- 1738 Okunma
- 1 Yorum
- 0 Beğeni
DOSTLUK
DOSTLUK
Her erdemli kavramın olduğu gibi bunun da içine ettik. Dostum, can dostum, arkadaşım, samimi arkadaşım, gönül dostum, yenilerde Kanka (kan kardeşim demekmiş) gibi kelimeleri ne kadar kolay kullanıyor veya muhatap oluyoruz.
Cemiyette yalnız yaşanmıyor ve hayat boyunca yüzlerce insanla karşılaşıyoruz. Okul arkadaşı, asker arkadaşı, meslektaş, komşu, iş arkadaşı, siyaset arkadaşı, masa arkadaşı ve hemşehri gibi. Zaman içinde bu ve buna benzer yüzlerce tanıdığımız oluyor. Bir de seçme hakkına sahip olmadığımız akrabalarımız.
Bunlarla sosyal ilişki seviyesi bazen tanıdık, bazen arkadaş, bazen de dostluk düzeyinde oluyor. İlişkimizi hiç bir sınavdan geçirmeden kanımızın kaynadığı birine daha ilk günlerde kolayca arkadaşım, dostum diyebiliyoruz. Bu ifade bir yanılgı mı? Yoksa bir iltifat veya rüşvet mi emin değilim ama bunu sık sık yapıyoruz.
Daha sonra çoğu kez hayal kırıklığına uğruyor, bu dostluktan pişmanlık duyuyoruz. Can dostum, arkadaşım dediklerimizle bir süre sonra küsüyor, kırılıyor, hatta kanlı bıçaklı oluyoruz. Yıllarca bir selamı bile esirger hale geliyoruz.
Bana göre tanıdıklıkla başlayan, arkadaşlıkla devam eden gerçek bir dostluğun oluşması için birçok sınavdan geçmesi gerekir.
Kara gün dostluğu, karşılık beklenmeyen fedakarlık, sır saklama, güven, olgun bir kişilik dostluğun olmazsa olmaz şartıdır. Ama mutlaka dostunuzun akıllı olması gerekir. “Akılsız dostun olacağına, akıllı düşmanın olsun” sözü bunun için söylenmiştir. Yarınlara yatırım yapan tüccar gibi, maddi ve sosyal statüsünden çıkar sağlamak düşüncesiyle icat edilen dostluğun iş ortaklığından farkı yoktur. İş ortaklıklarının sermayesi para, amacı karlı çıkmaktır. Dostluğun sermayesi ise; güven, dürüstlük, fedakarlık, sadakat, vefa ve sevgidir.
Sohbetinden çok sevk aldığım bir dostum yıllar önce bana şöyle demişti.
“Bizim köyde yedikleri ayrı gitmeyen iki örnek dost vardı. 60 yıllık arkadaşlıkları boyunca bir kez olsun birbirlerine;
- Laf aramızda kalsın dememişlerdir.
Boş bulunup niye diye sorduğumda.
- Birbirlerine o kadar güvenmişlerdir ki, bunu söylemeye lüzum hissetmezler. Bir de bunu söyleyen arkadaşının ona güvenmediğini düşünüp incinmesinden korkar.
Birine dostum demeden önce ince eleyip sık dokumalı, söyledikten sonra da dostluğun üstüne bir anne şefkatiyle titremelidir diye düşünüyorum.
Tanrı bize taşıyacağımız kadar dost, ama illaki akıllı dost versin.