Bursa'da olsaydık(2)
O değil de;
Nerde kalmıştık...
Çilem bitmemişti... Bursa’lı kızımız ve saz arkadaşları otobüsten indikten sonra yerlerine üç adam geldi. İkisi tanışıyorlardı... diğeri de sorunlu arkadaşımız...
Elinde telefon bir kadınla konuşuyor ve her ne hikmetse telefonun öbür ucundan kadının sesi geliyordu;
- ben eve gelmicem bu akşam
- neden? mesaiye mi kaldın?
- evet...
- ben sana kalma demedim mi!
- beni göndermezsen bende böyle mesaiye kalırım işte!
- derhal işyerinden çıkıp bi taksiye binip doğruca eve gidiyosun... hemen!
- eve gitmiyorum işte...
- bak gelirsem oraya senin ağzını gözünü patlatırım!
- dıııttt...
Kadın telefonu kapattı. Adam ısrarla arıyor. Kadın telefonu açmadı.
Bu arada;
Bi dakkalığına otobüsten ineyim miii... çok güzel kar yağıyorrr... Bu sevinçli haberi de verdikte sonra otobüsten devam edelim.
Adam aramaya devam etti ve kadın telefonu nihayet açtı. Adam;
- beni duydun dimi! eve git diyorum sana!
- mesaiye kalmasam bile eve gitmem...
- geldiğimde evde olma, bak gör neler olacak!
diyerek, telefonu kapattı. Yanındaki adam da şiddet yanlısı adamın suratına her an yumruk vuracakmış gibi bakıyordu. Güleceğim geldi de camdan dışarı baktım... Pek görülesi değildi. Heryer buzdu.
Oturduğum koltuk benim için kötüydü. Yüksek bir koltuktu ve bacağım fena halde rahatsız oldu. Saatlerce oturunca da fena halde gerildim. Kramp girmesiyle birlikte sıçrayarak yerimden kalkınca yanımdaki adam son derece nezaketle, ’inecekmisiniz hanfendi’ diyerek yol verdi.
Cevap vermeden fırladım yerimden. Acıdan gebermiştim o an...
Bir süre otobüsün arasındaki boşlukta camdan dışarıyı seyrettim. Bacağımın acısını unutmaya çalıştım ama nafile... Kramp geçti ama bu defa da yerini pis bir acıya bıraktı.
O ara tanıdık bir ses duydum. Birisi telefonda konuşuyordu ve sesi aynı Musti Amcama benziyordu.
Alla’m lütfen lütfen dedim... O olsun. Sesin geldiği yöne gidince ön tarafta amcamı gördüm. Annesini görmüş çocuklar kadar mutlu oldum.
Beni görünce amcamın ilk tepkisi,
- bu saatte senin dışarda ne işin var!
- dimiii... dimiii... Bursa’da olsaydım şimdi evdeydim...
- ne Bursa’sı kızım?
- boşver amca boşver...
Sonrasında akraba muhabbetleri yaparak vakti geçirdik. Hem bacağımın acısını da biraz unutmuştum.
Saat 20:00 olmuştu ve daha Kartal merkeze bile gelememiştik. Amcamla vedalaşıp otobüsten indim.
Çilem bitmemişti...
(Devam edecek)
YORUMLAR
Çile bülbülüm çile. Seninki de çekilir, dert değil vallahi. Otobüste ayağa kalktığında, sen de adamın suratına vuracakmış, gibi baksaydın, halini anlardı, bence. Eeee! Bursa'da olsan, bunlar başına gelmezdi. Benden söylemesi. Saygılarımla
Esma KAHRAMAN
Sayın yazarım bende bursaya gideyim diyorum ya.... Belkide keramet oradadır, bulurum mutlu olurum..:)
Esma KAHRAMAN
Bursada olsaydınız;Harala,gürele,itiş,kakış hop evdeydiniz ve Yolculuk öyküsüde yazamazdınız.Bakın biz bursada yaşayanlardan yolculık anıları çıkıyormu?Bardağın dolu tarafından bakın siz istanbullular ne kadarda şaslısınız,bol macera,bol anı.İmrendim bakın şimdi sizler;Şimdi istanbulda olmak vardı;Galatada,taksimde,Ahh üsküdarda,yada güzelim inci taneleri adalarda olmak vardı.Biz mudanya,gemlik ve uludağla yetinicez artık.:))
Esma KAHRAMAN
tamam bi kebapçıda iskender yedim ama o da sadece yolu güzergah olarak kullandığımızdaydı.
:) bursa açığımı en kısa zamanda gidermeliyim.
:) sevgilerimle.
Yok arkadaş ya...ben tası tarağı toplayıp Bursa'ya yerleşeceğim. Olmayacak İstanbul'da.
Selam ve saygılar.
Esma KAHRAMAN
:))) sevgilerimle.
sami biberoğulları
Hanımefendi geçmiş olsun ! Amcanız hızır gibi yetişmiş...Telefondaki kavgaya gelince; o evlilik bitmiş de ruhun çıkması kalmış gerye bence...Dilemem tabii ama köy de görünüyor yani :((
Devamını bekliyoruz bi hayırlısıyla varsaydınız eve :))
Tebrik eder saygılar sunarım.
Esma KAHRAMAN
:) hayırlısıyla bi varsaydım eve harbiden... hoş bugün nasıl varcam o da ayrı bi dert...
:) Sevgiler Sayın Yazarım.