- 1370 Okunma
- 8 Yorum
- 0 Beğeni
YOZLAŞMA
Hemen hemen her şeyin bozulmaya yüz tuttuğu bir zamanı yaşıyoruz.
Madde nasıl dış ortamdan gelen etki ile farklılaşırsa, insan da aynı şekilde değişime uğruyor. Bozulma hızlı sirayet eder. İnsanın bozulması da toplumu hızla bozuyor. Vücut olarak şişer iken karakter olarak zayıflıyoruz.
Değerlerin içi boşalıyor ve kuralsızlık kural oluyor.
İnsanlar her şeye alıştı artık. Yıkılacak tabuları bile kalmadı.
Kendini ve birbirini aşma yarışı yapılıyor. Bozuluşa ayak uyduramayan ise anti sosyal ve yobaz damgasını yiyor.
Bu kötü gidişatı durdurmak imkansız artık.
Lakin iyi bir dini ve ahlaki eğitimle yavaşlatabiliriz. İçi geçmemiş genç insanların bozulmasını engelleyebiliriz.
Böyle ortamlarda Müslüman insan yetiştirme gayretleri siyasi bir hamla değildir. Tıbbi bir müdahale ve cerrahi bir operasyondur. Biliyoruz ki ameliyat, tıpta en son çaredir.
Sağlık, steril ortamda olur. Eğitim ortamı da İnsan’ın steril ortamıdır.
" Biz Müslüman değil miyiz?"
Bu ve benzeri çığlıklar boştur.
Elbette Müslümanız. Lakin bir de sosyal yozlaşma gerçeği var.
Bu durumla başa çıkmak ancak eğitimle mümkündür.
" Hocam; içimde kaynıyanı ve taşan hormonlarımı bir bilsen" diye yakınan kız öğrenci evladımı dinen ve ahlaken eğitmeden sokak ortamına bırakırsak daha ne bekleyebiliriz?
Dinden korkanların çokluğu beni hayli üzüyor. Kişiye göre din yaratma anlayışı da hayli sakıncalı bir hamledir. İslam’ı sulandırma gayretleridir. Yapanları Allah ıslah etsin diyoruz.
Bu hal böyle devam ederse gidecek huzur evi bile bulamayacağız. Bulsak da göreceğimiz muameleden endişe ederim.
İmanı olmayanın vicdanı da olmaz. Ahlaki kuralları ve hırsının, kuralsızlığının da sınırları olmaz.
Ahlak ve din dersi verilmesin diye bayram yapanlar var.
Ahlaken eksik ve maneviyatı zayıf bir insandan alim olsa ne işe yarar?
Onun ilminden insanlığa şer gelir.
Eşek gibi bir insan yetişir. Eşeğe kitap yüklesek odun taşıyan eşekten vasıflı olur mu?
Din’i kullananları sevmem elbette.
Fakat her vesile ile dine saldıranlardan da tiksinirim.
Hayır söylemeyen dilimizi susturalım.
Çünkü; HZ. Peygamber " Sus kurtul" demiştir. Ne büyük manalar gizlidir bu iki kelimede.
Cilt cilt kitaplara bile gerek yok; sus kurtul.
YORUMLAR
Dindar bir insan yozlaşmanın dini eğitim ile, milliyetçi bir insan ise milli duyguların aşılanması ile aşılacağına inanır.Bana sorsanız; yozlaşma sınıf bilincinin yerleştirilmesiyle ortadan kaldırılır derim.Her görüşün kendine göre farklı düşüncesi olabilir.
Diyorsunuz ki "Ahlak ve din dersi verilmesin diye bayram yapanlar var.
Ahlaken eksik ve maneviyatı zayıf bir insandan alim olsa ne işe yarar?"
Milli güvenlik dersinin bireyi aşırı milliyetçi biri yapmadığı gibi ahlak ve din kültürü dersi de kişiyi ahlaklı biri yapmada etkin olamaz.Eğer öyle olsaydı N.Ç adlı çocuğa tecavüz edenler okuyup bir yere gelen insanlar olmazdı, ya da Hüseyin Üzmez bir çocuk tacizcisi çıkmazdı, ya da kadın ticaretinden yakalanan imam olmazdı.Ahlak insanın kendi iç meselesidir, vicdanı ile yüzleşmesidir.Bunu ona kimse öğretemez.
Ayrıca verilecek olan din dersi neye göre verilecek?Bu eğitimde çoğunlukçu davranılacaksa azınlığın hakları ne olacak?Yani bir insanın kişisel tercihler din ile örtüşmez ise ne yapılacak?Bunlar önemlidir.Onların hakkı ortadan kalkacaksa bu otokratik bir durumdan başka bir yere gitmez.Sonra demokrasi naraları atmakta abes kaçar.
Uğur Özcan tarafından 2/4/2012 2:04:03 PM zamanında düzenlenmiştir.
Engin Tatlıtürk
Azınlık elbette önemli ama birinin hakları diğerini önemsiz kılmaz.
Yazıya bir eleştiriden ziyade endişe sezinleniyor.
Kötü misaller her zaman ve mekanda çıkabilir. Eğitim eğitimsizlikten yine de iyidir.
Değerler eğitimi yapılmazsa azınlık dedikleriniz ne kazanır?
Kişisel tercihleri din ile örtüşmeyenler var diye dini kenara mı süpürmeliyiz?
Düşüncelerde yollar da ellbette farklı olacak.
Herkesin düşüncesine saygım var ama herkesin yolu doğru diyemem.
Ne derim?
Herkesin yolu kendine.
Saygılar.
Çok önemli bir konu gerçekten, teşekkürler. Bugün en çok da medya yoluyla modernlik, çağdaşlık, özgürlük ve cesaret söylemleriyle ahlaksızlık propagandası yapılıyor. Ancak modernlik ve çağdaşlık, gelişmelere ve yeniliklere açık olmak değil, sapkınlıkların insanlara olağan davranışlar gibi gösterilmesi. Bu yoğun telkinlerle, yaşanan ahlaksızlığın çağdaşlığın bir gereği olduğu hatasına düşüyoruz.
Yozlaşmanın en önemli nedeni, dinsizlik nedeniyle kendini başıboş ve sorumsuz zannetme yanılgısı. Yazılı ve görsel medya Materyalizmi ve Darwinizm’i sözde bilimsel bir gerçek gibi yıllardır dayatmaya çalışıyor.
Diğer yandan dine en büyük zararı veren bağnaz kesim. Kur'an'ı yeterli bulmayan, kendi kafasına göre ilaveler yapan, dini soğuk kabus gibi göstermeye çalışan, ruhundaki karanlığı din diye anlatan, dolayısıyla Allah'a ve peygambere iftira atan ve insanları dinden soğutan/korkutan kesim.
Yozlaşmaya gerçek ve kalıcı çözüm gerçek din ahlakının yaşanması ile olacak. Yaşanan sorunları kabullenmek, yalnızca izlemek veya sorunların bitmeyeceğini düşünmek yanılgı olur. Bizleri yaratan Allah, yaşayabileceğimiz en güzel hayatı Kur’an’da tarif ediyor. Kur’an ahlakı hakim olacak, özlem duyduğumuz, cennet benzeri huzur dolu bir hayat mutlaka gerçekleşecek. Allah, yeryüzündeki nurunu kesinlikle tamamlayacağını vaat ediyor, O vaadinden dönmez. Bu yüzden ümitvar olmalıyız inşaALLAH...
Fuat Türker tarafından 2/4/2012 9:25:12 AM zamanında düzenlenmiştir.