- 536 Okunma
- 2 Yorum
- 0 Beğeni
Hastanede
Bugün hastanede ki emekli ve yaşlıları izledim öyle yorgun öyle bitkin halleri vardı ki.
İyileşmek için gittiğimiz hastanelere bakalım; kuyruk o kadar uzun ki sanki tren koridoru.Hiç ilerleyemeyen bu kuyruk insanı canından o kadar bezdiriyor ki . Hastalığı unutup yorgun bedeniniz size isyan ediyor. Ya sizi bunca yıl taşıyan ayaklarınız?Nasıl da zorlanıyor ve isyanda. Karşınızda ulaşırsanız size sıra verecek kişilerin her tavrı sizi çileden çıkaran cinsten. Kahkahanın ve dedikodunun bol olduğu, birde hani şarkıda ki gibi arsız arsız patlattığı sakız, işte bu çileden çıkaran hatta çıldırmanıza ramak bırakan hazır hastanedeyken psikiyatriye de bir uğra dedirten cinsten. Birde yemek tarifleri bu arada çaylar yudumlanıyor
“ bu gün de tabilot da köfte varsa inan ki yemem” diyor biri. O anda şeytan diyor ki … Ne diyor? Onu da siz bilin bakalım.Orada on kişi bu şekilde sıranız geldiğinde de “nereye?” diye bir soru “mümkünse doktora bir zahmet!” “Ay bu yaşlılar bir evlerinde otursalar ayol sabah gözünü açan burada” diyor.
Çok yoruldu zavallım saat ““10. 30”” olmuş üç kişi kaydetti. Yazık yorgun tabi ki , yaşlılar duysa acır(!!) gelmezler ama kulakları duymadığı için olacak ki geliyorlar yoksa sizi hiç yorarlar mı.Gerçekten büyük ayıp ediyorlar size karşı ne kadar saygısız ,düşüncesiz bu yaşlılar ve hastalar! Siz sakız çiğneyin…Sizi işinizden alı koydular tüh ya çok üzüldüm şimdi ne olacak? Yazıklar olsun size yaşlılar ve hastalar hiç mi bunları düşünmüyorsunuz? Bakın YIĞINLA İŞLERİ var daha kahve bile içip fal bakamadılar.Niçin mi diyorsunuz hepsi sizin yüzünüzden. Ah işte benim Türkiye’min manzaraları . Bu aşamadan geçip sıra alanları dinleyelim bakalım şimdi.
Hayatların tükenmişliği ve insanların çaresizliği , gördüklerime inanmak istemesem de gerçekler bunlar.
Bu gün hastanedeki emekli ve yaşlıları izledim.Öyle yorgun öyle bitkin bir halleri var ki.
Hayatı tüketen hayat ne acımasız!!! Biliyor musunuz?Burada kuyruk beklemek, muayene olmak, ilaç almak için olağan üstü bir çaba harcanıyor.Doktora ulaştığı zaman bir takım dertlerin birkaç tanesi unutuluyor. Oysa biraz önce bir birlerine o kadar çok ağrı sancı anlatmışlardı ki tansiyon vesaire… İşte bu kısacık mesafede bile neler olmuştu bakın. Ha!!! Birde hastanede hijyen önemli tabi ki(ki kimsenin umurun da değil) yaşlılar için bu çok önemli!! Çocuklardan çok, mikrobu aldığı gibi evine taşıyan yaşlı bir türlü dertten kurtulamıyor. Çocukları koruyan bir ana baba var.Ya yaşlılar???Kendini idare edemiyor.Tuvaletler malum elleriyle tutunmadan bir işlem yapmaları mümkün değil , olduğu gibi oradaki mikrop üstünde. Oysa hastanelerin giriş çıkışlarda elleri dezenfekte için bir önlem alınsa. Yurt dışında elleri dezenfekte etmeden çıkamadığınız açılmayan kapılar var. Biz de bunları yapsak, sağlık önemli değil mi? Yaşlımız, gencimiz hastaneye iyileşmek için gideriz ama oradan getirdiğimiz mikroplar ne olacak??? Şimdi dönelim yaşlı hikayelerine. Bu gördüğüm insanlar bir zamanın centilmen delikanlıları çıtır kızlar mı?İnanmam bir bakın hallerine hayat hayatlarını yok etmiş .Her biri bir köşe bulup oturmuş. Kimi uyukluyor kimi ise sıkıntıdan esnese de asla susmaz derdi büyük.Oğlunu kızını ve damadının kariyerini anlatıyor. Ya gelin??? Ona gelince kaşlar çatılıyor ve de mutsuz bir tavırla onu şikayet ediyor da ediyor.Bu yaşlıyı dinleyenlerde onu bastıra bilmek için olağan üstü bir çaba harcıyor ve hepsi bir ağızdan konuşuyor.Ve de sesleri nereden duyuluyor bilmiyorlar artık.Hiç de önemli değil onlar için kendileri duymakta zorlanıyorlar ya!
Neyse hayatları kaymış velhasıl. Kimi kambur olmuş kiminin bacakları çarpılmış. Birbirlerine tansiyonlarının kaç şekerleri kaç sorarlar ve ilaç tavsiyesi verirler geçmişin bu yürek hoplatan gençleri!!Hayat öğütmüş hepsini öğütülmeyen hayatın darbesini yemeyen yok içlerinde!! Vay be… Bize ne kadar zaman var?diye düşünmekten kendimi alamıyorum bu gördüklerim karşısında.Bunların hayatını ulaşmak için ne kadar zamanımız kaldı sizce? Neme lazım benim bu günkü manzara karşısında bir adım daha atacak halim yok.Ben burada O durumda kalsam diye düşündüm!Hayattan ne kadar daha harcamaya yetkiliyiz? Ne kadar kredi verildi? Gelecek kapıda işte görünüyor . Bizi geldiğimiz yere geri döndürüp, toprak bizden beslensin diye oraya gömüyor.İşte hayatın hayatıma yaptıkları!... Ne de güzel bir insan doğmuş derken gençlik
ve işte yamuk yumuk bir hayat. Nerede güzelim kızlar ve delikanlılar?
Birbirlerini görünce hoplayan yüreklerine ne oldu şimdi? Gözünü zor açarak sıcak bir köşede uyuklayan bir dede ve bir nine….. Ah hayat ah hayatıma ne yaptın diyen buğulu bakışlar.Ne de çabuk tükettin bir hayatımı. Sonucu bu işte doğdum iki metreydi öldüm iki santim kısaldı gitti!!! Bugünkü manzara işte bu.
Bizim ki nasıl olacak ne dersiniz ?
GURBET MELEĞİ