- 1476 Okunma
- 4 Yorum
- 0 Beğeni
O'ndan önce…
Hz. Muhammed’in doğduğu Arabistan’da inanç, ahlak, kültürel, ekonomik ve sosyal durumlar.
Araplar İslamiyet öncesi Arap Yarımadası’nda göçebe olarak yaşıyorlardı. Geçimlerini ise hayvancılıkla sağlıyorlar, ayrıca bazı Araplar da Arabistan’ın iç kesimindeki vahalarda tarımcılık yapıyorlardı. Bunların yanında önemli geçim kaynaklarından biri de çöl adeti olan kervan soygunlarıydı. Örgütlenme biçimleriyse "Bedevi klasik" sistemidir.
Tapınan Kâbe sayesinde Mekke kutsal kent kabul ediliyordu. Şehir yönetimi tarafından ticaretin gelişmesi için kabileler arasında barış ilan ediliyor ve bu dönemde kabileler Mekke’deki tapınağı ziyaret ederek hac ziyaretlerini yerine getiriyorlardı. Ekonominin temelini oluşturan kervanlara, yani ticarete yönelik soygun ve talanlar bu dönemlerde azalsa da devam ediyordu.
Sosyal yaşam içerisinde köleler ve köle sahipleri bulunmasına karşın köleler daha çok ev işlerinde, kervanların korunmasında ve cariye olarak kullanılmaktaydı. Üretimde köle emeğinin kullanılması çok ender görülen bir şeydi
Dinsel anlamda ise İslamiyet öncesi egemen olan din putperestlikti. Her kabilenin, her biri bir tanrıyı simgeleyen çok sayıda putu vardı. Putlar genellikle kadın, kuş, aslan vb. şekillerde tasvir edilmişti. Tüm kabilelerce kutsal kabul edilen Kabe’nin içi putlarla doluydu. Arabistan’da Kâbe dışında bu dönemde yüz kadar daha tapınak bulunuyordu. Yahudilik ve Hıristiyanlık da zamanla tüccarlar aracılığıyla Arabistan’a girmişti.
Bölgede ise inanç yönünden çok çeşitlik mevuttu en yağın olarak ise Hanif dini, Yıldızlara Tapma, Mecusilik, Hıristiyanlık, Yahudilik, Putperestlik hakimdi en çok tapılan putlar ise menât, lât, uzzâ, hubel. Bunların dışında İs’af, Naile, Vedd, Suva’, Yağûs ve Ya’ûk vb. adlarla meşhur başka putları daha vardı. Ki, bunlardan bazıları eski Arap şiirlerinde geçmektedir. Örneğin: Amr b. Humame ed–Dusî, Zülkeffeyn adlı putu yaktığı zaman şu beyti söylemiştir:
"Ey Zulkeffeyn ben senin babandan kalma değilim. Benim doğumum senin doğumundan öncedir. Ben senin kalbine ateş doldurdum." (Şükrî, 2/209)
Araplar, putlarını taştan ağaçtan vb. maddelerden yaptıkları gibi, yiyecek maddelerinden de yaparlardı. Meselâ, Hanife Oğulları kabilesi hurma ve undan yapmış oldukları büyük bir putu, kıtlık zamanında yedikleri için diger kabilenin şairi tarafından şöyle kınanmışlardır:
"Hanife oğulları, kıtlık ve açlık zamanı tanrılarını yedi." (Kal’acî 1998, 16)
Yine başka birisi evinin bahçesine diktiği putuna bir tilkinin gelip bevlettiğini görünce, buna çok sinirlenmiş, bu saygısızlık karşısında kendisini koruyamayanın nasıl tanrı olabileceğini, tepesi atarak şöyle dile getirmiştir:
"Tilkinin başına işediği, tanrı mıdır – Dikkat edin, tilkilerin başına işedikleri aşağılanmıştır." (a.g.a)
Sosyal düzen
Aile: Cahiliye Arapları aileyi oluşturma ve aile kurma düzeni de karmakarışıktı. O gün yaygın olan başlıca evlenme çeşitleri ise bu gün üzerinde çok düşülmesi gereken cinstendir.
Erkeğin evlenmek istediği kızı velisinden istemesi suretiyle.
Değişik erkeklerle fuhuş yapan kadının, doğan çocuğunun o erkeklerden birine ait olduğunu söylemesiyle.
Bir kadının, gizlice ilişkide bulunduğu erkekten çocuğu olmasıyla.
Erkeğin, ilişki kurduğu başkasına ait cariyeden çocuğu olunca onu satın alması yoluyla
Diğer taraftan, iki kız kardeşle birden evlenme âdeti olduğu gibi, üvey anneyle de evlenme âdeti Diğer taraftan, iki kız kardeşle birden evlenme âdeti olduğu gibi, üvey anneyle de evlenme âdeti vardı. Kocası ölen kadın, üvey oğullarına miras olarak kalırdı.
Bir cahiliye Arap karısını boşar veya ölürse, bu adamın büyük oğlu bu kadınla evlenmek istediği zaman elbisesini kadının (üvey annesinin) üzerine atar, bu suretle Mehir vermeye lüzum kalmadan, o kadın onun karısı olurdu. Bu üvey oğul, isterse onunla evlenir, isterse satar mihrini kendisi alırdı. Ancak kadın, çabuk davranarak üzerine elbise atılmadan kendi kabilesine kaçabilirse bu durumdan kurtulabilirdi.
Bu konuda Kur’an–ı Kerim’de şöyle buyurulmaktadır:
"Daha önce geçen durum bir tarafa, bundan böyle babalarınızın nikâhladığı kadınları artık nikâhlamayın. Hiç şüphe yok ki bu, Allah’ın gazabına sebep olan bir hayasızlıktır. Ne iğrenç bir yoldur o!" (Nisa, 4/22)
Kız çocuklarının diri diri gömülmesi hadisesi çok bilindiğinden bu konuyu geçiyorum.
Eğitim. Araplar son derece cahil insanlardı Yıldızlar (ilmi) ve tıp konusunda, yağmur ve rüzgârlarla ilgili bazı bilgileri vardı. Okuryazar oranları yok denecek kadar az olmasına rağmen şair ve şiir kutsal itibar gördü bunu bu örnek herhalde çok ne anlatır.
Ömrüme yemin ederim ki, nice gözler dikildi o tepede yanan ateşin ışığına. O ateş, iki kişi ısınsın diye yakılan ateştir. O ateş üzerinde, cömertlik ve el–Muhallak bütün geceyi uykusuz geçirmiştir. el–Muhallak’la ben bir annenin memesinden sütünü emen iki süt kardeş olarak karanlık gecede anlaştık. Asla birbirimizden ayrılmayız." (Cahız, 2/229) der. O yıl geçmeden el–Muhallak’ın bütün kızları evlenir.
Rasulüllah (s.a.s.)’ın yetiştiği çevre, dinî, iktisadî, içtimaî ve manevî açıdan, gerçekten o gün için dünyanın en bozuk çevresiydi. İtikatlar bozulmuş, belli bir otoritenin olmayışı her tarafa korku salmıştı. Kuvvetlilerin söz sahibi olduğu düşüncesi hakimdi. İnsanlar devamlı bir saldırı korkusu içinde yaşıyorlardı. Gerek bölgenin verimsizliği gerekse servetin kötü dağılımı, bölgedeki her türlü gelişmeyi engelliyordu. Aile düzeninin kuruluşundan tutun, kabile taassubunun gözleri karartmasına kadar, sosyal bünyeyi bozan unsurların varlığı, bütün kabileleri, bir araya getirecek devlet şuurunun olmayışı, kuvvetli kabilelerin zayıfları yeme haklarının olduğu inancı ve bütün bölgeye hakim olan orman kanunları.
Akif’in veciz ifadesiyle:
"Sırtlanları geçmişti beşer yırtıcılıkta / Dişsiz mi bir insan, onu kardeşleri yerdi."
Dünyaya gelişi güneşin doğuşu gibi hem kâinattaki sosyal düzeni hem uhrevi hayatın kurtuluşuna ait reçeteleri her gün bir ihtiyaç olarak artarak devam etmektedir
Nitekim Ondan sonraki özlemler hiç bitmemiş artarak devam etmiştir.
Ya Muhammed (sav)! Sana muasır olamadığımdan, çok müteessirim. Beşeriyet, Senin gibi mümtaz bir kudreti bir defa görmüş bir daha göremeyecektir. Binaenaleyh, Senin huzurunda kemal-i hürmet ile eğilirim"
BISMARCK
“Şöyle bir göz atmakla, Hz. Muhammed’in, bütün vasıflarını ve kahramanlıklarını görmek mümkündür. Bunlardan bazıları Peygamberliğinin ilk günlerinde ve bazıları da peygamberliğinden sonra olmuştur. Eşsiz mucizeleri gördüğüm zaman, O’nu rütbe bakımından insanların en büyüğü ve en yücesi olarak mütalaa ediyorum. Hatta; insanlık O’nun bir benzerini görmemiş ve görmeyecektir de…”
Mohammed and Mohammadanism, London 1874
’Ben şahsen Hz. Muhammed’in hayranıyım.’
Sosyolog V.D.Eratsen
“Kral ve vezirler gibi azamet ve debdebe perdeleriyle gizlenmiş değildi. Kendi hırkasını kendi yamalar, kendi ayakkabısını kendi tamir ederdi. Harbe gider, ashabı ile istişare eder, emirlerini onlarla beraber verirdi.
Nasıl bir insan olduğunu her yönü ile kavminin bilmesi için böyle yaptı. Ona artık, siz ne isterseniz öyle deyiniz. Dünya’da taç ve ihtişam sahibi hiçbir imparatora, yamalı bir hırka içindeki bu insan kadar hürmet ve itaat edilmemiştir. Yirmi üç yıllık dünya imtihanı, gerçek bir kahraman için lüzumlu bütün unsurları taşımaktadır.”
Thomas Carlyle (Meşhur İngiliz Düşünür
daha eski dinler, insanların ruhları üzerindeki hâkimiyetlerini günden güne kaybetmekte oldukları halde, Hz. Muhammed’in dini bütün kudret ve hâkimiyetini muhafaza etmektedir.”
Dr. Gustave le Bon (Fransız sosyolog ve amatör fizikçi)
Ne yazsak ne söylesek azdır bilirim Nemrut’un ateşine su taşıyan karınca gibi seni anmanın yolundayız Rabbimize binlerce şükürler olsun ki bize O’na ümmet olma şerefini bahşetti
Rabbimiz Bizleri şefaatinden sancağının gölgesinden mahrum eyleme. Sonsuz salat ve selam olsun..
mevlit kandiliz mübarek olsun…
YORUMLAR
Kaleminden güzel yazı okudum... O muhteşem güzel sevgilinin hayatını çok güzel işlemşsin var olup hayat bulmammızın kaynağıda O... Sevgiler O'na doğru akıp gitmekte... ve onun büyüklüğünü yaşadığı ortamı, hakaında söylenen sözleri çok güzel döşemişsin yazıya... Seni yürekten kutlar başarılarının devamını dilerim yüreği sevgi ve muhabbet dolu kardeşim... selamlar sevgiler saygılar... Tebrik eder başarılar dilerim...