YİTİK
Çırılçıplak soyunan özleme dokunduğu kadar mesafeler büyütürdü iç içe geçmiş halkalar gibi en büyüğünün ömrünün mihengine değdiği. Koparıldığı yerden kanayan çiçeğin yağmura küskünlüğü gibi değdikçe içinde isyanın kör noktasına, neye sahip olduğu ya da olması gerektiği hususunda yanılgıları , çatılan silahlar gibi ucuca dururdu.Gülüşleri yıldırım kökünden sürgün, çakıldığı yerde ışıltısı kan kırmızı...
Neden dedi adam...neden ? Ağlar gibi gülüşün hıçkırık teni bürünmüş gibi...ya da ağlaması gülmek gibi içten olan gibi en derinden...önceden gamzelerin ayazında üşümezdim...Soğumazdı hava böyle, ilkyazlarına gebe umutların parlardı gözlerinde...gözlerinle gülerdin.Gözlerinle konuşurdun gamzelerinden önce... tanıdığına güler gibi değildin...mesafeli, öylesine nezaket kurallarını benimseme mecruriyetinde gibi...değildin işte gerçekten gülerdin ve ben o gülüşüne düşlerimi bağışladım.Şimdi ihanete uğramışların yalnızlığını haykırır gibi bak sözlerim.Nedeni sen.Nedeni gülüşlerin...
Unuttum dedi kadın...unuttum.. gülmek gerçekten nasıl bir şeydi.Ruhum gülerdi eskiden, dudaklarımdan evvel...ruhum gülüşlerimin yitiği olmadan önce...
( Bir ihtimaldir, devamı...olur mu ben de bilmiyorum... )
ŞÜKRAN AY
YORUMLAR
Unuttum dedi kadın...unuttum.. gülmek gerçekten nasıl bir şeydi.Ruhum gülerdi önce, dudaklarımdan önce...ruhum gülüşlerimin yitiği olmadan önce...
( Bir ihtimaldir, devamı...olur mu ben de bilmiyorum... )------devamı gelsin..........güzeldi zevkle okudum.Kalemin var olsun .Canım tebrikler.Yüreğinden öptüm.Sevgimlesin...