- 2030 Okunma
- 11 Yorum
- 1 Beğeni
Şairi Şairler Vurur
Okuduğunuz yazı Günün Yazısı olarak seçilmiştir.
Dengi olmayan insanların muhabbetlerini kulaklarına yükleyerek, dengesiz olmamak için bilerek susmuştu. Konuştuğunda, söylediklerinin yaşadıklarına denk gelmesini istediğinden, konuşmadan önce yaşamayı ve yaşadiktan sonra konuşmayı yeğlemişti.
Uzun bir kışı ardında bırakmış çıplak bir dalın, ilkbaharda yeşillenip tomurcuklanarak ve yaza vardığında meyvalarının çokluğundan kırılıp düşerek, onu besleyen toprakla tanıştığı gibi tanışıyordu sözlerle.
Dengi olmayan insanların muhabbetlerini kulaklarına yükleyerek, dengesiz olmamak için bilerek susmuştu.
Konuştuğunda, söylediklerinin yaşadıklarına denk gelmesini istediğinden, konuşmadan yaşamayı ve yaşadıktan sonra konuşmayı yeğlemişti.
Sessizliğin havayı bir bıçak gibi kesip, korkunun insan gırtlağını düğümlediği bu anı beklemişti.
Biliyordu.
Sözlerini, terli bir tene yelpazenin serinliği savurduğu gibi hafif hafif bırakmalıydı.
Bencilliğin kavurduğu tenler alev almaya hazırdı.
Bu an söze giriş anı.
Ölenlerin ardından konuşulmazlığın tabusunu yıkmanın işte tam zamanıydı. Kurşun sesinin akisleri henüz kaybolmadan,
tetiğe basanın adını vermenin zamanı, ölenin kim olduğunu söylemenin zamanı, dilbazların soytarılığını, katilliğini anlatmanın tam zamanıydı.
Biliyordu.
Melek yüzlü katillerin burada saklandıklarını.
Biliyordu.
Duru suların nasıl bulandırıldığını.
Bütün bunlara rağmen, konuşmalıydı.
Zaman aşımına uğratmadan yaşananı, söylemeliydi tüm olanı.
Şimdi ve burada söze girmeliydi.
Bir düşünceyi sözlerle aktarmak zor bir sanattı. İki kıyıyı birbirinden ayıran bir akarsuyun üzerine köprü kurmaya benziyordu.
Köprünün direklerinin oturacağı ayakların temelini oluşturacak ağır ve dayanıklı taşların suya karşı koyup yerinde durarak ve üzerine yığılan taşlarla daha da güçlenerek, temel atılacak bir taban yaratmak işin en zoruydu.
Çok doğru olduğu halde hiç birşey ifade etmeyen çok sözlere şahidimdir. Gerektiginden önce veya sonra söylendiklerinden ötürü.
Seni durduğun tepelerde göremeyen, fundalıkların içinde kaybolmuş insana yapabileceğin en büyük iyilik ona ayna tutman olacaktır.
Aynamı kırmayın, o size yolunuzu gösteriyor...
Gölgelerin kararttığı yerlerde telaşla ve zıpır zıpır gidip gelen ışığın peşine düşerek yolunu bulacak ve en nihayetinde seni bile görecektir.
İnsan beynini de böyle düşün, gölgeli, yolsuz bir fundalık.
Eğer sende geçmişsen oralardan ve bir tepenin üstündeysen ve güneş görüyorsan ve yaşamışlığın varsa elinde, konuş o zaman,
gir söze, anlat anlatacaklarını, susma.
Sözlerin ayna tutsun yaşama.
Bakalım; dilinin altından çıkarmayı başardığın o cevheri, dilinin üstünde ne hale getiriyorsun.
Kim vuruyor şairleri şairlerden başka?
Kim daha çok kıyıyor şiire şairden başka?
Söyle...!
Söylediklerinden ötürü sevmediklerimiz, sevdiğimizden ötürü söylemediklerimiz var.
Sen ne diyorsun?
Kim bastı tetiğe?
Hepimiz...
Kim vuruldu?
Hepimiz...
Ölenlerin ardından konuşuyorum, ölmeyenler yaşasın diye.
İki kıyıyı birbirinden ayıran bir akarsuyun üzerine köprü kurarken beni boğdunuz.
Tepenin üzerinden güneş tutarken, aynamı kırdınız.
Söze girmek istedim, lafımı ağzımda bıraktınız.
Ey şairler bugün burada bir şair vuruldu.
Onu şairler vurdu!
Bir düşünceyi sözlerle aktarmak zor bir sanattı ve
duygu dolu bu kalp sizler olmadan da yalnızdı...
Sessizliğin havayı bir bıçak gibi kesip, korkunun insan gırtlağını düğümlediği
zamanlardı
onun için herkes bu ölüme sustu...
YORUMLAR
Murat Kayali
SELAMLARIMLA
Murat Kayali
inanın yazıyı okuduktan sonra sustum kaldım..
böylesine bir gerçeği böylesine zengin imgelerle sunabilmek büyük bir kalemin ucundan çıkar ancak...
gerek tema ve gerekse edebi ustalık sonucunda ortaya çıkan bu güzel sayfa için
ustamızı kutluyorum..
selam ile.
Murat Kayali
Onure eden söylemleriniz icin yürekten tesekkürler.
Her çalışmanız güncel sunumları kelimelerle buluşturan keskin bir emeğin ürünü...
Şiirlerinizin nesir aynasındaki yansımasıydı yine bu çalışmanız...
Resim de tamamlayıcısı olmuş...
Tebrikler...
Murat Kayali
Onure eden söylemleriniz icin yürekten tesekkürler.
Biliyorsunuz, bir konu hakında özgün düşüncelerimizi dile getirdiğimiz yazılara "deneme" diyoruz. Bu yazınızın türü "deneme" olmalı bence... Son günlerde okuduğum en güzel yazıydı, diyebilirim. Büyük bir özenle yazılmış olması da taktiri hakettiriyor... 10 puan...Saygıyla.
not: fotoğraf da çok iyi...
kemnur tarafından 1/31/2012 9:50:41 PM zamanında düzenlenmiştir.
Murat Kayali
Kemnur
Murat Kayali
@ ...Söylediklerinden ötürü sevmediklerimiz, sevdiğimizden ötürü söylemediklerimiz var.
Sen ne diyorsun?
- ben ne diyorum :) ...konu/yazı-yorum çok güzel ve...
el - aleme (ister istemez) ayna tutar.. da kim'i- görür!
bazı seyredilir bazı seyr edilirmiş
ve
kişi an'da yeri geldi - bi yol söyleyim hele- dese....bile
kimi, anı! görmüş geçirmiş, ancak! anılarmış...
ve (olur ki bi- eylenen-dinleyen..hep /vardır deyi) dermiş / ozan gibi
vakt'i kerametine..! er-e-meyenler de olur ! nasıl sa ?
''...
kuru kütük
yanmayınca tüter mi
vakti gelmeyince bülbül öter mi''
- - -
Şairi kutlarım...teşekkürler, yüreğinize-kaleme sağlık
..maVi** tarafından 1/31/2012 11:47:16 AM zamanında düzenlenmiştir.