- 3617 Okunma
- 33 Yorum
- 1 Beğeni
Şaştık, yanıldık ve büyüdük ...
Okuduğunuz yazı Günün Yazısı olarak seçilmiştir.
" Meğer çocukluk etmişiz büyüyerek " [ Turgut Uyar ]
Çocukluktan öte kocaman bir hata...
Pembo sakızı patlatırken ya da patlatayım derken ağzından yanlışlıkla düşürüp o sakızın yere düşene kadar ki zamanda onunla birlikte havada uçuşup sonra uygun bir köşeye zeminlenmek... Sonra sakızın sana " ha ha - bak nasıl kurtuldum senden" der gibi bakışı ve sen ona baktıkça içinin erimesi, mum gibi...
Yani insanın tek derdinin sakız olduğu zamanlar... - o zamanları(mı) özledim -
Bu da nerden çıktı Allahım!
Neden yine çocukluğuma döndü aklım, uğraşacak başka birşey mi kalmadı zihnimde?
Oysa öyle çok ki insanlarda dünya telaşası.
Mesela karşı komşumuzun aniden evinden firar etmesi, ehliyetini yeni alan Akif’in hava atayım derken kaza yapıp arabayı hurda halde elden çıkarması ya da daha iki dakika sonra bile yaşayacağına dair elinde garantisi olmayan Cevriye ninenin 2 sene sonraya garantili bir plan yapmasına dair sohbetleri ve ve...
ve..
daha da önemlisi içimde yanan o har varken neden ben yine gerçeklerden sıyrılıp, çocukluğuma dönüp annemin elinden tutmak istiyorum.
- Dönme dolaba bineceği günün hayalini kuran, saçlarındaki beyaz kurdelelerle bez bebeğine hayal sıralayan küçük kız, git başımdan ! -
Döndükçe o günlerime aklımı yitiriyorum, daldıkça saliselere yıllarımı kaybediyorum ömrümden anla beni.
Anla!
Dönüşüm yok sana, bekleme beni kurduğum hayallerimde, itiraf ediyorum, hayalperest gözlerim önüme aksın ki bende özledim ama anla...
N’olur kendi kuyumda, yalnızlığımda, sessizliğim ve sensizliğim ile bırak beni...
Şimdilerde yaşama tutunmaya çalışmaktan vazgeçen, gözlerinde taze bir öksüzlüğün yağmuru ile damla damla eriyen bir mumum.
Yandıkça etrafını aydınlatan, eridikçe çevresine fayda verip kendini bitiren mum var ya işte o benim.
şimdi
çekinme bak dışarda kar var, kibritçi kızın son kibritinide sen al ve gel bana, gel de bir alev de sen tutuştur yanan ellerime, kanayan yerlerime, korkma bir kere yanılır hayatta ikinciye yanmam, ısınırız sadece çocukluğun verdiği masumluğumuzla.
"Bazı insanlar, bazen insanlar..." Bazen mumlar, bazen kuşlar, bazen melek bazen zalim, bazen zehir bazense bu zehre panzehir ve bazen de hep çocuk kalmaya çalışırlar..
- Saçlarındaki beyaz kurdelelerle bez bebeğine hayal sıralayan küçük kız;
Şaştık, yanıldık ve büyüdük hayata, en büyük hatayı orda yaptık ustaca...
Bakma hüzünlü hüzünlü yüzüme, topla şimdi hayallerini ve dön evcilik oynadığımız o köşeye, ben burda acılarımla öyle de böyle de avunmayı öğrendim nasılsa...
. . .
YORUMLAR
"Bakma hüzünlü hüzünlü yüzüme, topla şimdi hayallerini ve dön evcilik oynadığımız o köşeye"
Sahi eskiden adına "evcilik" denilen bir oyun vardı değil mi?.Evcilik! Allah Allah şimdi ne kadar ilginç geliyor kulağa. Bir oyundan ziyade bir zanaat veya inşaat sektöründen bir meslek ismi gibi duruyor.
Pembo, Zambo, TipiTip ve ille de Özcan çikletim benim. Şimdi öyle mi, üç kuruşluk sakız zevkimizi bile çok gördüler. İsimlere bakar mısınız, förstdüyo, vivident.
Bu sitede maziye özlem ve mazide kalanalara dair okuduğum kimbilir kaçıncı güzel yazı. Genelde eskiye dair yazılınca ortaya hep iyi şeyler çıkıyor ne hikmetse.
Acaba diyorum milletteki bu (hala ve ısrarla devam eden) farmville manyaklığını bir nevi milenyum evciliği olarak sayabilir miyiz. Bir nevi maziye özlem veya nostalji fantazisi. Kimbilir ?
Tebrikler, selamlar, saygılar
Nar-ı Çiçek
ne bü/yük bir ACI son zamanlarda yasam dedigimiz...
Tesekkür ederim, okuyunca gözlerime eski bir yas düsüren yorumuza.
Döndükçe o günlerime aklımı yitiriyorum, daldıkça saliselere yıllarımı kaybediyorum ömrümden anla beni.
Anla!
Dönüşüm yok sana, bekleme beni kurduğum hayallerimde, itiraf ediyorum, hayalperest gözlerim önüme aksın ki bende özledim ama anla...
N’olur kendi kuyumda, yalnızlığımda, sessizliğim ve sensizliğim ile bırak beni...
Şimdilerde yaşama tutunmaya çalışmaktan vazgeçen, gözlerinde taze bir öksüzlüğün yağmuru ile damla damla eriyen bir mumum.
Yandıkça etrafını aydınlatan, eridikçe çevresine fayda verip kendini bitiren mum var ya işte o benim.:((((
Ne yana dönsem çocukluğumla burun buruna gelirim çoğu zamandır !
Tek derdim yeni bebeklerdi en büyüğünden, amcamlar evlenirken gelin arabasının önüne oturtmuşlardı bebeğimi...
Ve leblebi tozuna yatırdığım kuruşlarım...
Annemin karpuz kollu ve bol dantelli diktiği elbiselerimiz daha henüz 2 kız kardeşken...
İğdeden boğulacakmış gibi oluşum hem...
Hemde bayramlarda şekerle beraber ipek mendil toplayışlarım geldi aklıma...
Of!
Naaaar...
Allak bullak oldu yüreğim...
Yüreğine sağlık... :)
Yazının duygusal boyutunu beğendiğimi söylemek isterim. Nedense ben bu yazıda farklı bir acı aldım hani özlem dışında, büyük bir yalnızlık çaresizlik aldım. Bir aciliyet var da olmuyor birşeyler gibi. Yazı dilinde sadece yapı tercih edilmiş gördüğünüz gibi hayal ettiğiniz gibi ama yorumlayarak. Zaten yazıya sizin gördüklerine iniltiletiniz yorumlar doygunluk kazandırmış. Tekrar tebrik ederim. Başarılar.
Yüreğinizde ki o minicik kıza kucak dolusu SEVGİLER... Benim yüreğimde de var aynısından bir tane ve inanın yazınızı okurken sanki kendim yazmışım gibi geldi bir an okuduklarımı... Yalnız değilmişim demek ki dedim ve hüzünlendim. Öyle güzel anlatıp paylaşmışsınız ki... Elleriniz dert görmesin diyor ve kücük kızı alnından öpüyorum!!!
Tek derdimizin oyun olduğu zamanlar...
Yere düşen sakızlar, kaçan toplar...
Kolları kırılan bebeklerimiz..
Hepsini, hepsini özledim...
Galiba büyüyemiyoruz çocukluğumuzu hala böyle düşünerek. Belki de büümemişizdir daha.. Ben de durmadan gerilerde kaldığımı düşünüyor ve yazıyorum çocukluğuma...
Hayatı hüzün tadında değil de, Pembe Pamuk Şeker tadında yaşamak isterdim...
Yazınızı yüreğimden hissettim, geçenlerde kar'la birlikte bir dünya çocukluğum düşmüştü eteklerime.. Daha tam kurtulamadan, sizinle bir daha yaşadım...
Teşekkür ederim :)
Sevgilerimle,
Özleyen gönül ne güzel !.. Ya özlenen ?.. O ise hepsinden , her şeylerden güzelmiş meğerse ...
Bitip tükenen , kaybolan ne var ki ?.. Hepsi yerli yerindeymiş ... Çocukluğumuz , annemiz ve daha nice kaybolduklarını sandığımız sevdiklerimizin özlemlerinin perde arkasında kendisini saklayana , gizleyene ulaşmanız dileklerimle efendim !..
Çok güzeldi ... O nazenin kaleminiz ve buram buram hasret tüten gönlünüz gibi ...
En kalbi tebriklerim ve saygılarımı bırakıyorum sayfanıza ...
Hele mahalleyi,köyü harketlendiren sizseniz, bazı oyunların siz olmadan oynanmasının asla anlamı yoksa ve sizde bunun farkındaysanız.Yaş ilerledikçe çocukluk, yani geçmişin ruhumuzda ki kapsama alanı genişler ve ağırlığı artar.Yeniden masumiyetimize dönmek isteriz aslında ama imkansız olduğunuda biliriz...
Çok hoştu..Yürekten kutladım.Selam,saygı...
Çok samimi, içten ve akıcı.
Veciz cümleler var ve hoş duruyor.
Final de gayet etkili.
Yerine yakışan bir yazı.
Müzik de iyi lakin biraz daha kısık olabilirdi. Dikkat dağıtabilir seviyede.
Tebrikler.
Selam ve sevgiler.
Engin Tatlıtürk tarafından 2/7/2012 8:23:16 AM zamanında düzenlenmiştir.
neden büyüdüm ki diyorum bazen ve niye büyüdüm sanki
sonra diyorum
iyikide ki büyümüşüm
cennete giden yolda
Rabbime ne çok üşümüşüm...
kabul buyursun bizi Hatemül Enbiya Hanesinde inş
görüşelim Narım
seni göreceğim güne
özlem ve şükürle
sevgimlesin günümün kelamı
duamla....
Nar-ı Çiçek
" kabul buyursun bizi Hatemül Enbiya Hanesinde inş"
Amin nur yüreklim,
nur yüzlüm..
burda durup düşünmeden edemiyorum
kız çocukları gibi çocukluğa koşup annemin ellerinde bulamıyorum kendimi
konu annemiydi yoksa bir daha çocuk olma telaşı mı
biraz didiklersek eğer bize uymayan her zaman kıyafetıni üstümüzden atıp
kirli papuçlarımızla kovalandığımız anne terliklerini özlüyoruz
ipin ucu nerde kopuyor biliyormusun
eğer yolu şaşırdıysan başladığın noktaya dön
ama başladığın noktaya dönmek için geç kaldıysan o zaman yeni noktalar oluşturmalı
kararsız kaldın zihin kılıfı zemine özentili öyle sağlam
şimdi kendi pervazının dışına bir adım atıp algına yaradıldığının zaruri yaşantısını almalı
yaşamı hizaya getiren düzenin yalanına aldanmalı her yalanda mutlu olmayı öğrenmeli ki
yarına uyana bilesin
kabullenmek başlangıçtır
üşümek korkmak kendine koşmak özlem olmak sıkılmak çocuk saklamak bez bebeğin
naylon teninde yada misketinde saflığını aramak bir de hepsinin üstüne ah çekip kalkmak dizine oturan obur zamandan kendine popüler davranmak akla en yakın olan
ama her şey gibi bu da yalan ...
ya can kutlarım kalemini dalmışım yazıyorum öyle
üşümesin yüreğin saygım ile ..
Nar-ı Çiçek
hayata yorumsuzum...
Ne kadar güneş açarsa açsın şimdi, ben hep o ayaz(lar)dayım...
Sahi
üşüme diyorsunda Şair
dağlarımda esen poyrazın şiddedi nicedir bilsen...
Yorum yordu beni, var ol duası ile...
~ Ş i m o ~
her sokağa ayrı ayrı devrilir yağmur
birileri üşür birileri mutlu olur
ıslak her kehanetin düşünde
vakit biz olunca esiyor şehir
her köşesinde savruluyoruz
zaman biz
siz ..
slm çiçeğim siteye girememiştimçok uzun zamandır güzel şiir ve yazılarından uzak kalmıştı yüreğim açtım yazın çok sevindim çok özlemişim seni manalı ve çok başarılı şiir ve yazılarıını yürekten kutluyor başarılarının devamını diliyorum keşke diyorum hepimiz bu akılla çocukluğumuza geri döne bilsek
kim bilir belkide kaderlerimiz degişirmiydi ve hayat dahamı güzel olurdu acaba diye
eline ve gönlüne sağlıklar diliyorum o güzel yüreğine sevgilerimi gönderiyorum....
Nar-ı Çiçek
çok ama çok geç yüreğimin kanayan yani...
Hosgeldin di'yorum...
sevgimle can..