SUYA YAZI
Suya yazıyorum. Hiçbir satırın sonunu düşünmeden ve çünküyle biten hiçbir cümlenin sonuna şerh düşmeden.
Bu bir itiraftır aslında ne yazılması önem ne de bilinmesi mühimlik arzeder. Sabırsız bir Salıyı savuşturmaya çalışırken gözlerim.
Tüm noktalarımı suya düşürüyorum. Anlamını bu kadar çabuk yitirecekse sendeki ben susma. Kaleminden bir nokta da sen düşür yaşamadıklarımıza.
Güle yazıyorum. Tam da mevsimi gelmişken hani şu varoş bahçelerinde sessiz açan kahve çıkışı geç bir saate boynu hoyratça kırılan kocaman kadife güllerine.
Hanımeli kokusuyla çekiyorum buruk nefesimi anlık tebessümlere doymuş yüzüm düşüyor yere. Hiç yoktan çiğniyorum kaldırımları.
Acı bir keman sesiyle gömülüyorum yokluğuna gayrı yitirme vaktidir anlamını bakışlarımın.
Ve gülün ve suyun üstüne yemin olsun ki hiçbir göze bakamaz artık asılı dururken gözlerinde.
Salı akşamlarında ne yana doğrulursa ölümün namlusu alnım orda olsun istiyorum.
Ne çok şey istiyorum ne az fedakarım ne yavan seviyorum ve ne çabuk yalnız kalıyorum.
Dur...
Az sonra susar çarpıntılarım, keman susar. Az sonra veremli bir sancı başlar. Gıyabına beslerim tüm heveslerimi.
Birazdan güneşim bildiğim birkaç anım bin yıldıza bölünür. Hangisini tutsam biraz sen kokar.
Merhem niyetine az daha süreyim silüetini acılarıma. Ne dayanılmazdır bilemezsin maviliğinden uzak kalmak.
Az sonra ben de giderim bu düşten başka bir düşüşe. Az sonra yıkılır hüznüm anlamaz bir dost yüzünde çöreklenir ortasına yüreğimin.
Ve bilirsin ne çabuk ihanet eder yüreğime, delişmenliği gözlerimin.
Ama...
Yağma yok bu sefer başka şart olsun ki başka. Ulu orta çocuk gibi yalvarmasamda ağlamak çıkıyor fallarımda.
Bir tek; çok sorarlar diye korkuyorum seni. Çıkarıp sakladığım yerden anlatırım diye.
...
Sahi....
Bir adın olmalı senin. Bahar, çiğdem, çiçek tadında. Kenger zamanıda gelmişken kayaçlarına memleketin yetişkin bir hüzünle bakmalıyım usulca uzaklaşışına.
Öyle ya bir adın olmalı senin. Yağmurda yıkanmış ilk hecesi, menekşe der gibi tebessüm doldurmalı donuk bakışlara. Bir tutam gülücük serpiştirmeli her söylenişte.
Deniz gibi, gök gibi, umut gibi
Aşk gibi....
Firâk ı ölüm bir adın olmalı senin.
Bak ulu orta söyleyeceğim şimdi dilim lâl.
Ya öldür beni ya da adını aklımdan al.
....