- 618 Okunma
- 8 Yorum
- 0 Beğeni
AĞ I
Tahir önce hayallerini içinden okşarken elleriyle okşadığı midye kabuklarını tıkırtılı sesler çıkarırken gözlerinde kurumuş göz yaşlarını umursamasa da içindekiler bir zamanlar bu midyelerin sahibi olan deniz kadar aziz ve sadıktı her zaman.
Denizden gelen esinti onu teselli edercesine önce saçlarına dokundu savurdu uzayan beyaz saçlarını, sakalları da bir o kadar uzasa savururdu. Tahir kendi ak düşmüş sakalını çenesini belirli belirsiz çatlamış avuç içiyle ovalamaya başlamıştı içine düşen kaşıntı gibi sakallarının olduğu yeri avucunun içiyle iyice kaşıdı.
Her zaman ki düşüncesine dalmış tahta kapıyı tam açacaktı ki daha dün misina ipiyle bağladığı pencerenin pervazı misinadan bir şekilde kurtulup tahta kulübeyi dövmeye başlamıştı. Bu işe önce deniz sonrada rüzgar karışmıştı.
Gökyüzü az öncekine göre daha kararmış bir o kadarda bulutları da karartmıştı deniz ise aynı oranda kabarmaya başlamış bir o kadar da sesini duyurmak için çırpınışını artırmıştı. Bu sesleri Tahir’e değil kayalıklara inat çıkarsa da deniz o seslerin on mislini Tahir içinde kabartıyor ama çıkaramıyordu.
Tahir içine serinliğin çöktüğünü anlayınca taht kulübenin yarı çürümeye yüz tutmuş,çam ağacından yapılma korkuluğunun üzerinden boğazlı kazağını giyerken tükürüğüyle genzini ıslattı. Aslında bu ıslatış susuzluğundan yada boğazının kuruluğundan değildi. Bu kazak. Bu kazak onu hem terletir hem üşütürdü. O en sıcak günlerde bile bu boğazlı kazağı giyerek balığa çıkardı.
Hem terlemek için hem ısınmak için bunu kimse anlayamasa da bu kazağın her irmeğini Tahir bilerek giyiyordu. Yavaş adımlarla pervazın kopan misinasını bağlarken camdan içeriye gözü daldı. Öylesine durdu. Bekledi bekledi , baktı baktı.
Tıpkı bir zamanlar sünger avladığı zamanlar gibi bı denize... Sonra tahta kulübenin üstündeki martı rüzgara kanatlarını bırakarak havalandı. Bir taraftan kanat çırpmadan ilerlerken bir taraftan da hafif boynunu çevirerek Tahir’in o pervazı bağlamasını izleyerek rüzgarın yönüne göre kanatlarını açarak süzüldü.
Şahitlik yapmak istercesine ve karşı uçurumun kayalıklarında tüneyen diğer martıların yanına uçtu. Bu martı bu kulübede kanatlarını iyileştirmişti. Tahir pervazı çiviye misinasıyla iyice bağladıktan sonra adımlarını yalın ayak atarak tahta kulübesine girdi. Kapı girişinde öyle bir sıcak hava çarptı ki bacağına eğilip baktığında O sarı köpek birde bu tahta kulübe vardı.
Dışarıda rüzgar sesini kısmış onun yerine denize yeni armağanlar ve denizin içini daha da dolduracak damlalar bırakıyordu. Deniz biraz daha tatmin olmuşçasına damlaların bıraktığı halkaları birde üstüne konan martıları askıya atarken Tahir de yüreğini askılara O AĞI da sandalına atmıştı....
YORUMLAR
Merhaba...ööz eleştiri güzeldi...Yazmaya devam...daha ihtimamla...duraksamayın...haydi...
DİLEK YILDIZI
Ben de yaz diyorum, devam...
Bazı yazım hataları var sanırım klavyeden...
Sevgilerimle...
DİLEK YILDIZI
Korkulukların asaleti bazen kargalara sökmez fakat sen öyle bir adam ol ki yazıların kargaları korkutsun okuyan ders alsın..
Harika bir paylaşımdı..
Kutluyorum ...devam yazmaya harika....
DİLEK YILDIZI
NAZLI GÜL BEN İNATÇI BİR KEÇİYİM İŞTE KENDİMİ BİLMESEMSDE HIRSIM İÇİMDE ÇOK CÜMLELER KURACAM GÜZEL OLACAK AMA NE ZAMAN BİLEMEM AMA CÜMLELER KURANA KADAR KAFAMIDA KIRACAM KALEMİ KIRMADAN... :-) bu içsel buradan gelecek yorum yada tatmin için değil buna inan...
nazlıgül
ERAY ÖZGÖR SARIKAYA
SEVGİLİ YAZAN ADAM BU İŞİ YA TAM YAP YADA YAPAR GİBİ GÖRÜNME...İKİ YAZI YAZARSAN EĞER KUSURSUZ ÖYLE YAZ Kİ...GÖLGEN BİLE ADAM OLSUN....ÖYLE BİR CÜMLELER KURKİ KORKULUKTA Kİ ADAM GİBİ GERÇEK OLSUN...AMA SEN SEN OL ADAM GİBİ ADAM YAZILAR YAZ KİMSENİN GÖLGEİSNDEKİ KORKULUKLARDAN ZİYADE SANA YAKIŞAN YAZILAR YAZ GÜCÜN YOKSA EĞER YAZILANLARI OKU DEĞERLİ KARDEŞİM BEN....
Aynur Engindeniz
Aynen öyle; devam edin.
Takipteyim.
Saygılar.
DİLEK YILDIZI
DİLEK YILDIZI
(ben birazdan kendime yazacam yorum sakın üstünüze alınmayın )
DİLEK YILDIZI
sağol ANNEM...iyi ki varsın...
DİLEK YILDIZI
Ellerinden öptüm....