- 1358 Okunma
- 4 Yorum
- 0 Beğeni
ATATÜRK' Ü ZORLA SEVDİRMEK
BİR ATATÜRK DÜŞMANININ HEZEYANI
ATATÜRK’Ü ZORLA SEVDİREMEZSİNİZ !
Dr. Sadık Özen
Gaflet ve dalalet içinde olduğunu düşündüğüm biri, içindeki Atatürk düşmanlığını ve bu büyük insana duyduğu kindarlığı şu sözlerle kusmaya çalışıyor: "Atatürk’ü koruma kanunu çıkararak, Atatürk’ü zorla sevdiremezsiniz !"
Öncelikle bu ve bu düşüncedeki gafillere sormak gerekiyor:
Atatürk’ü zorla sevdirmeye çalışan var mı? Eğer varsa bunlar kimler?
Atatürk’ü koruma kanununu kimler, ne zaman çıkardılar?
Ah keşke, bu konuşma yapılmadan önce; küçük bir araştırma yapılıp da biraz bilgi sahibi olunabilseydi.
Bari bu konuda, eğer kafalarına girerse, eğer kendilerinin sahip oldukları önyargılardan kurtarabilirlerse, bu tür düşünce sahiplerine ben yardımcı olmaya çalışayım..
Bu kişiler, acaba, Atatürk’ü Koruma Kanunu’ nun; Atatürk’ün kendisi tarafından, ya da yakın arkadaşı İsmet İnönü tarafından, kendi kurdukları Cumhuriyet Halk Partisi’ nin iktidarda olduğu bir dönemde mi çıkarıldığını sanıyorlar? Eğer öyle ise kötü bir şekilde aldanmış oldular.
Eleştirmekte oldukları yasanın, ne zaman ve kimler tarafından çıkarıldığını biliyorlar mıydı, yoksa bilmiyorlar mıydılar dersiniz? Eğer bilmiyorlarsa ben bilgilendireyim kendilerini. Sözü edilen yasa; şu anda, bu zatların ve partilerinin, siyasi mirasından yararlanmak ve bu mirastan rant sağlamak için çırpındıkları Demokrat Parti tarafından çıkarılmıştır.
Yasanın çıkış tarihi 31 Temmuz 1951 ve sayısı 5816 dır. Aynı tarihte 7872 sayılı Resmi Gazetede yayınlanarak yürürlüğe girmiştir. Yasa, aşağıda yazılı 5 maddeden oluşmuştur.
Madde 1- Atatürk’ün hatırasına alenen hakaret eden veya söven kimse bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
Atatürk’ü temsil eden heykel, büst ve abideleri veyahut Atatürk’ün kabrini tahrip eden, kıran, bozan veya kirleten kimseye bir yıldan beş yıla kadar ağır hapis cezası verilir.
Yukarıki fıkralarda yazılı suçları işlemeye başkalarını teşvik eden kimse asıl fail gibi cezalandırılır.
Madde 2- Birinci maddede yazılı suçlar; iki veya daha fazla kimseler tarafından toplu olarak veya umumî veya umuma açık mahallerde yahut basın vasıtasiyle işlenirse hükmolunulacak ceza yarı nispetinde artırılır.
Birinci maddenin ikinci fıkrasında yazılı suçlar zor kullanılarak işlenir veya bu suretle işlenmesine teşebbüs olunursa verilecek ceza bir misli artırılır.
Madde 3- Bu kanunda yazılı suçlardan dolayı cumhuriyet savcılıklarınca re’sen takibat yapılır.
Madde 4- Bu kanun yayımı tarihinde yürürlüğe girer.
Madde 5- Bu kanunu adalet bakanı yürütür.
Yasa maddelerinden anlaşılacağı üzere, söz konusu olan; Atatürk’ün halka zorla sevdirilmesi değil, ülkemizi düşman istilasından kurtaran, bizi bağımsızlık ve eğemenliğimize kavuşturan, vatanımızı hurafelerden arındıran, gerçek İslami kuralları geçerli kılan, Demokratik Laik Türkiye Cumhuriyeti’ni kuran; düşmanları tarafından yok edilmiş bir imparatorluğun külleri üzerinde halkın egemenliğine dayanan çağdaş ve güçlü bir devlet yaratan, yaptıkları istiklal mücadelesinde bütün dünya milletlerine örnek olan Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün manevi varlığının ve kurduğu cumhuriyetin; onu yıkmak-yoketmek isteyen hainlerin, yobazların ve insanlıktan nasibini almamış aşağılık, nankör yaratıkların şerrinden, tasallutundan ve saldırılarından kurtarılmasıydı.
1945 yılında Büyük Atatürk’ün devamı olan İsmet İnönü’nü çabalarıyla tek parti dönemi sona erdirilmiş ve çok partili siyasi hayata geçilmişti. 1946’da yapılan ve demokratik olmayan son seçimden sonra, 1950 yılında, son derecede demokratik ve dünyaya örnek olabilecek bir seçim yapıldı ve Demokrat Parti tek başına iktidar oldu.
Kazanabilmek için her şeyi meşru sayan Demokrat Parti, seçim öncesi yaptığı çalışma ve konuşmalarla, Cumhuriyetin kurulduğu günden beri Cumhuriyetin karşısında olan, kurucusu Atatürk’e karşı kin ve intikan duyguları besleyen gerici, hain ve yobazlara, seçim öncesi büyük tavizler vermiş ve birtakım olmayacak vaatlerde bulunmuştu.
Demokrat Parti’nin iktidara gelişiyle; bu hain yobazlar, kafalarındaki şer düşüncelerle harekete geçtiler, en adi sözcüklerle Atatürk’e hakaret etmeye, heykellerine saydırmaya ve yıkmaya başladılar. Durumun vahametini gören ve gittikçe kötüye varacağını düşünen Demokrat Parti, gelecekte daha da vahim şeylerin yaşanabileceği korkusuyla işte bu yasayı çıkardı. Daha doğrusu ülkeyi yaşanacak kargaşadan koruyabilmek için böyle bir yasa çıkarmak zorunda kaldı.
Bugün yeniden, o günlerdekinin benzeri durumlarla karşılaşılmaya başlanmıştır. Atatürk ve Cumhuriyet düşmanları yeniden atağa kalkmışlardır. Tek bir farkla ki, Demokrat Parti dönemindeki Atatürk’ün heykellerine yapılan fiili saldırılar bugün için henüz söz konusu değildir. Fikir özgürlüğü altında yapılan konuşmalar yapılmaktadır ve bunlar sözlü saldırı şeklinde, her gün biraz daha artarak devam etmektedir.
Kötü ve art niyetli gafiller şunu bilmeliler ki, Atatürk’ün, zorla sevdirilmeye çalışılmasına ihtiyacı yoktur ve hiç olmamıştır. Büyük Atatürk’ü, sadece sağduyu sahibi Türk Halkı değil, egemenlik ve özgürlük mücadelesi veren bütün dünya halkları sevmiştir. Ölümünün arkasından ağlayan halk kitleleri yanında, Atatürk’e karşı savaş veren düşman milletlerin liderleri bile olmuştur.
Aradan 73 yıl geçmesine rağmen bu sevgi katlanarak artmakta ve çığ gibi büyümektedir. Atatürk karşıtı hainlerin bütün çabaları boşunadır. Bu sevginin sonsuza kadar süreceğinden hiç kimsenin şüphesi olmasın.
Norveç’te "Atatürk gibi düşünmek" bir atasözü olmuştur. Bağımsızlık savaşı veren ve Atatürk’ü örnek alan birçok ülkenin meydanlarına Atatürk heykelleri yaptırılmıştır ve duvarlarına Atatürk resimleri asılmıştır. Söyler misiniz Allahaşkına, çıkarılan hangi yasa, yapılan hangi zorlama bunu sağlayabilir.
Köhnemiş kafalar artık şu gerçeği görmelidir: Atatürk dünyanın en büyük liderlerinden biridir. Atatürk İslamiyete karşı olmamıştır. Tam aksine İslamiyeti hurafelerden, gerilikçi ve yobazların elinden kurtarmaya çalışmıştır.
Atatürk’ü Hazreti Muhammet Efendimizle karşılaştırmak son deredece yanlış ve kasıtlıdır. Atatürk Milli Liderimizdir ve hep böyle kalacaktır. Gerçek vatanseverler ve dindarlar Atatürk’ün büyüklüğünü tartışmasız kabul ediyorlar ve onun bir tabu olmadığını biliyorlar.
Yobazlar !.. Boşuna uğraşmayın !.. Atatürk sevgisini hiçbir zaman yok edemeyeceksiniz. O’nun kurduğu Cumhuriyeti yıkamayacaksınız. Atatürk’ün Gençliğe Hitabı’nı da yasaklayamayacaksıznız. Çünkü bu değerler Atatürk’ü sevenlerin içine sinmiştir. Buna engel olmaya asla gücünüz yetmeyecektir !...
05 Şubat 2012
www.fikirplatformu.net www.edebiyatdefteri.com www.antalyabugun.com
YORUMLAR
...Güney doğuya bir film çekimi için giden Erol TAŞ, filmlerde oynadığı "kötü" karakteri çok gerçekçi canlandırması nedeniyle olacak ki bir gurup yöre halkı ( ki ülkemizde bu tip guruplar için -kurtlar vadisi- dizisinde Oktay KAYNARCANIN canlandırdığı Süleyman Çakır öldüğünde gıyabi cenaze namazı kılanları sayabiliriz) tarafından öfkeyle ve taşlanarak karşılanmıştır. İnsanlara her ne kadar taş atmayın dense de bir taş ile kaşı yarılan Erol TAŞ hüzünlü bir ses tonuyla şöyle seslenmiştir:
-Atın, atın siz bana taş değil ekmek atıyorsunuz...
Yani özetle hocam;
"Meyve veren ağaç taşlanır"
Ama biz biliyoruz ki;
"Yel kayadan anca tozunu alır"
Gerçek olan şu ki; Mustafa Kemal ATATÜRK'ün o zamanda da sevilmeye ihtiyacı yoktu bu saat ten sonrada hiç olmayacak ancak bugün bu ülkede yaşayanların; Atatürk'ün yüreğindeki bağımsızlık ateşine çok ihtiyacı olacak, hem de çokkk...
... Özgürlüğün sorumluluk olduğunu bilmeyenler için,
... Bir soru ile bitirmek isterim yorumu; Yahu bu yasa değil, mecburiyet değil, hatta suç bile değil bu ülkede Atatürk'ü sevmemek düşmanlardan başka kimin işine yarayacak acaba?
Paylaşım için tebrikler hocam saygı ile...
bizler kıymetini bilmesekte yedi düvel biliyor......
nur içinde yat büyük atam.....bu kalemi çok ama çok seviyorum saygılar hocam iyiki varsınız...
sadikozen
Kimse Mustafa Kemali sevmek zorunda değil ve aynı zamanda sevmeyenleri vatan haini ilan etmekte pekte akıllıca değil... Vatanı Kemal Paşadan ibaretmi sayıyıorsunuz siz?
Eleştirmek akılcılığın en önemli maddesidir.. Yasa zamanında gündeme getirildiğinde de mecliste ciddi dirençlerle karşılaştı ki haklıydı bu karşı çıkış... Bence bu yasa bir yüz karasıdır ve ''özgürlük'' ile kesinlikle bağdaşmamaktadır. Bir insanın hatası varsa oturulur konuşulur tartışılır..Eleştiri yapanlara hemen yobaz, hain vs gibi sıfatlar yüklediğinizde sizlerin başlı başına bir koruma kanunu olduğunuzu görüyorum
sadikozen
sadikozen
''Gaflet ve dalalet içinde olduğunu düşündüğüm biri, içindeki Atatürk düşmanlığını ve bu büyük insana duyduğu kindarlığı şu sözlerle kusmaya çalışıyor''
''Atatürk karşıtı hainlerin ''
''Köhnemiş kafalar artık şu gerçeği görmelidir''
''Yobazlar !.. Boşuna uğraşmayın !.''
yazıya girerken mantıklı bilmediğim konular ile karşılaşacağımı düşünüyordum.. acaba bir insan ben Atatürk'ü sevmiyorum dedi diye bu yukarıda ki hakaretleri hak edermi!
demişsiniz ki sevgili Sadık bey..
''Atatürk’ü zorla sevdirmeye çalışan var mı? Eğer varsa bunlar kimler?''
''Atatürk’ü koruma kanununu kimler, ne zaman çıkardılar?''
yok mu? kendi yazdığın yazıyı bir oku önce varmı yokmu görürsün!
zorla sevdirmeye çalışmışsınız bu yazıyla
bu yaptığın tamamen bir insana ''Büyük'' yakıştırması yaparak zorla insanlara kabullendirmektir..
kendi yazdığınız yazıda kendinizi çürütüyor olmanız elem verici..
Atatürk'ün Liderliğini vatanseverliğini önderliğini kabul etmek başka Atatürkü sevmiyorum demek başka.
kimse kimseyi sevmek zorunda değil sizinde hayatınız boyunca başkaları için makbûl insan olan ama sizin hiç haz etmediğiniz insanlar mutlaka olmuştur bu sevmediğiniz insanın yanında olanlarıda hain yapmaz bu kadar sığ düşünceli olmayın..
kaldıki Atatürk'ü tarihte ilah gibi gösterenler oldu ve bu gerçek Kemalistleri rahatsız etti bölündüler hâlâ kendi içlerinde çatıştıkları çok muvzû var..
bakın sadık bey..
Atatürk'ün liderliğini önderliğini çok seven ve iyiki var olmuş diyorum..
ama biliyorum ki şimdi siz aha bir hain daha diyeceksiniz..
ve son söz..
hiç kimse fikir sahibi olmadığı konu hakkında nasıl fikir yürütemez ise sizde ben Atatürkü sevmiyorum diyenler hakkında fikir yürütemezsiniz zinhar.. bu sizide pek makbûl insan yapmaz..
Ne mutlu Türk'üm diyene..
sadikozen
Ben sizi yeterince tanımadığım gibi, siz de beni yeterince tanımıyorsunuz. Bu nedenle birbirimizi kırmamız gereksiz olur. Yazan ve okuyan herkesin kendine göre doğru-yanlış fikirleri vardır. Yazımı çok beğenenler yanında eleştiride bulunanların da olacağını biliyordum. Eleştirilere saygı duyarım. Yeter ki adam gibi olsunlar, hakaret içermesinler.
"Ne mutlu Türküm" diyemeyenlerin Atatürk'ü sevmemiş olacaklarını düşünemiyorum. İyi gün dileklerimle.
NE MUTLU TÜRKÜM DİYENE !...
ümit ışığı 2010
Ümit Işığı/ Süleyman ÜSTÜN