- 681 Okunma
- 2 Yorum
- 0 Beğeni
BARIŞ MANÇO'SUZ ON ÜÇ YIL
O bir müzik adamı
O bir kültür elçisi
O bir gezgin
O bir eğitimci
O bir Barış MANÇO
***
“Çoktan uçmuş güvercin tahta masam devrilmiş
Can dostum çomar uykuda
Tatlı komşu Ayşe teyze Emekli Salih Öğretmen
Hepinize hepinize elveda
Dostlar elveda
Gözlerim kurşun gibi ağır ağır kapandı bu gece
Elveda”
***
Eh Barış abi aşk olsun./ Aç koynunu kuş konsun
Çek ipini rahvan gitsin / İnceldiği yerden kopsun.
Kimileri kahve kaynatsın / Kimi hala dansöz oynatsın.
Leyleğin ömrü iki lak lak /Değerler oldu tepetaklak
***
Yaz dostum güzel sevmeyene adam denir mi
Yaz dostum selam almayana yiğit denir mi
Yaz dostum altı üstü beş metrelik bez için
Yaz dostum boşa geçmiş ömre yaşam denir mi
***
Kara haber tez duyulur unutsun beni demişsin
Bende kalan resimleri mektupları istemişsin
Üzülme sevdiceğim bir daha çıkmam karşına
Sana son kez yazıyorum hatıralar yeter bana
Unutma ki dünya fani veren Allah alır canı
Ben nasıl unuturum seni can bedenden çıkmayınca
***
Kendimi bildim bileli yollarda tükettim koskoca bir ömrü. Bir uçtan bir uca gezdim şu fani dünyayı. Okumuşu, cahili, yoksulu, zengini hiç farkı yok hepsi aynı Sonunda bende anladım hanyayı konya’yı.
BARIŞ MANÇO - 81300- MODA
Sanatçı Olmak. Olabilmek…
Mevlana’nın “Hamdım. Piştim. Yandım.” deyişinde olduğu gibi çok meşakkatli, çileli ve zor evrelerden geçmeyi gerektiren uzun bir yoldur, bu yol aslında. Birtakım özel yetenekler, kazanımlar bazı insanlara doğuştan bir şans, bir lütuf olarak sunuluyor. “Sanatçı olunmaz sanatçı doğulur” sözü de buradan geliyor olmalı. Bir sanatçıyı değerli, önemli, hatta ölümsüz kılan; sahip olduğu bu özel şansı öncelikle insan, ardından gerçek bir sanatçı kimliği ve ruhuyla taşıyor olmanın yanı sıra, bu değerleri özümsemiş ve geliştirerek sürdürme sorumluluğunu, bilincini de kazanmış olmasıdır. Diğer yandan uzak ve yakın tarihe bakıldığında, hem ülkemiz hem birtakım ülkeler adına hazin bir tablo çıkıyor karşımıza yazık ki. Bütün bu değerlere sahip pek çok sanatçıya, edebiyatçıya kendi yurtlarında hak ettikleri değerin verilmediğini. Gerçek yerlerine oturtulmadıklarını. Üstelik yanlış politikaların ve küçük, aciz insanların hışmına uğrayarak ülkelerini terk etmek zorunda bırakıldıklarını görüyoruz derin üzüntüyle. Barış Manço ise bu anlamda kendi incinmişliğini: “40 yıl emek verdiğim ülkemde gazetelerin baş sayfalarına çıkamadım.” serzenişleriyle dile getirmemiş miydi?
Ve ne acıdır ki, ÖLÜM ilanlarıyla çıkabilmişti gazetelerin baş sayfalarına. Kaldı ki, ülkeler birbirlerini, daha çok o ülke sanatçısının sanatçı kimliğinde, kişiliğinde ve vakur tavrında tanımış, sevmişse eğer; yapılan bütün bu haksızlıkların, saygısızlıkların ve ayıpların o sanatçının gücüne gitmemesi, ona acı vermemesi düşünülebilir mi?
Geçmiş zamanı hatırlayıp, anılara yolculuk yaptığımızda; hüzünle neşenin, şaşkınlıkla olağanlığın, kışlarla yazların iç içe geçtiğini görürüz. Rastlantıların yaşantımızdaki önemli rolünü kestiremeden. Yolumuzun kimlerle, ne şekilde, ne zaman ve nerelerde kesişeceğini bilmeden yaşamıyor muyuz bir ömrü olanca gizemiyle...
Uzun yıllar özveriyle sürdürdüğüm Çocuk ve Gençlik Tiyatrosu’yla gittiğim sayısız okullara Barış Manço‘da eğitici, anlamlı sözler içeren şarkıları ve çocuk sevgisiyle yoldaşlık etti bana, dağ bayır demeden. Başta ilk plağı olan “Dağlar Dağlar” ve “Arkadaşım Eşek” şarkıları olmak üzere, pek çok şarkısını yanımda taşıdığım kasetler eşliğinde söyledik durduk çocuklar ve gençlerle birlikte büyük bir coşku ve duygusal yoğunlukla. İnanıyorum ki o sesler, olanca güzellikleriyle yankılanıp durmaktadır oralarda hala.
Ve bütün bunlar olurken…
Ben nereden bilirdim bitişiğimizdeki köşkün sahibi olacaklarını? Ve çok yakın komşusu olarak 12 yıl öncesinin o meşum gecesine tanıklık edeceğimi?
Bu gün Kanlıca’daki mezarı başında, tıklım tıklım dolu bir vapur insan O’nu sevgi, saygı ve vefa duygularıyla bir kez daha YAD etti. Ne mutlu sana Barış MANÇO.
Ruhun şad olsun.
YORUMLAR
Daha da eski şarkılarını çalıyorlar radyoda bazen. "Geçti dost kervanı" türküsünü ondan dinlemek çok hoştur mesela. Aslında ne mutlu ona. Dolu dolu bir ömür. Bir çok seyahat, Türk kültürüne birçok hizmetle geçmiş bir ömür. Mekanı cennet olsun. Burada andığınız için de size teşekkürler ediyorum.
TÜLİN ÖZTUNÇ
Çok doğru. Dün vapurda oğlu Doğukan''ın DJ'liğinde bu ve benzerlerini dinledik zevkle.
Ne mutlu kısacık bir ömre onca zenginlikleri suğdırabilenlere.Ve o denli mütevazı kalabilenlere. O bir kültür elçisi O bir eğitimci O
bir Gwzgin O bir müzik adamı...
Selamlar..
TÜLİN ÖZTUNÇ
Dediğin gibi değerli, kıyetli bir insan olmk kadar, kıymet bilmek de çok önemli. Bir söz vardır hanı: " altının kıymetini sarraflar bilir" diye.
Yaradan'ım hem sevdiği hem sevilen kullarından eylesin.
Sonsuz sevgilerimi yolluyorum.