- 927 Okunma
- 10 Yorum
- 0 Beğeni
ÖN YARGI
-Aman anne ne buluyorsun o kadında
-Kızım neden öyle diyorsun iyi kadıncağız ben seviyorum o benim ahretliğim
-Ne bileyim ben çok konuşuyor ve gereksiz konuşuyor sevemedim gitti o kadını
Annemin arkadaşı Bursalı yaşlı tonton karı koca annem ikisinide çok seviyor. Bense hiç sevemedim kadını ön yargı belki de sebebi yok.Kızlarınıda torunlarınıda tanıyorum.Ailecek hepsini tanıyoruz hemde uzun süredir.Bana bir şey yapmadılar yanlışları olmadı ama sevmiyorum işte.Annem hepsini özellikler de arkadaşını çok seviyor.
Bursa da yaşıyorlar Erdek’e annemin pansiyonuna gelirlerdi.Kızları damatları torunları hepsi gelirdi.Bir kaç yıl sonra onlar gelmez oldu.Anne ve babası yani annemle babamın arkadaşları her yıl gelirlerdi.Annemlere pansiyona değil de misafir olarak geliyorlardı.
İsimleri Hanife abla ve Mustafa amcaydı.Mustafa amca emekli kadostra memuru idi. Memuriyet esnasında Türkiyenin her yerini gezmiş ve memletet aşığıydı.Çok güzel anıları vardı çok da güzel anlatır ben ağzım açık dinlerdim. Mustafa amcayı çok severdim.
Karısı Hanife abla annemin ahretliği birbirilerini çok severlerdi.İkiside sohbet etmeye başladılarmı susturana aşk olsun.Genelde hep Hanife abla konuşur annem dinlerdi.
Annem konuşmayı pek sevmez aslında babamda konuşmayı sevmez. Ben onlara çekmişim bende pek sevmem konuşmayı.Beni tanıyanlar eminim YALANNNN diye bağırıyorlardır.Ben babamın babası yani dedeme ve halalarıma çekmişim kız halaya derler bende halalarıma çekmişim demek ki.Onlar hoş sohbettir.Dikkatinizi buraya çekerim geveze değil hoş sohbet.Beni tanıyan ve sevenler lütfen buna YALANNN demeyin.
Ben Hanife ablayı hiç sevemedim kardeşimde sevmezdi.Emin olun kadının çenesi hiç susmaz durmadan konuşurdu.Ben bile ağzımı açamazdım düşünün artık ben bile.Anneme diyorum.
-
-Aman anne geveze kadının nesini seviyorsun sevme onu
-Kızım iyi kadıncağız ben seviyorum hem insan insana muhtaçtır.Onlar Bursa da yaşıyorlar bizim hastane doktor işlerimiz orada (Uludağ tıp fakültesine sevk edilir önemli hastalıklarda)insan insana muhtaçtır.Yaşlanıyoruz ve hastalık herkez için gün olur onlara ihtiyaç duyabiliriz.
-Anne ya sen ne akıllı ve çıkarcı kadınsın valla pes işin düşer diye kadınla arkadaşlık ediyorsun.
-Hem ben Hanife hanımı severim iyi kadındır.
-Benim ona ne işim düşecek ya aman banane ona minnetmi edeceğim ben sevmiyorum sen sev.
Ben Hanife ablayı sevmeden yıllar geçiyor o gelince ondan uzak duruyorum. Soğuk davranıyorum zorunlu olmadıkça konuşmuyorum.Derler ya sokağımı değiştiriyorum hakikaten onu görünce yolumu değiştiriyorum.Zorla değil ya sevmiyorum işim düşer diye de sevemem.Annem insan insana muhtaçtır diyor.Ben o kadına muhtaç olmam onun nesine muhtaç olacağım.
Bu şekilde birkaç yıl geçiyor.Kasım ayıydı zannediyorum Erdek’te zeytin zamanı bir akşam telefonum çalıyor.Telefonumu açıyorum kız kardeşim ‘’abla babam zeytin ağacından düştü sakın korkma yaşıyor ama çok ciddi ne olacağı belli değil.Ambulansla Bursa ya götürüyoruz biz yoldayız.’’diyor.Ben şaşkın ne diyeceğimi bilemez halde dilim tutluyor ve kalakalıyorum konuşamıyorum. Kardeşim’’abla bir an önce gelirsen iyi olur durumu çok kritik’’.Ben sanki rüyadaymışım gibi sanki dizi izliyormuşum gibi sadece’’tamam hemen geliyorum’’ diyorum.
Babam beyin kanaması geçirdi çok kötü günler yaşadım yaşadık.Ben o olaydan sonra hastanelerden nefret ediyorum. Hastanede yoğun bakım odası ve ameliyathane ünitelerini görünce donup kalıyorum.Bir hafta yoğun bakım odasında babamın komadan çıkmasını bekledik.Babamın hastalığını burada anlatmayacağım ve kocamın kalbimi kırmasını kendimi hazır hissedersem belki bir gün yazarım.
Ben eşim ve çocuklar hemen yola çıktık.Aslında hemen değil biraz sorunlu yola çıktık.O nu da bu yazıda anlatmayacağım o da belki başka bir yazıda yazarım.Ben perişanım yol da dualar ve Yasin-i Şerif okuyarak geçirdim.Bursa ya altı saat sonra vardık.Hastanede herkez perişan halde babam ölümle savaşıyor.Biz dışarıda dua ediyoruz.Herkez susmuş.
Babam komada yazması bile çok zor. Onun için anlatamıyorum ve yazamıyorum demek ki benim için hala daha çok acı veriyor.Ben canımı gerçektende çok yakan ve canımı acıtan şeyleri konuşamıyorum ve yazamıyorum.Her hatırladığımda bana ilk günki gibi acı veriyor.Onun için susmayı hatırlamamayı tercih ediyorum.
O gece annem kardeşler başında kız kardeşimin eşi ve ağabeğimin eşi yani gelin.Hepimiz babamın başındayız yoğun bakım ünitesinin önünde.Eşim ve çocuklarım yok sadece .Benim eşim çocukları alıp akşamı Ankara’ya dönüyorlar
.Ertesi gün Kız kardeşimle ben ağabeğimle diğerlerine siz gidin biz babamın başında kalırız.Siz gidip zeytinlerinizi toplayın ürün ağaçta kalmaz. Yağmur yağmadan ürün ziyan olmadan toplayın.Bütün bir yıl zeytinliklere baktılar geçim kaynakları zeytincilik ziyan olmasına izin veremezler.
Biz annemle konuşurken ağbeğimle ne yapıcağız diye.Bir de baktım ki karşıdan badi badi benim sevmediğim Hanife abla ve Mustafa amca geliyor.Ağbeğim aramış söylemiş babamın kaza geçirdiğini onlarda hemen gelmişler.Belli hallerinden çok üzülmüşler Mustafa amcamın gözleri doldu ağladı ağlacak.Babamın komada olduğunu hastalığı ile ilgili son durumu anlatıyoruz.Annem Erdek’e gideceklerini zeytin toplamaya devam edeceklerini söyledi.Onlarda haklısınız zeytin bu beklemez diyorlar.Ben kardeşimle kalacağız dedim.
-Tamam siz kalın burda ama gece hastanede kalmayın akşam bize geleceksiniz itiraz yok.
-Yok Hanife abla biz sana zahmet vermeyelim biz yoğun bakımın önünde sandalyede geceleriz.
-Saçmalama Eray bize geleceksiniz gelmezseniz çok üzülürüm.Burada biz varız biz varken hastane köşelerinde kalınmaz.
Kız kardeşim Şenay’a tembihliyor gelmezseniz hem üzülür hem kızarım diyor.Bize telefon numarasını ve evinin adresini verip gidiyorlar.Gitmeden de evlerini bir güzel tarif ediyorlar. Hangi otobüse, hangi dolmuşa biniceğiz hepsini ayrıntılı bir şekilde anlatıyorlar.
Ben ve kardeşim Şenay annemler gidince gündüzleri hastanede babamın başını bekliyoruz.Akşamlarıda Hanife ablalara gidiyoruz. Babam üç gün sonra gözünü açıyor komadan çıkıyorBabam ölümden döndü kıurtuldu artık çok şükür.Biz çok mutluyuz Allah babamı bize bağışladı
Hanife ablanın evine gidince bize öyle iyi öyle csandan davranıyor ki ben utanıyorum.Kadıncağız bizi teselli etmek için bizi mutlu etmekı için ne yapacağını şaşırıyor.Ben Hanife abla için söyledklerimden çok utanıyorum. Kadının yüzüne bakamıyor sanki yüzüne bakarsam bir zamanlar onun arkasından kötü konuştuğumu anlayacakmış gibi geliyor.
Öyle de iyi davranıyorlar ki utancım daha da artıyor.Kış günü ve ramazan ayıydı. Ben ve kardeşim gündüz hastane köşelerinde geç saatlere kadar bekliyoruz diye oruç tutamıyorduk. Geç vakit eve gidince Hanife abla yorgunuz diye yemeklerimizi ısıtırdı. Biz üzerimizi değiştirirken sofrayı hazırlardı.Bense utancımdan kat kat yerin dibine girerdim.
Meğer kadın ne kadar iyi bir kadınmış ben ne kadar önyargılı davranmışım.İnsanları iyice tanımadan hüküm vermemek gerekiyor.Annem ne kadar haklıymış insan insana muhtaçmış.Ben de hakkında ileri geri konuştuğum kadının evinde kalıyordum.Sebebsiz yere sevmediğim kadına muhtaç olmuştum.
Bir akşam Hanife abla’’ biz yarın ahbabımıza iftara gideceğiz.İsterseniz sizde gelin ‘’dedi.Kardeşimle bende teşekkür ettik tanımadığımız için gelmek istemediğimizi söyledik.Onlarda anlayışla karşıladılar siz bilirsiniz dediler.
Mustafa amca her akşam çalışırken başından geçenleri anlatırdı.Türkiyenin her yerini gezdiği için anısı da çoktu ve ilginç yerler görmüştü.Çok ta keyifli güzel anlatıyordu.Her akşam çok güzel sohbetler ediyor onlarla olmaktan keyisf alıyorduk.Hanife abla bize meyveler çerezler ikram ediyordu.Tabi ki bizde eli boş gitmiyorduk eve.Ben ve kız kardeşim Hanife ablayı ve Mustafa amcayı artık çok seviyorduk.Haklarında ne kadar yanlış düşünmüşüz.
Mustafa amca bize’’yarın geldiğinizde biz olmayız dedi.Ben sobayı hazırlarım siz yakarsınız’’ dedi.Bizde teşekkür ettik.Biz yorulduğumuz ve üşüdüğümüz için erkenden yatıyorduk.
Ertesi gün hastaneden eve geldik. Bizim tontonlar evde yoktu.Bize anahtar dahi vermişlerdi eve girdik.Kardeşime ‘’sobayı yakayım ‘’dedim.Bir baktımki sobanın içini hazırlamış çıraları sabaya koymuş.Sobanın üzerine kağıdı ve kirbiti bile hazır etmişlerdi.Yemekler hazırdı ocağın üzerinde tepside tabaklar hazır edilmiş.Herşey hazır bize hazırlanmışdı
Ben çok duygulandım ve ağladım.Ne kadar yanlış yaptığımı anladım.Allaha onların hakkında kötü sözler ettiğim için beni bağışlamasını istedim.Tövbe ettim af diledim.Allah bana böyle bir ders verdiği içinde şükrettim. Bana bu dersi vermese ben hatamı anlamayacaktım ve aynı yanlışı yapmaya devam edecektim.Bir daha da kimsenin hakkında tanımadan ön yargılı davranmadım. Dersimi almıştım.Allaha şükrettim gözlerimi ve kalbimi açtığı için.
O olaydan sonra bütün önemli günlerde ve sık sık ararım hatırlarını sağlıklarını sorarım.Onlar için sağlık sıhat uzun ömür dilerim onların hayır dualarını alırım.Allah tonton Hanife ablam Mustafa amcamdan razı olsun.
ERAY ÖZGÖR SARIKAYA
4.2.2012
YORUMLAR
harika anlatımdı yine gözlerim doldu niye bu kadar sulu gözüm bilmiyorum evet ön yargı hiç sevmediğim bir olgudur insanları olduğu gibi kabul etmek gerekir diye düşünüyorum bakınız nereden nereye gün doğmadan neler doğuyor siz yeterki iyiliğin ambarınabir şeyler koyunuz anlamayan anlamasın insanı insan gibi görüp insan olduğu için sevmek gerektir diye düşünüyorum nihayetinde size güzel bir ders olmuş palaşımlarınız için teşekkürler
saygılarımla selamlar
İçtenliğiniz ve insanca bakışınız güzeldi olaylara.Hatalarımız elbete olabilir ama hatalarını fark edip hatalarından dönmek güzel meziyetlerdir değerli arkadaşım..Önyargılardan arınmamız gerekiyor.Bir tek kendimiz iyi insanmışız gibi , diğer insanların insanlıklarından ise hep kuşkular içerisinde , hata daha da ötesi bilip bilmeden negatif düşüncelere girmememiz gerekiyor.Bu konularda eğitici ve öğretici bir yanı da olan güzel yazınız için kutluyorum sizi ve kaleminizi.
Selam ve saygıyla.
ERAY ÖZGÖR SARIKAYA
yazıyı okumadım yaşadım diyebilirim .günlerce yoğun bakımda beklemenin çaresizliğini çok iyi bilirim. mesela senelerdir hastane ve ambulans sesine tahammül edemem ben.
hatta yazarken bile duraksamanız ve daha sonra belki yazabileceğinzi söylemeniz
yazarken tekrar o anı yaşıyor olmanız ve koca bir yumruğun gelip boğazınıza oturduğunu nefes almakta zorlandığınızın göstergesidir .yoğun bakım kısmını okurken senki yoğun bakım önünde bir sağa bir sola dolaşıyordum .sanırım bu kısmı daha fazla uzatmasam iyi olacak..
ön yargıya gelince sanrsam benim önyargılarım alınmış insanları tanımadan seviyor ve ya sevmiyorum diyemiyorum tanıyor veya tanımıyorum deyip geçiştirirm hep ve tanımaya ve anlamaya çalışırım genelde. bazen beni deli edecek kişiler bile olsa :)
bu arada bir şey dikkatimi çekti
bu güne kadar benim yazdığım en uzun yorum oldu sanırım rekor kırdım:) sözü kesip
geçmiş olsun dileklerimi iletiyor ve kutluyorum sizi
selam ve sevgilerimle
ERAY ÖZGÖR SARIKAYA
İbret alınası bir yazıydı.Önyargının ne kadar anlamsız olduğunu gördük. Eray hanım, herkes bizim gibi
az konuşmaz ki. İnsanlar birbirlerinden çok farklıdırlar ama birbirlerine de muhtaçtırlar..Her insanda iyi
taraflar olduğu gibi beğenmediğimiz yanlar da olabilir. Eskilerin şöyle bir sözü vardır;" iyi taraflarını kötü
taraflarına yamamak" diye..
tebrikler, sevgilerimle..
ERAY ÖZGÖR SARIKAYA
sevgiler selamlar
Çok güzel ve çok anlamlı bir yazı okudum evet gerçektende insanlara ve olaylara ön yargı ile,
yaklaşmamak gerekir ki..bu yazıda bunun en somut örneği,kutlarım,
Kaleminize yüreğinize sağlık tebrik ederim,
Saygı selamlarımla.
ERAY ÖZGÖR SARIKAYA
ön yargı çoğu zaman insanı hep hayal kırıklığına uğratır...içerikte anlatımda çok güzeldi saygılar
ERAY ÖZGÖR SARIKAYA
ERAY ÖZGÖR SARIKAYA
ERAY HANIM YAZI GUZEL HERZAMAN INSANLAR HER SEYE ON YARGI KOYARLAR MESELA SIZE ONYARGI YAPMIYORLARMI YOK VIRGUL KOY NOKTA KOY GIBI SIZ YAZININ ICERIGINE BAKIN NOKTASINI VIRGULUNU DE SIZ KOYUN OKURKEN...ESKİ YAZILARINIZI A DÖNÜP OKUDUM.BU YAZINIZ ŞİMDİYE KADAR YAZDIKLARINIZ İÇİNDE EN İYİSİYDİ GERÇEKTEN DE... SAYGILARIMLA...
..
Ondan_Sonra tarafından 2/4/2012 9:22:07 PM zamanında düzenlenmiştir.