- 1050 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
MADALYONUN ARKA YÜZÜ
Amerika Birleşik Devletleri’ nin son yıllarda karşı karşıya kaldığı en büyük doğal afet bize aynı zamanda madalyonun arka yüzünü de gösterdi. Belki de madalyonun arka yüzünü gösterdi. Belki de gelmiş geçmiş en büyük halkla ilişkiler projesinin ardındaki görüntü bir anda ortalığa saçıldı.
Toplumsal adaletsizliğin ve eşitsizliğin en keskin biçimiyle yaşandığı ülkelerden birisi olan ABD, aynı zamanda bir ’ fırsatlar ülkesi ’ . Her sene ABD yurttaşı olmanın kapısını aralayan Green Card için piyangolar düzenlenir. Türkiye’ nin de aralarında olduğu pek çok ülkeden milyonlarca kişi bu lotaryaya katılır. Hollywood filmlerinde Amerikalılar’ ın çağdaş yaşamından kesitler sunulur. Bahçeli evlerde yaşayan ortalama bir Amerikan ailesinin en az iki otomobili bulunur. Her şey satın alınabilir. Her şey hızla tüketilebilir. Bu filmlerde geniş evlerdeki teknolojik dünyanın sınırları çizilirken ortalama ABD’ lilerin yaşadığı standartlar nedense pek de yer almaz.
Amerika’ da Lisede okuyan çocukların arasında hala okuma yazma bilmeyenlerin bulunduğu pek yansıtılmaz bizim ilgi alanımızın içine. Ya da Amerikan çocuklarının patlamış mısırı, fabrikalarda üretilen bir ürün olduğunu sandıklarını göremeyiz.
ABD’ de çalışanların gelecek korkusu altında yaşadıklarını pek bilmeyiz. Çünkü emeklilik ve iş güvencesi gibi sosyal koruma kalkanlarına pek sahip olmadıklarını da bilmeyiz. Aksine işsizlik parasıyla gül gibi geçinip gittiklerini izleriz...
Bütün bunlar çok büyük bir iletişim yanılsamasının ürünü. Amerikan rüyası ile doldurulmuş iletişim araçları sürekli bu yönlendirilmiş bilgileri toplumların belleklerine pompalıyor. Televizyonlardan sinemaya, dergilerden sokaklardaki ilan panolarına kadar attığınız her adımda bu bombardımanın altındasınız. Giysilerinizden yediğinize kadar globalleşme adı altında kültür emperyalizminin saldırısı ile karşı karşıyasınız.
Ancak bu büyük projenin ardındaki insan trajedileri, kasırganın ardından birdenbire ortaya dökülüverdi. Yıllardır adım adım işlenen büyük proje bir anda gedil verdi. Birdenbire Missisipi kıyılarında derme çatma konutlarda yaşama tutunmaya çalışan yoksullardan haberdar olduk. Felaket sonrası bölgede yaşayan bir avuç varsıla bir şey olmadığını, ama yüz binlerce yoksulun felaketin acı yüzüyle karşı karşıya kaldığını öğrendik.
Birdenbire bize izletilenin öteki Amerika olduğunu anladık. Gerçek Amerika ise çok başkaydı.
Irk ve varsıllık bakımından ikiye bölünmüş bir ülkenin karşı karşıya kaldığı durumu dehşetle izledik. Irak’ ı bir anda işgal edip zorla demokrasiyi yerleştiren bunun için gerekirse sivilleri, çoluk çocuk ayırt etmeden öldüren ABD’ nin başkanının afet bölgesine nedense beş gün sonra gelebildiğini izledik.
Kitle iletişim araçlarının çizdiği dünya her zaman gerçek olmayabiliyor. Bir kez daha tekrarlamakta yarar var. Medya bize yapay ve gerçek üstü bir dünyayı satıyor.
Denetim altına alınıp yönlendirilen medya, toplumların geleceğini ipotek altına alıyor ve tek sesliliğe doğru hızla gidiyor. Ve hiç merak etmeyin, insan aklı unutmakla sakarsa ve kitle iletişim araçları bu denli güçlüyse, bu iletişin projesinde açılan gedik kısa zamanda kapatılacak ve yine Amerikan rüyaları ısıtılıp önümüze konulacaktır. Mesele bu rüyaya kapılıp kapılmamakta.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.