ve güzel yüreğinden öptüm
sen ne dersen sevgimlesin...
ellerinden öptüm
DİLEK YILDIZI
yorumun bana güç verir her zaman bilirisin.hala çarpık çurpık cümlelerle yürüyorum onuda biliyorum.ustalaştığım yok ama bir bölümü sen bana farz ettin umarım beğenirsin..
Abim en derin saygılarımlasın her zaman....