- 612 Okunma
- 5 Yorum
- 0 Beğeni
VÜCUDUN SAF KADINI
Yoksun odanın kapısını açtı.İçeride beklemeye koyuldu.Etrafa göz gezdiriyordu.Boşluk gibiydi içerisi.Yatak üzerine vuran şehvet kırmızısı.İnsan tüm gününü böyle bir yerde nasıl geçirebilirdiki.Az sonra kadın içeri girdi.Esmer hafif toplu.Soyunmayacakmısın diye sordu.Hayır dedi.Ben gazeteceyim ve sizler hakkında bir yazı yazmak istiyorum.Anlatacağı bir şey olmadığını durumun gözler önünde olduğunu söyledi.Yapmayacaklarsa çıkacağını söyledi.Yatağın üzerine oturdu.Ben sizleri insanlara tanıtmak istiyorum.Birilerinin sizleri tanımasına izin verin.Yoksa bu ön yargılar devam edecek.Dudaklarını sıktı.Ayakta ellerini bağlayarak konuşmaya başladı.
Aslında ilk bizim hakkımızda yazı yazmak istiyorum demenize şaşırdım aynı zamanda hoşuma gitti.Şöyle bir düşünce geçti bir yandan yazarsa ne olacakki ama birilerine beraber ulaşalım.Nasıl düştüğümü anlatmayacağım gerçekten o günler tekrar gözümün önüne gelmesini istemiyorum.Gerek benim gerekse burada çalışan insanların ne yaşadıkları hayat nede acıları katlanılabilir.Bazen vazgeçtim diyorum herşeyden.Sadece...Geceleri içimde beni boğan öyle bir his varki.Herşeye aykırı bakıyorum.Yaşım henüz yirmi yedi fakat içim içim öyle karanlıkki.Bir vesika kartı alabilmek için tüm karakolun üstümden geçmesi.Birlikte yaşadığım erkeğe para yetiştirememem.Sivastaki aileme halen yalan yalan söylemem.Ve kim bana kurtuluş kelimesi söylese hep ona inanıp ama daha sonra yanlış yolun karanlığına dahada batmam.Dün Nermin abla yine ağlayarak geldi.Artık dayanamıyormuş.On üç yaşındaki kızı ona ne iş yaptığını soruyormuş.Hep beraber başına topandık.İki saat boyunca hiç birimiz müşteri almadık.Onun sorunuyla uğraştık.Bizimde içeride bir hayatımız var.Sorunlarımıza karşı hepimizin kenetlenmesi bence dışarıda çok az yapılan bir şey.Bundan yine iki ay önce üniversiteden düşen Leyla diye bir kız vardı.Ama bu iki ay boyunca neler çekmediki garibim.Erkek arkadaşı sattı onu buraya.Sonra o güzel kıza şans güldü yine bir erkek tuttu kolundan çıkardı.Şimdi haberi bir kızı olmuş mutluluğa kavuşmuşlar. Aileside sahip çıkmış onlara.Kurtuldu kızcağız.Bizim bir Ayşin ablamız var içimizde en doğru konuşan.Bize yol yordam gösteren.Fakat dostu onu bıçakladığı günden beri hiç kimseyle konuşmaz oldu.Sabah geliyor gece onbir gibi çıkıp gidiyor.Düşünüyorumda neden konuşmuyor.Yoksa bize gösterdikleri yanlış şeylermi diye düşündü.Bana göre söylediklerim doğru olsaydı ben niye bu haldeyim diye düşünmü olabilir.Onun haline çok üzülüyorum.
Duvarlar bakıyorumda hayvani varoluşun temellerinden olan şehvet.Bu yatağa kendimi her attığımda anlık herşey.Gözlerimi kapatıyorum.İç yoksulluğumu düşünüyorum tuaf gelebilir ama aşkı düşünüyorum.Hani demiştimya kim kurtuluş derse inanıyoruz benimki öyle değil.Derinliğimde sevgili yaşatıyorum ben.Yastığıma sarılıyorum onun sıcaklığı.Sabah kalktığımda yüzü.Gözleri o kadar güzelki.Hem çocukluğuda benim gibi anne baba ayrı.Neden çok seviyorum onu biliyormusun benimle hiç cinsellik konuşmuyor.Bütün sorunlarımı dinliyor. Bak mesela geçen gece onunla babamı konuştuk.Beni nasıl gezdirdiğini anlattım ona.Getirdiği tokaları halen sakladığımı.Mutluyum onunla işallah aramıza kimse girmez.
Yatağa gazetecinin yanına oturdu.Ellerini bacaklarının üstüne koydu.Başını öne eğdi saçları aşağı doğru belki tüm kederini bastığı yere boşaltıyordu.
Nerde kaybettim diye düşünüyorum.Çok fazla insani ilişkilerim iyi değildi buraya düşmeden önce.Geceleri hep hayaller kurardım meğersem gelecek uzun sürermiş şimdi daha iyi anlıyorum.(sigarasını yaktı)İçimdeki sıkıntıları bir atabilsem. Kendimden uzaklaşıp böyle bir dünyada yaşam mücadelesi vermesem ne olurdum acaba.Yanlış bir haya doğru yaşanmıyor.Belki herkesten farklıyım belki...Hep ben konuştum sen ban birşeyler sormadın.Nasıl tamamlayacaksın bunları söylediklerimi içimden nasıl geldiyse öyle konuştum.Hep eksik.Günlerimde bu eksiklik içinde fakat yinede bir umutla geçiyor.Kelimeleri bazen belleğim unutuyor.Mesela korku,sıkıntı,karamsarlık,doğallık.Neden diye sormuyorum.Bak yine parçaladım konuşmalarımı.Nasıl yazacaksın gazeteye.Söylediklerinin aynısını kendimden hiçbir şey yazmayacağım.Böyle bir dünyada tamamlanmış hiçbir şey yok.Bende bunları yazacağım.Yalnız şunu merak ediyorum.Kendini ve çevrendeki insanları çok iyi anlatıyorsun böyle bir insan iyi eğitim almış bir insandır fikri aklımda yeşerdi.Buraya düşmeden önce neyle ilgileniyordun veya okuyormuydun.Üniversite öğrencisiydim kendi yazdıklarımızı besteleyip sokaklarda çalardık.(ayağa kalktı)Zamanımız doldu.Umarım insanlara bir şeyler verebilmişimdir.Bizi iyi tanıtki buralara düşmesinler kimse gelmesin.Müşteriler bile...
YORUMLAR
çalışmayı takdir etmemek olmaz, insani noktası çok önemli zira. ama sevgili mina'nın söylediklerine de sonuna kadar katılıyorum.
Yazıyı yazanın bir bey olduğunu mina dan öğrenmiş oldum mesela. Zira yazanın avatarına çok dikkat etmeden yazıya odaklanarak yapıyorum okumalarımı bu tamamen benim hatam ama yazıda yazanı görmek ayrı bir keyif.
Bu anlamda yazıya yeniden dönmek istiyorum. Başlangıçta sizi tanısınlar insanlar sizi yazmak istiyorum diyen müellif bu yazıyı bu şekilde kasetten aktarırcasına birebir yazıp bırakmış halde bırakmamalıydı. Madem bir duygunun acısı anlatılmak istenmiş o halde hakkını vermeliydiniz sevgili Cumartesi. Uzun uzadıya üzerinde çalışmalıydınız.
Şunu söylemek isterim, kişiyi dinlemek için gitmişseniz tüm benliğinizde acısını hissedebilmeliydiniz. Siz hissetmiş olsaydınız emin olun kaleminiz de onu yazardı. "Kan damlardı kalemden" o zaman.
sevgi ve saygımla...
asran tarafından 1/12/2008 2:46:17 PM zamanında düzenlenmiştir.
İzninizle olaya bir okurdan önce kadın gözüyle yaklaşmak istiyorum. Başlık çok başarılı zaten bu başlıktı beni yazının içine çeken. İtiraf etmem gerekirse içeriğini merak ettim, okumaya devam edişime sebep ise bir erkeğin gözünden böyle bir hayata bakış açısıydı...
Yalnız yine de bu satırları bir kadın çok daha incelikli yazabilirdi, yanlış anlamayın lütfen, yazıda duygu eksik. Bazı notalara tam basmamışsınız sevgili Cumartesi. Oysa işlenecek öyle kelimeler vardı ki...
Biz bu yazıyı böyle kabul edelim ve böyle ele alalım dersek; yazıda konuşma çizgileri yok. Dolayısıyla okuyucu kimin konuştuğunu kelimenin başında anlamıyor. Bu da anlam kargaşasına ve okuyucuyu yormaya yetiyor. Daha çok paragraf ve seslendirme çizgileri olsaydı o zaman daha yalın olabilirdi.
Ve ufak ayrıntılar... Kadının ısrara mahal vermeden kendi hayatını bir kenara bırakıp başka hayatları adama anlatması, yatmaya geldiği bir odada sigara bulup yakması (ki bu sigarayı ona gazeteci ikram edebilirdi, o zaman nereden bu sigara diye düşünmezdi benim gibileri), bahsettiği erkeğin gerçek mi yoksa bir hayal ürünü mü olduğunun cümle bitiminden sonra bile anlaşılamıyor olması da hikayenin ufak ayrıntıları...
Ama aslolan kadının duygularına bir erkek penceresinden bakmasıysa siz bunu en azından denemiş ve (çok acımasız olmamalıyım) kendi kriterlerinizce başarmışsınız. Biraz daha çalışma ve araştırma, empati yönüyle bu yazı bir kez daha ele alındığında ortaya harika bir kompozisyon çıkacaktır bundan eminim....
Saygı ile....
Maalesef hayatın acı ve unuttuğumuz diğer yüzü. Bunları okuyunca bizimde sorunlarımız mı var diyorum.
'Gözlerimi kapatıyorum.İç yoksulluğumu düşünüyorum tuaf gelebilir ama aşkı düşünüyorum.Derinliğimde sevgili yaşatıyorum ben.Yastığıma sarılıyorum onun sıcaklığı.Sabah kalktığımda yüzü.Gözleri o kadar güzelki.' Bu satırları okurken içim acıdı. Belki herkesin gücü dış dünyanın kötülüklerine karşı ayakta kalmaya yetmiyor. Ama ic dünyasında yaratılan masumiyete de hiç bir zalimin elini uzatmaya gücünün yetmeyeceği bir gerçektir. Keşke bir şeyler yapabilsek bu durumdaki insanlar için. Onlara şunu söylemek isterdim sana bunu yaşatanlara inat başını hep dik tut. Çünkü başını eğmesi gerekenler sizler değil, sizleri bu duruma getirenler. Aslında kaybeden onlar. Çünkü sizlerin halen kalbinizin bir köşesinde sakladığınız o masumiyeti onlar çoktan kaybetmiş durumdadır.
Tebrikler cok güzel bir yazı.