Meselci'ye Mektuplar 3
.............................................
Sımsıcak duygularımla selamlıyorum seni meselci.
Hava buz gibi. Hava gri. Hava kurşun gibi ağır, Nazım’ın deyişiyle. Hava bulutlu. Hava hem kar’a, hem yağmura tam gebe. Hava ıpıslak. Hava kaygan. Hava kış kokusunda. Soğukları iliklerime kadar hissediyorum. Sanırım üşüyorum. Sanırım üşürken çok kez üşüyorum. Yalanım yok sana. Beceremiyorum yalan konuşmayı. Ki bilirsin yalan dolanla işim olmaz. İşim gücüm edebiyata endeksli. Ve şiirdir benim adresim.
Ama üşümek de güzel olabiliyor bazen.
Çünkü üşümek olmasaydı belki ısınmanın tadına varmazdık. Belki sıcaklık nedir bilmezdik. Belki güneş bu yüzden var. Demek neymiş, zıddıyla anlamlıymış her şey. Ancak senin zıddın yok. Dünyada tek bir MESELCİ olduğuna, seninle gözlerim kapalı bahse girerim. Şanslı ve farklısın. Bunun için seni KUTLUyorum. Seninle neden gurur duyduğumu öğrendin artık. Güvercin taklası atabilirsin rahatlıkla.:)
Mektuplarıma cevap yazmıyorsun diye, sana hiç kızgın değilim. Zorlayamam kalemini. Yüreğini incitemem. İyiliğini istiyorum. İyi olmanı diliyorum hep. Sen iyiyken ben de kendimi huzur içinde buluyorum. Sen iyiyken daha estetik şiir karalıyorum. Sen iyiyken günlerimin vakti dolu geçiyor. Sen iyiyken tüm hastalar iyileşiyor sanki. İnan bana pozitif enerji veren bir varlığın var...
Bugün 31 Ocak 2012. Ocağın son yaprağı da düşmek üzere. Bir ay geride kalacak birkaç saat sonra. Yarın Şubat’a merhaba diyeceğiz. Yarına varmamız da mümkün olmayabilir. Dünya hali bu, olur mu olur. Temkinliyim yaşarken. Yaşarken ölümü unutmuyorum. Nefes alıp verirken şükretmeyi es geçmiyorum..
Yaşamak eşittir yaşlanmak. Yaşamak eşittir bir daha düne ve dünlere dönememek. Yaşamak eşittir giden zamanı bir daha çağırmamak.
Yaşamak çok defa habersizce ölmektir ya da.
Meselci, mümkünse bu mektubu birkaç kere oku.
Öyle istiyorum...
........................................
Mehmet Selim ÇİÇEK
31 Ocak 2012, Kerboran
YORUMLAR
Bir "yazarın" kendisine mektup yazması eski ama aklımda kalan bir "anekdot"u çağrıştırdı bana.
Ünlü yazarlardan Lamartine,bir gün postahaneye mektup atmaya gider.Zarfı alan postacı bakar ki,gönderici ile alıcı aynı..
-Efendim,bir yanlışlık olmasın,aynı adrese yazılmış deyince,
Lamartine de,
-Bana mektup gelsin yeter ki,isterse benden gelsin deyiverir...
Bu anlamda insanın kendine yazması "güzel"dir diye düşünürüm...