- 5383 Okunma
- 2 Yorum
- 0 Beğeni
GÜNEBAKAN
GÜNEBAKAN
"Bağlanmayacaksın bir şeye, öyle körü körüne.
"O olmazsa yaşayamam." demeyeceksin.
Demeyeceksin işte.
Yaşarsın çünkü.
Öyle beylik laflar etmeye gerek yok ki.
Çok sevmeyeceksin mesela. O daha az severse kırılırsın.
Ve zaten genellikle o daha az sever seni,
Senin onu sevdiğinden.
Çok sevmezsen, çok acımazsın.
Çok sahiplenmeyince, çok ait de olmazsın hem.
Hatta elini ayağını bile çok sahiplenmeyeceksin.
Senin değillermiş gibi davranacaksın.
Hem hiçbir şeyin olmazsa, kaybetmekten de
korkmazsın.
Onlarsız da yaşayabilirmişsin gibi davranacaksın.
Çok eşyan olmayacak mesela evinde.
Paldır küldür yürüyebileceksin.
İlle de bir şeyleri sahipleneceksen,
Çatıların gökyüzüyle birleştiği yerleri sahipleneceksin.
Gökyüzünü sahipleneceksin,
Güneşi, ayı, yıldızları...
Mesela kuzey yıldızı, senin yıldızın olacak.
"O benim." diyeceksin.
Mutlaka sana ait olmasın istiyorsan birşeylerin...
Mesela gökkuşağı senin olacak.
İlle de bir şeye ait olacaksan, renklere ait
olacaksın.
Mesela turuncuya, ya da pembeye.
Ya da cennete ait olacaksın.
Çok sahiplenmeden, Çok ait olmadan yaşayacaksın.
Hem her an avuçlarından kayıp gidecekmiş gibi,
Hem de hep senin kalacakmış gibi hayat.
İlişik yaşayacaksın. Ucundan tutarak..."
Şiir Can Yücel den..
Can Yücel, 1926’da İstanbul’da doğdu.
Milli Eğitim Eski Bakanı Hasan Ali Yücel’in oğludur.
1943 yılında, yakın dostu ve Ankara Atatürk Lisesi’nden sınıf arkadaşı
Gazi Yaşargil ile birlikte yurtdışı eğitim bursu kazandığı halde,
babası, dönemin Milli Eğitim Bakanı Hasan Ali Yücel’in
" Bakan, kendi oğluna torpil yaptı derler" diyerek
engellemesi nedeniyle yurtdışına gidemedi.
Ankara ve Cambridge üniversitelerinde Latince ve Yunanca okudu.
Çeşitli elçiliklerde çevirmenlik,
Londra’da BBC’nin Türkçe bölümünde spikerlik yaptı.
Askerliğini Kore’de yaptı.
1958’de Türkiye’ye döndükten sonra bir süre Marmaris’te turist rehberi olarak çalıştı.
Ardından bağımsız çevirmen ve şair olarak yaşamını İstanbul’da sürdürdü.
Son yıllarında Eski Datça’ya yerleşti ve her hafta Leman, her ay Öküz dergilerinde yazıları ve şiirleri yayımlandı.
Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel`e hakaretten yargılandı
Eski bakanın çocuğu olmasına rağmen sıradan bir hayatı oldu.
12 Ağustos 1999 gecesi ölen şair, çok sevdiği günebakan çiçekleriyle uğurlanarak Datça’ya gömüldü.
Mezarı yağmalandı.
Ve biz bu sayfalarda şiir yazma oyunu oynuyoruz...
...
Bize düşen renklere ait olmak; ya geceden kara bir yalan, ya da kefenden beyaz bir ak güvercin gibi kanatlanmak...
...Bize düşen; önsözü olmayan, birkaç yalan dolan, yarım elma gönül alma, yarım sevgiler ve yarınsız günler.. aldırmayacaksın mesela yüzünde uzun ince çizgilere, saçında aklara, solmuş tenine sinmiş kokusuna ve mavi gözlerine bağlanmayacaksın...
...Her zaman meyve vermez ağaç, sevgiyle büyümeyen bir ağaçta her zaman çiçek açmaz yaprak yeşermez.. Rüzgar içine işlemiştir özür dilesede dal kırılmıştır.. Eğer çok bağlanırsan aşk aklını alabilir...
...Mesela dudaklarının isteksizliğini başka dudakları öptüğünde anlayacaksın ve yüreğini emanet etmiyeceksin hiç bir zaman özgür bırakacaksın yani bağlanmayacaksın işte...
...Aldırmayacaksın seni böyle üzsede, düşünceleriyle ezsede, başını alıp gezsede içinde kıyamet kopsada yokluğunda hiç bir şeyine kefil olmayacaksın...
...Mesela bulutlarım olsun ağlayan, çocuklar ağlamasın..Mesela çiçeklerimiz konuşsun kardelenlerimiz, karanfiller, güllerimiz ve silahlar sussun. Mesela bir yıldızlar kalsın uykusuz sabaha umutlarımız olsun.. Mesela yangınlar sönsün umut olsun yüreklere acı söz değmesin.. Mesela gökkuşağı benim olsa...
...Masallar gerçek olmayacak. İşte o yüzden "ilişik yaşayacaksın" yılışmadan, yılmadan ve yıkılmadan çünkü çıkar olmadan arkadaşlığın bile olmayacağı bir zamamda yaşıyoruz.. İnsan kanarya besliyor karga besliyenini gördünüz mü hiç...
...Bağlanmayacaksın arkadaş....
YORUMLAR
Tebrikler ve Teşekkürler;Büyük usta Can Yücel'i hatırlattığın için.Gözümün önüne getiriyorumda ülkede şu olanları görseydi ağzı dolu dolu küfürleri sıralardı muhatablarına dizeler,mısralar şeklinde.Eskaza bir mikrafon uzatılmış olsaydı canlı yayın küfür şov yapardı.:)))Hey gidi hey;Bir yanımızı eksik hissediyorum onsuz verdiğim metinsel ve şiirsel mücadelelmde emperyalist işbirlikçilere karşı.Cesur kalemin daim olsun sevgili dostum.
mutluluk mavi çocuk
Demişsiniz ki;
Ve biz bu sayfalarda şiir yazma oyunu oynuyoruz...
Ne güzel....mutluluk mavi gözlü çocuk.
Eğer Türk Milleti'nin günün birinde şiir yazma oyununa başladığını... CAN YÜCEL görseydi, emin ol ki... ÖLMEZDİ.!
Başarılarının daim olması dileklerimle.
mutluluk mavi çocuk
insan ölüyor ama işte...
teşekkürler saygı ile...