- 2625 Okunma
- 6 Yorum
- 0 Beğeni
Yağmurla sohbet...
Yorgun du kadın yılların yıprattığı ruhunu dinlendirmek istemişti sahilde yürüyüş denizin soluğu nefes almasına az da olsa dinlenmesine iyi gelirdi.
Derin nefesler alarak ağır ağır yürüdü durdu ve denize döndü ,rüzgarın esintisinin getirdiği mis gibi toprak ,deniz kokan havasını çekti içine,ağaçların dallarında oynaşan yaprakların fısıltısını dinledi,denizin kıyıyı döven haykırışları ürpertti içini üşüyormuydu evet ama içindeki sancılar buz tutan yüreği sızlatıyordu soğuk değildi sebebi..
Gençler gördü ele ele , bazıları soğuktan belkide sarılmış birbirine ahh dedi kadın ahh gençlik işte...
Ruhu uçmuştu yine geçmişe doğru bir yolculuğa , yelkovanın tersine akan zamana karşı hesaplaşmaların buhranı sarmıştı benliğini durduramıyordu,kulakların duyamadığı sessiz çığlıklarla bir konuşma öncesiydi hali sadece kadın biliyordu bunu...
Yağmur yağıyordu ağır ağır, “özlemiştim seni yağmurum” dedi kadın, “nerelerdeydin, yine hangi ruha huzur vermeye gittin de gelmedin. Kavruldum seni beklerken, zehir doldu yüreğime temizlenmem lazım. Yağ, hiç durma, ancak huzuru sende buluyorum. Bak denize, o da seni özlemiş, nasıl da sakin.Toprak, ağaçlar çiçekler boy verecek tohumlar seni beklediler usanmadan.”
“Söyle” dedi yağmur, “yine nedir seni bu kadar hüzünlendiren, içini karartan, bana hasret türküleri yaktıran? Rüzgârla haber salmışsın, çok özlemiş git, git ki ruhunun yangınlarını dindir dedi bak geldim seni dinliyorum.”
“Hiç, hiç işte belki de kimine göre saçmalık gelecek düşünceler ama ben büyütüyorum onları, besliyorum kocaman kara bir delik oluyorlar, çıkamıyorum. Çarem ancak sen de, sana dökünce içimi huzura erişiyorum. Aşk nedir diye soruyorum kendime günlerdir. Her yerde aşk konuşuluyor sevda anlatılıyor, yazılıyor, şarkılarda, şiirlerde, sözlerde, filmlerde çoluk çocuk bile âşık şimdi... Zamanın çok mu gerisindeyim ben? Sevmek, âşık olmak çok mu basit ya da ben mi tatmadım bu duyguyu? Bilmiyorum ondan mı garipsedim hep, sevmeyi öğrenemedim sevdiklerim canımı acıttı. Aşk dedikleri masallarda, romanlarda vardı, hep okudum sonraları filmlerde aşka dair yalanlar, güvensizlikler, acılar, imkânsızlıklarla var olmaya çalışanları gördüm. Genç kız olduğumda daha çocukken vermiş olduğum kararla önüme çıkan herkese yüz çevirdim hatta gülüp geçtim aşk, sevda yoktur mantıklı olmak gerekir diye nutuklar attım lakabımda bana yaraşır olmuştu taş kalpli kız:) Anlatamadım kendimi, daha tomurcukken kalbimi aşka kapamıştım dağ başına hapsetmiştim sarp kayaların en yükseğine yolları uçurumlarla dolu çalıların dikenlerin kapladığı yollarından ulaşılamaz bir dağ başına yaşama tutunmak için mecburdum buna. Çocuktum daha hele o zamanda aşk, sevgililik falan konuşulmazdı etrafımızda mahremdi yani ayıp yasak. Ben zaten evin küçük annesi olduğumdan arkadaşlarımla da pek sohbetim olamazdı öyle konularda, ilgilenmezdim pek, okumaktı amacım ideallerim vardı, okuyarak kurtulabilir kendi yolumu çizebilirdim, hayatımı ben yönlendirebilirdim. Öyle düşünüyordum ama hayalmiş.
“İç hesaplaşmalarının sonucu şimdi ne karar verdin?” dedi yağmur.
“ Aşk iki başlı tek yürekli olmalı yağmurum, ruhların tek ruh olması aynı nefesi alması ,aynı yangınla yanması özlemle çöle dönüşüp kavuşunca yağmura kavuşmuş gibi yeşermesi, çiçekler açması, tek yürekte hüznü ,acıyı, ayrılığı tatmak ama asla pişmanlık duymamaktır. Tek taraflı yaşanan aşk değildir bence saplantıdır, hırstır gerçekten yüreğini ortaya koyup sevmek iki taraflı olmalıdır. Tıpkı Ferhat’la Şirin, Kerem’le Aslı gibi. Nasıl da mücadele etmişler sevdaları için tek yürek olmuşlar, imkansızlıklar onların Aşk’ını efsaneleştirmiş.
Ah yağmur ah! Aslında çok karamsarım ben değil mi? şüpheciliğim, gururum ve güvensizliğim nedenim oldu. Cesaretliyim ama gözü kara olamadım. Sonunda bataklığa yuvarlanmak ihtimalini de göz ardı edemedim. Kaybedeceğimi bile bile savaşmaktansa yenik başlamaya razı geldim. Geriye dönüp baktığımda kendim bile hayretler içindeyim, nasıl dayanmışım kasırgalara? Her gelen yenilgiden sonra yine ayakta dik durmuşum aklımın gelgitleri çıldırtsa da arada, sıfırlamışım kendimi, aklını yitirmeden hala yaşamak büyük başarı mıdır sence?
DAĞÇİÇEĞİ...
YORUMLAR
@DAĞÇİÇEĞİ@
Bakın şimdi. Ben de çok dertleşirim yağmur ve karla..Neden biliyormusunuz ? Bizi anlayacak kimse olmadığı için.Şöyle canımız yandığında yaslanacağımız bir omuz, başımızı koyacağımız bir diz olsa idi belki dört gözle onların yağmasını beklemezdik..
Yazınızda kendimide yaşadım..
Kutlarım, çok beğendim.Sevgimle.
@DAĞÇİÇEĞİ@
Nazlıgelin
çok güzel bir yazı evet cesaretliyiz ama gözükara olamadık hep titrek kaldı bir tarafımız aşkı yaşayamadık zamanında belki ondan korkularımız çekinceleremiz şüphelerimiz güzel bir yzıydı tebriler
@DAĞÇİÇEĞİ@
Muhasebenin sebebi hayat oldu, sirdasi ise yagmur bu yazida...
damla damla teselli iste.
sevgiler gül'üm..
@DAĞÇİÇEĞİ@
Yağmur ile aşk üzerine güzel bir sohbet olmuş. Kutlarım.
Selam ve saygılarımla.
@DAĞÇİÇEĞİ@
hayatı sorgulayıp yağmurla dertleşmişsin, ne güzel anlatmışsın Fatoş, çok kişinin kendinden parçalar bulabileceği bir çalışmaydı,başarılar diliyorum.