- 883 Okunma
- 1 Yorum
- 0 Beğeni
BELA-6
Artık o boşuna fazla çalışmalar, yoktu. Rafları durup dururken, boşu buşuna indirip, temizlemeler, gereğinden fazla çekilen paspaslar hiçbiri ama hiçbiri yoktur. Gülşen, gereksiz yere onları sıkmıyor, onlara, bir arkadaş gibi yanaşıyordu. Hatta Coşkun’a bir defasında;
- "Ya sen, cuma günleri, camiye gidiyor musun?"
- "Vakit buldukça, evet de, görüyorsun ama, pek fırsat olmuyor."
- "E söylesene! İdare ederiz, seni. Sorun olmaz."
Gülşen, market işinde Fadime kadar tecrübeli değildi. Fakat göstermiş olduğu insanlık takdire şayan bir hal taşıyordu. Coşkun, Fadime’nin yokluğunda, kendini işine veriyor, rahat bir şekilde çalışıyordu. Yaşadığı o bunalımlar da artık bitmişti. Aklından hep " Keşke hep Gülşen şef olsa." diye geçiriyordu.
Bir gün markete, bölge müdürlüğünden, bir yetkili geldi. Yaptığı kontroller esnasında Coşkun’a, kendisini daha sonrası için şef yapmak istediğini söyledi. Coşkun ise, şu an itibariyle sorumluluk almak istemediğini söyler, ona. Fakat asıl neden; şefin alacağı ücretle, kendisinin şu anki ücreti arasında, fazla bir fark olmamasıydı.
Fadime de bu arada boş durmuyor, haber yolluyordu onlara;
- "Ben yokum diye, rahatsınız değil mi? Ama bu mutluluğunuz fazla uzun sürmeyecek!"
Fadime, gittiği diğer markette de kan kusturuyordu. Orada da markette yeni çalışmaya başlayan, Necmi adındaki bir gence, orayı zindan ediyordu. Diğer şef yardımcısı olan Nuray, Coşkun’un çalıştığı markete uğramış, onlara olan biteni anlatmıştı. Coşkun ise Nuray’a,
- "Vallaha be katil olmadımsa, kimse olmaz herhalde! Peygamber sabrı gibi, sabrettim, ben ona."
Coşkun, izinli gününde çarşıda gezerken, diğer markette çalışmakta olan Necmi’yi gördü. Yaklaşıp;
- "Ne haber Necmi, nasılsın?"
- "İyilik be Coşkun! Senden ne haber?"
- "Sağol! Yeni şefinizle aranız nasıl?"
- "Vallaha bir an önce alın, sizin olsun."
- "Yok sağolasın. Sizde kalsın. Duydum ki sizde de rahat durmuyormuş ha!"
- "Sorma be Coşkun! İşe gireli fazla zaman olmadı, ama bıktırdı vallaha. İşi bırakmayı, düşünüyorum. Hem de paraya ihtiyacım olduğu halde."
- "İnanırım. O kancık bana da az çektirmedi! Biliyorum."
- "Dün markette, müşterilerin önünde bana bağırdı. Hem de incir çekirdeğini bile, doldurmayacak bir olay yüzünden. Fiyatı, elli kuruş olan bir tane çikolatanın, etiketini yanlış yazıp, takmışım diye. Ya hadi pahalı bir şey olsa, anlarsın. Elli kuruş ya! Elli!"
- "inanırım, Necmi. Ben neler çekmedim. An geldi, suratına bir tane indirmemek için, kendimi zor tuttum. Yakında gelir yine, ucube, o........u!"
- "Umarım, yakın bir zamanda Allah belasını verir de, kurtuluruz!"
- "İnşallah, amin!"
Ertesi gün, Polis Ali, izinli olduğundan, Coşkun’u da görmek için, şöyle bir markete uğrar. Coşkun’u arka rafları dizerken görür;
- "Ne haber Coşkun. Duydum ki Fadoş’un ayağını kaydırmışsın."
- "Kayar da geberir inşallah!"
- "Öyle deme ya, yine de! Çocuğu var."
- "Alsın çocuğunu, bir tarafına yamasın! Abi valla psikolojimi bozdu ya!"
- "Anlıyorum. Rahatsınız yani şu an itibariyle."
- "Şimdilik evet de, bakalım ucube yakında gelir, yine başlar, maceralar."
- "Neyse ben dün akşam, internetten araştırdım. Polislik için iki yüz seksen puan, astsubaylık için iki yüz atmış puan lazımmış. Tabi bunlar üniversite sınavından alınacak olan puanlar."
- "Bakalım be abi, açık öğretim de var. Nasıl olacak bilmiyorum!"
- " E sana diyorum ya ben, açık öğretimi dondur. Onu sonrada bitirirsin. öncelikle kendini kurtar."
- "Haklısın abi, yapacağım."
Ali daha sonra marketten çıkıp ayrıldı. Akşama doğru ise diğer markette çalışan Nuray gelir ve sürpriz olmayan bir haber verir;
- "Sonunda çocuğu işten çıkartmayı başardı. Olacağı buydu zaten."
Coşkun, dayanamaz hemen sorar;
- "Ne oldu. Necmi işten mi ayrıldı?"
- "Evet, paraya da ihtiyacı vardı, çocuğun. Yazık oldu ya vallaha!"
- "Adamın ekmeğiyle oynamayı başardı, demek. Günahı boynuna olsun. Ne demeli ki."
Coşkun, böyle olacağını tahmin ediyordu. Asıl beklenen haber, bir kaç gün sonra gelecekti.
Fadime’nin yerine diğer markette çalışacak, deneyimli bir şef bulunmuştu, ve Fadime, markete geri dönüyordu.
YORUMLAR
Sayenizde Fadime'ye şiddetli bir antipati besler oldum :)
Takip ediyorum. Tıkanmayan, akıcı, renkli bir öykü. Her çalışmanızda daha itinalı olduğunuzu da görüyoruz.
Başarılar sizinle olsun.
Saygılar.
FARQİN2101
Saygılarımla