- 1172 Okunma
- 3 Yorum
- 0 Beğeni
DİNDAR NESİL İSTEMEZÜK!
DİNDAR NESİL İSTEMEZÜK!
Bu memlekette bir "istemezük ekibi" her zaman vardır. Bunlar Yeniçeri Dedelerinden miras kalan genlerinden olacak, "nerde bir iyi ve hayırlı icraat olsa, hemen "istemezük" diye bas bas bağırıyorlar.
Bunlar Boğaziçi Köprüsüne de "istemezük" diyerek karşı çıkmışlardı. Bunlar otoyollara da "istemezük" diye karşı çıkmışlardı.Ancak, hem Boğaziçi Köprüsünü, hem de otoyolları tepe tepe kullananlar da yine bunlar. Kullansınlar, yok buna bir itirazımız. Güle güle kullansınlar. Bu Ülke hepimizin.
Bizim itiraz ettiğimiz, bunların her hayırlı icraata karşı gelmelerinedir.
İstemezük ekibi yine iş başındalar, bu sıralar. Bu "istemezük ekibi" bu günlerde gene bağırmaktalar. Dindar nesil istiyoruz şeklindeki bir masum talep ve bu uğurdaki çalışmalar, bu ekibin bağırması için fırsat oluşturdu. Bağırmaya başladılar.
Bunlar işlerine gelmeyen her icraat sonrasında böyle feryat ederler. Bunlar ürktükleri zaman böyle bas bas bağırırlar. Bu adamların bazı şeylerden ürkmelerini anlarım da, dindar nesilden ürkmelerini anlamak zordur.
Dindar nesilden kim ürker? Aklı başında olan ve halim selim bir ruh yapısına sahip olan dindar nesilden ürker mi? Nasreddin Hoca demiş ya; "ya sayı saymasını bilmiyorsunuz, ya hiç dayak yemediniz." Aynı bunun gibi, dindar nesilden ürkenler, "ya dindar bir insan tanımadınız, ya da aklınız başınızda değil."
Dindar insanı tanımadınızsa, dindar insanı bilmiyorsanız, gelin onu tanıyalım. Gelin "dindar nesil nedir" bunu açıklayalım. Siz nasıl tanımlarsınız, ben onu bilmem de, benim dindar nesil tanımım çok kısadır. Öyle uzun ve anlaşılmaz değildir. İşte size bir tanım: "Allah’tan korkan ve kuldan utanan nesildir dindar nesil." İşte size bir başka tanım: “Dindar nesil, vatanına, milletine bağlı bir nesildir.” Ben dindar nesil denilince önce bunları anlarım.
Gerçi, dindar nesil tanımları bununla bitmez. Başka tanımlar da vardır. Dindar nesil dediğimizde, imanın ve İslamın tüm şart ve kurallarını harfiyen yerine getiren namazlı abdestli, oruçlu Kuranlı insanlar da anlaşılır. İslam’a hassas olarak bağlı ve saygılı, ancak, İslamın şart ve kurallarını harfiyen yerine getirmede aynı derecede hassas olmayan insanlar da dindar insandır.
Dindar nesil, özet olarak, "İslamı, hayatının ana eksenine yerleştiren ve davranışlarında halim selim olan insanlar topluluğu" demektir.
Şimdi bu tanımlarda anlatılan insanların hangisinde bir sorun var? Şimdi bu tanımlarda anlatılan hangi insanlar zararlı? Elbette, hiçbiri.
Öyleyse, istemezükçü ekip niye bas bas bağırıyor? Anlamak mümkün değil. Halbuki dindar nesil Ülke genelinde çoğalsa ve artsa, bundan en fazla kendileri yararlanacak ve mutlulukları artacaktır. Huzur bulacaklardır. Aynı Boğaziçi Köprüsü ve otoyollardan yararlandıkları gibi dindar nesil de bu istemezükçü ekibe daha çok fayda sağlayacaktır.
Konunun bu boyutu olduğu gibi, şu boyutu da vardır. Dindar nesil istemeyenler, hangi nesli istiyor? Allah’tan korkmayan ve kuldan utanmayan bir nesil mi isteniyor? Allah’tan korkmayan ve kuldan utanmayan bir nesil, hangi kötülüğü yapmaz ki? Bu Ülkenin insanları, üç-beş kuruş para için dedesini ya da nenesini öldüren torunların haberini okudu gazetelerde. Bu Ülkenin insanları, cep telefonu için arkadaşını katleden gençlerin haberlerini okudu yazılı medyada, internette. Daha başka feci olayları anlatayım mı? Anlatmaya gerek yok. O neslin tehlikesini herkes biliyor. Allah böyle bir nesli hiçbir topluma vermesin ve böylelerinin şerlerinden bizi ebeden muhafaza eylesin. Zaten, böyle bir nesli aklı başında olan hiçbir kimse istemez. İstemezükçü ekip de istemez.
Sözü uzatmaya gerek yok. İstemezükçü ekipte bir kör körüne karşı gelmek ve kuru bir inat hakimdir. Aslında, enine-boyuna düşünülse, dindar nesle karşı olunacak bir durum yoktur. Kişi bilmediğinin ve tanımadığının düşmanıdır. İstemezükçü ekip karşısındaki insanları tanımıyor ve bilmiyor. Ya da en azından yanlış biliyor. Bilse, tanısa ve anlasa sorun kalmayacak, vesselam.
Ahmet SANDAL
YORUMLAR
Öncelikle şunu belirteyim ben beş yıl Kur'an kursunda okumuş biriyim, hem de öyle yazın camilerde verilen kurslar değil, yatılı Kur'an kursu.
Elbette isterim dindâr, Allah'ına, Vatan'ına milletine bağlı, Ana babasına hayırlı, namazlı, abdestli gençler yetişsin.
Ama karşımızda dînimizi sömürerek iktidar olmuş ve hâlâ sömürüye devam ederek ayakta duran, bir yandan da Atatürk'ün izlerini silmeye çalışan (Millî bayramlara getirilen kısıtlamalar, Andımızın kaldırılması, Anıtkabirden askerlerin alınıp polislere nöbet tutturulması v.s) bir yönetim var.
Yandaşlarını ihyâ ederken kendine karşı olanları teker teker yok ediyor üstelik.
Ve bence dindâr değil dinci yâni dini kullanarak insanları kandıran bir gençlik istiyor ileride kullanabileceği.
Sizin gibi insanlar her Allah diyeni samîmi sandığı ve bir taraftan din sömürüsü yaparken diğer tarafta yaptıklarını gizlediklerini görmediği için de başarılı oluyorlar.
Din, Allah, Kur'an, bunları dile dolamakla, israf haram deyip villalarda yaşayıp lüks arabalarla gezmekle, avrupada çocuk okutup onlara holdingler kurmakla dindâr olunmuyor maalesef.
Keşke insanlar her Allah diyene körükörüne inanmasalar da bir son bulsa şu dîn sömürüsü.
Selam ve sevgimle.
Ahmet Sandal
Ahmet Sandal
(Mustafa Çetiner)
Elbette İslâm dîni hiç kimsenin, hiç bir partinin tekelinde değildir ama maalesef son günlerde öyle bir hava oluştu.
Sömestri tâtilinde çocuklar için Umre turu düzenlenmesi ve 'dindar' gençlik yetiştireceğiz söylemi bu sonucu doğurdu.
Dîn tâcirliği yapanları siz de onaylamıyorsanız aynı fikirdeyiz demektir.
Selam ve sevgimle.
Merhaba Ahmet bey,
Ben sizi, olup bitenleri daha geniş açıdan bakabilen birisi bilirdim. Beni yanıltınız. Asıl istemezük diyenlerin kimler olduğu tarih sayfalarında çok geçer.
Bu sitede birisinin yazı başlığı şöyledi. Biz dindarlar ve ötekiler. Yazı başlarında parantez içinde dindarların kimler olduğunu belirtmiş. Tarikatçılar, cemaatler ve milli görüşçüler.
Sivas'ta insanları diri diri yakanlar, insanları domuz bağıyla öldürenler de kendilerini dindar gösteriyorlardı. Sayısız örnek verebilirim.
Kişinin dindarlığını değerlendirmek sadece Allah'a aittir. Allah'tan korkan, kuldan utanan birisi dindar olmayabilir. Vatanını milletini sevmek için dindar olmaya gerek yok. Ateist birisi de vatanını milletini sever.
Öyleyse kime göre dindarlık?
Dindarlıkta öncelik, sevgidir. Allah'a sevgiyle yaklaşmak. İbadetleri severek yapmak. Öbür dünya ya da ona buna gösteriş için değil. Ben Allah'tan korkmak. Çok sevdiğim için korkmam. Sevdiğimden niye korkayım ki?..
Bir arkadaşımın tespitini hiç unutmam. Çocuğu yetiştirmek ve eğitmezden önce: önce nineleri, sonra anneleri-babaları ve öğretmenleri yetiştirip eğiteceksin.
Bütün mesele burada yatıyor sayın Sandal. Sayın Başbakan, tinerci çocuklar mı yetişsin diyerek dindar gençlik yetiştirme istemine haklılık kazandırmak istemiş.
Sabahtan bu yana internet üzerinden, resmi kayıtlara da ulaşarak edindiğim tespitler şunlar.
O çocukların % 97 si varoşlardan gelme. Varoşlar kimin oy deposu? Belli. Bu çocukların %47 si
doğu ve güney doğu kökenli. Bunların yarısı oralardan gelme, getirilmekte. Oralardaki oyların kimlere gittiği de belli.
Bu çocukların tinerci olma nedenleri daha çok şunlara bağlıymış.
Ailesi problemli çocuklar
Anne baba ayrı çocuklar
Aileden sevgi görmeyerek horlanarak büyümüş çocuklar
Küçük yaşta çalışmaya zorlanmış çocuklar
Çok çocuklu aile.
İmamı Azam Ebu Hanife şöyle demiş.
"İnsanlık değerlerini olabildiğinde yerine getirmeye çalıştım. Dönüp baktım ki, dinimin benden istediği bunlarmış."
Sayın başbakan keşke; mllli, manevi ve insanlık değerleriyle yoğrulu gençlik isteseydi.
Hele bir de, vicdanı hür, fikr, hür deseydi, ayakta alkışlardım.
Başarı dileklerimle saygılar.
Ahmet Sandal
Veysel Başer
Sade bir Müslüman olarak dincilerin ortada fink atmasını sorun görmüyorsanız, yorum yapmamış kabul edin beni.
Selamlar.
Birileri de her şeye çanak tutuyorlar sayın yazar, diğer yazınızda da onlardan bahsedin.Suriye'ye, Libya'ya, Irak'a çanak tutup dinden, imandan bahsediyorlar.Ülkesinde önüne geleni tutuklayıp, tacizci-tecavüzcüleri dışarılara salarak demokrasiden söz ediyorlar.Bunlardan bahsedin biraz!Birileri hala polyannacılık oynuyor, bunlardan da bahsedin!