grek ve yosun
.
kolay bir soru olmayacak belki ama sesin seni hiç aldattı mı benimki gibi merak ettim.ben yana yakıla zamanın derdine düşmüşken bu kadar yabancılaşacağımı hesaplayamamışım.ses versem kim diye dönüp bakan biriyim artık.her zaman kısa sesler vermeyi öğütleyen ben bağır çağır kendime dönme derdindeyim.
ismin dibimden ayrılmasa da göç eden yanlarıma ilhak çabası neden.
biliyorsun ki ben en çok kağıt kokusunu severim.biraz düşünsen neden bu kadar yaşanmışlık koktuğumu anlayacaksın.ve elbette sana dönen yanlarımın bilmem kaç bininci mutlu sonu..ve erimeye yakın yanlarım dokunulmuşluktan.aşmaya çalıştığımız bir ses değil sadece biliyorsun ve sana yarılan taraflarımın kanaması gerek , bize öğretilen bu ve ben öğretilerin hep içine doğmuşum.
iz ve koyu.aş benim üzerimden ve sahraya gir.sis çekildiğinde gördüklerin şaşırtmasın.ikinci bir emre kadar açma ciğerlerini yaşama.kıyısında dolaştığımız ve üzerine titrediğimiz şey neyse alacağım bu sefer yanıma...unutma bana seni kanartan yazlarım var..
nerede bir yeraltışarkısı duysam içine giriyorum...gürültüne alışmışım...gırtlakların şişinceye kadar sus.er geç patlayacağım içine...küflenmiş bir yosun elbet rodin aşığıdır..