- 1431 Okunma
- 17 Yorum
- 0 Beğeni
BİNDİ-İNDİ -3 –
Kadın ,şoföre iletmek üzere parayı bana verdi. Sordum tabii ki.
-Nereye?
-Haydarpaşa’ya
Civciv atıldı yine
-Anaaa gı hani dayımgile gedecektik? Valla da ben paşaya maşaya getmem.
-Gızım dayıngil zati Haydarpaşa’da otureyo.
Ben girdim devreye
-Haydarpaşa bir semtin adıdır yavrum.
Civciv birden şahin kesildi.
-Sene soran mı oldu. Ne deye zırt pırt lafa gireyon ki? Anam bilmeyo mu da sen cevap vereyon?
Ufacık civciv resmen karizmayı yerle bir etti. (34 A.A.K plakalı araç tam da zamanında geçti yanımızdan …Hemen aklınıza kötü şeyler gelmesin. ‘’Allah . Anneni .Korusun ‘’ diye uyduruyorum.)
Neyse…Sonunda Haydarpaşa’ya vasıl olduk. Oradan Kadıköy bir dakika bile değil. Değil de zor inersin bir dakikada. Minibüs boşalmak mecburiyetinde. Sebep : O günün akşamında Fenerbahçe’nin Beşiktaş’la maçı var. Haydarpaşa’ya kadar bütün yollar, üzerinde Fenerbahçe formaları, ellerinde flamalar, bayraklar, atkılar, vuvuzelalarla dolaşan bir sürü insanla dolu. Minibüslerin ilerlemesi imkansız. Mecbur indik ve yürüyoruz.
‘’Ulan Fener…İnşallah Kara kartal size beş çeker. Bana onca yolu yürütürsünüz ha? O kanarya kanatlarınızı yolsun Kara kartal inşallah e mi’’
‘’Yav şu Fenerli içimden geçenleri mi okudu ne? Herif pis pis bakıyor. Aksi gibi elinde de döner bıçağı var.’’ Başlıyorum bağırmaya.
-Oleyyyy oleeeyyy oleyyyy şampiyoooonnn kara kanaryaaaa.
Adam daha da pis bakmaya başlıyor. Tekrar bağırmaya başlıyorum.
-Çok pardoooonnn…Çok pardoooonnn… Oley Oleyy Oleyyyy Oleyyyy Şampiyon Kanarya (Tüylerin dökülsün e mi ?)
Fenerli kardeş, Kurtlar Vadisindeki Polat Alemdar’ın Babası Ömer Baba gibi munis ve mütebessim bakışlarla bakıyor artık bana.
Kadıköy deyim artık. Millet bar bar bağırıyor ‘’ Ölmeeyyyeeee Ölmeyeeee Ölmeyeeee geldik…Kartalı sahaya gömmeye geldikkkkk’’
‘’Ulan oğlum daha öğle ezanı bile okunmamış. Aceleniz ne öğlen namazını müteakip rahat rahat defnedin rahmetliyi. Sabah sabah ne halt etmeye toplaşırsınız meydanda? Yok mudur başka derdiniz, gamınız? Sizin cenazeniz var diye biz yollarda yürüyemeyecek miyiz?’’ Durdum öylece salak salak bu göstericilere bakarken birden ayak topuğuma doğru bir sıcaklık ve ıslaklık Hissettim. O da ne?
Hain bir kurt köpeği benim pantolonu ağaç sanmış ellam. Kaldırmış bacağını çiş yapıyor. Namussuz güya huzur ve intizamı sağlamakla görevli. Polis Köpeği yani. Polis de köpeğini çekeceğine gülüyor benim halime.
-Ay ne şirin şey bu böyle. Sevebilir miyim biraz?
-Ne demek abisi. Elbette sevebilirsin. Bak o da seni sevdi zaten. Değil mi oğlum benim. Hadi amcaya bir pati uzat bakayım.
Alaman Kurdu bana patisini uzatıyor ve tokalaşıyoruz.
-Çok memnun ve mütehassis oldum beyefendi. Ben emekli öğretmen Sami
-H.a.v. ( Haydi. Amca. Voltalan )
Gayet net anlıyorum mesajı ve voltamı alıyorum. Ama ‘’ulan köpek ben de senden bunun intikamını almazsam bana da Sami demesinler. Bu güne kadar kimde bıraktım ki intikamımı sende de bırakayım. Görürsün sen.’’Diyorum içimden. Ve o hain dişlere karşı parmağımı sallıyorum.
‘’Neyse öncelikle acil işlerimi halledeyim. Polisler, göstericiler ve de hain köpek akşama kadar buralarda olacak nasılsa.’’
Önce Ziraat Bank Rıhtım Şubesi ATM sinden ‘’ (Yav yazarken bile sinir oluyorum. ATM de ne Allah’ınızı severseniz? Bunun Türkçe bir adı olmayacak mı? ) Maaşımı çekiyorum. Hemen Bankanın içine girerek kredi kartı borcumu ödüyorum.
Elimde kalan az bir miktar parayla da önce bir berbere uğruyorum. ( Her ne kadar tabelasında Kuaför yazıyorsa da ben oranın berber dükkanı olduğunu biliyorum. )
-Abi nasıl yapayım saçları?
-Valla koçum. Kelle sana emanet. Bana kalırsa hepsini üç numaraya vur. Ama sen ille de sanatsal bir şeyler yapayım dersen kafana göre takıl.
-Abi bu kelle üzerinde sanatsal bir şeyler yapabilmem için akşama kadar uğraşmam lazım çünkü kafa çok büyük. O zaman da çok paranı alırım. En iyisi senin dediğin gibi üç numaraya vurayım hepsini. Sakalları alıyor muyuz?
-Almak mı? Ağda filan kullanmıyorsunuz değil mi?
-Yok be abim ne ağdası. Bu sakalları tek tek kerpetenle bile sökmek mümkün değil. Tırpanla filan biçeyim mi demek istemiştim.
-Tamam biç…
-Kafayı yıkayacak mıyız?
-Çok fazla su parası yazmasın sonra?
-Merak etme sen.Onu da masrafa ekleriz.
-O zaman yıka madem.
Berber vatandaş oturttu beni koltuğa. İşin garibi nedir bilir misiniz? Ne zaman berber koltuğuna otursam mayışırım ben. Resmen uyurum. Bu sefer de öyle oldu. Vatandaş resmen vücudum üzerinde operasyon yapıyor ama ben horul horul uyuyorum. Derken kulağımda bir sıcaklık duyarak uyandım.
-O ne lan? Baktın benim tıraş olacak iş değil toptan imha etmeye mi kalktın beni?
-Yok abi korkma. Kulak kıllarını yakıyorum.
-Haa iyi…Bitti mi tıraş.
-Bitti sayılır. Bir de kafayı yıkadık mı tamam. Ya abi sorması ayıp Suna kim?
-Suna mı? Sen nereden biliyorsun Suna’yı?
-Ne biliyim abi uykunda Suna…Suna diye sayıkladın durdun da?
-Boş ver…Yaşlılık işte.
Kelleyi yıkayıp bir de saç kurutucu ile kuruladıktan sonra aynaya baktım.
-Yav berber bey şu senin hemen yanında duran vatandaş kim? Hem bu ayna niçin beni göstermiyor?
-Abicim o benim yanımdaki vatandaş sensin.
‘’Aman Allah’ım. Ben , bana hiç benzemiyorum. Değişik bir şey olmuşum.’’ Çok teşekkürler. Borcumuz?
-Otuz liracık ağabeycim.
-Otuz lira+cık ha? ‘’Çüş yani. Neyse buyur...
Berberden çıktım. Hava soğuk mu soğuk. Hazır maaşı almışken kendime bir de mont alayım bari. Osmanağa Camiinin yanındaki ara sokağa giriyorum.
-Delikanlı bakar mısın? Bana göre montunuz var mı?
-Olmaz mı abiciğim? Buyur nasıl bir şey bakmıştın?
-Valla şöyle yazları sıcak ve kurak, kışları ılık ve yağışlı bir şeyler bakmıştım.
Satıcı aval aval suratıma bakarken düzelttim.
-Pardon ya aklım okula gitti. Kendimi derste sandım. Ben öğretmenim de.
-Haa anladım. Ortadirek modeli bir şeyler istiyorsun yani? Şu nasıl. Fiyatı da uygun. Sana seksene olur. Sen yabancı değilsin.
‘’ Aaaaa vallahi de tanıdı beni. İyi de ben onu neden tanımıyorum?’’
-Pardon ben seni çıkaramadım. Nereden tanışıyoruz?
-Abiciğim üç sene evvel de geçmiştin ya bu sokaktan bir kere.
-Haaa oradan demek ki. Çok güzel. Tamam madem ki tanışıyoruz buyur seksen lirayı. Aldım bu montu.
Çok kötü huylarımdan birisi de maalesef pazarlık denilen şeyi hiç bilmemem ve de her satıcının beni çok yakından tanıyor olmasına karşılık benim hiç birisini hatırlayamam. Hani bazı vatandaşlar derler ya ‘’ Benim alnımda keriz mi yazıyor?’’ diye…Alışveriş konusunda benim anlımda öyle bir yazı var sanırım. İşin kötü tarafı o yazı nedense erkek milletinin çoğunun alnında var ve de kadın milleti bundan oldukça rahatsız.
Her neyse. Montu da giydim sırtıma ve sırada balıkçılar çarşısı var. Oradan balık, işkembe ve kemikli et filan alacağım. O hain köpekten alacağım bir intikamım var çünkü. Unuttuğumu sanmayın.
NOT: ‘’İNTİKAM SICAK YENEN BİR YEMEKTİR.’’ ( YA DA SOĞUK…ÇOK DA ÖNEMLİ DEĞİL ) YUKARIDA İNTİKAMIMI ÇOK FECİ BİR ŞEKİLDE ALDIĞIM O HAİN ALAMAN KURDUNU GÖRÜYORSUNUZ.
YORUMLAR
sami biberoğulları
Oldukça uzun bir aradan sonra sizi tekrar sayfamda görmekten mutlu oldum. Çok haklısınız Ülkem insanı sağolsun malzeme imal edip duruyorlar.
Selam ve saygılarımla.
Hocam çeşitli TV diziler var ya hani...iyiler iyi reyting alırlar kötüler 13.bölümden itibaren anlaşma gereği yayından kalkarlar(benim ki öyle olacak gibi) ...Sizin yazılarda çok iyi aile içi komedi dizisi (Gavurcası Sit Com) gibi hem reytingi iyi hem kendisi iyi,okurken beyin incirlemesi,göbek çatlaması geçiriyorum.Selamlarımla
sami biberoğulları
Uzun dizi hem meşakkatli hem de riskli bir yol. Daimi izleyiciler dışında da pek rağbet edilmiyor. Oysa senin Üç Gülün Rengi Sarı dizin oldukça güzel. Ama bir ikşi bölüm kaçıran biri ipin ucunu kaçırdım diye bırakabiliyor bu dizileri. O bakımdan ben çok uzun dizi yapmıyorum.
Selam ve sevgilerimle.
Sami hocam sakın o kurt köpeğine zara verme! Yollarım benim Belçika kurt köpeğimi diğer paçada gider.
Şaka bir yana yazınız yine güldürdü... Sevgilerimle...
sami biberoğulları
İnsan o güzelliğe bakıp da ona bir kötülük yapabilir mi hiç. Benim hayatta en svdiğim hayvan Sibirya Kurdudur. dolayısıyla Alman cinsini de severim bu namussuzların.
Selam ve saygılarımla.
ben toptan okudum yazılarınızı bugün ayı ya ne oldu hocam hani onu çıtır çerez gibi yiyecektiniz alaman kurt daha lezzetli geldi heralde yine güzel bir yazı okudum yav bu kar ne zaman duracak da be istanbulda gezeceğim ben buraların yabancısıyım siz buralısınız biliyorsanız bana söyleyin
sami biberoğulları
Benim İstanbulluluğum da senden çok fazla değil. 30 seneden sonra bana da yabancı İstanbul. Ama şu kar bir dursa gezeriz bazı yerleri.
Selam ve sevgilerimle.
Seri haline geldi bu "Bindi-İndi"ler, devamı gelsin sn.hocam
zevkle okumaya devam :))
sami biberoğulları
Selam ve saygılarımla.
hocam Allah mustahakınızı versin..
hakkınızı biz okuyuculara helal edin sayenizde kilo işi pirzolaları götürüyoruz..
selam ve hürmetlerimle..
sami biberoğulları
Selam ve saygılarımla.
Tövbeler olsun "arkası yarın" programları gibi oldu bu iş ya.. :)))
De haydi bakalım bekliyoruz...
sami biberoğulları
İnan bana tek bölümlük bir yazı diye oturduydum masaya yazdıkça aklıma bir şeyler geldi. Oldu sana dört bölümlük bir yazı. Yarın sona eriyor inşallah.
Selam ve saygılarımla.
Hocam İstanbul gelmeyişimin bir nedeni ben kavga bilmem,
Resminden de korktuğum o ayıda dayak yemem.
Almanya bizim bir ilimiz Türkler boldur,
Köpeğin gülmesi ondandır benzetmiştir birine.
Tebrik ederim saygılarımla.
sami biberoğulları
Yalnız siz gelin İstanbul'a yine de. İnanın insan zamanla ayıyla da dost olabiliyor Kurtla da. Bu şehrin havasından suyundan sanırım.
Selam ve saygılarımla.
Devamını merakla takipteyim.Yalnız köpekleri çok severim, intikamınız acısız olsun lütfen, selam ve saygılar.
sami biberoğulları
Ben bütün hayvanları çok severim. Favorim ise Sibirya Kurdudur. Öyle olunca da Alman Kurdundan çok acı bir intikam almam mümkün değil elbette.
Selam ve saygılar.
:) Sami bey siz çok yaşayın İnşallah... Gülümsemeler eşliğinde okudum yazınızı.. Sizin intikamınızda muhtemelen o Alman kurduna ziyafet çekmektir))... Saygılar
Yarını bekleyeceğim ve meraklandımda doğrusu.:))
inci* tarafından 1/31/2012 11:40:28 AM zamanında düzenlenmiştir.
sami biberoğulları
Tahmininiz kısmen doğru. Ama yarını beklemek zorundasınız ne olduğunu anlamak için.
Selam ve saygılarımla.
sami biberoğulları
En sevdiğim Hayvan Sibirya Kurdudur. Durum öyle olunca Alman Kurduna kıyabilir miyim hiç? Neyse bekleyin ve görün derim.
Selam ve saygılar.
Plaka okumanız aynı ben:)))
Ne güzel anlatıyorsunuz. sanki bende oradayım ve yaşıyorum. Bir film şeridi gibi geçiyor her olay. Yine çok güldürdünüz. Saygılarımla...
seher_yeli tarafından 1/31/2012 11:17:44 AM zamanında düzenlenmiştir.
sami biberoğulları
Selam ve saygılarımla.
Seher_Yeli S.ZerrinAktaş
Saygılarımla...
resim çok sevdiğim k-9 alman kurt köpeğimi hatırlattı...sen ona kıyamazsın...bahsettiğin yerler benim semtimdi....içimden bir şeyler kaydı dost....her yazında kendimizden çok şeyler buluyoruz sağol varol hocam iyiki varsın saygılar
sami biberoğulları
Senin de bir İstanbullu, Hem de Kadıköylü olabileceğin hiç aklıma gelmezdi. Yine de sevindim sana nostaljik bir tur yaşattığım için.
K-9 a gelince: Sibirya Kurdu aşığı bir insan olarak hiç kıyabilir miyim K-9 a...Ama yine de paçamı ıslatmasını cezasız bırakmayacağım. Yok yok o kadar da zalim bir intikam değil zaten.
Selam ve saygılarımla.
İyi Geceler Hocam,
Montçunun sizi yabancı saymadığı gibi Alaman Kurdu da yabancı görmemiş. Niye yabancı görmediğini anlatmam epey yer kaplar. Ayrıca, siz alınganlık yapmasanız bile kimileri hoş karşılamayabilir.
Hatalarla ilgili yorum yapmıyorum. Ama, dünkü yazınızda hazır Sahrayıcedit'e gelmişken plakalar yerine biraz da tarihten dem vuracaktınız. Ceditler nelerse. Üstelik bir de Yenisahra demişsiniz.
Sizinle sohbet etmek de güzel hocam.
Başarı dileklerimle saygılar.
sami biberoğulları
Bilmiyorum İstanbul'u tanıyormusunuz? Zannederim siz de benim gibi şaşırdınız Yenisahra ifadesine. Lakin İstanbul'da Bir tane Sarayıcedit, Bir tane de Yenisahra olmak üzere iki ayrı semt var. E-5 Karayolundan Bostancı İstikametine doğru giderken Kadıköy'e ait iki mahalle görürsünüz. Bunlardan birinin adı Yenisahra, Diğerinin adı ise Sahrayıcedittir. ( Manaları aynı olmakla birlikte ayrı ayrı semtler. ) Dolayısıyla benim geldiğim yer Sahrayı Cedit değil. Yenisahra.
Özet olarak: Yenisahra benim cahilliğimin sonucu olarak yazılmış bir ifade değil, hemen yanıbaşında Sahrayıcedit diye bir semt varken -benim içinden geçtiğim semte- Yenisahra adını koyanların cahilliği.
Bu arada...Tamamen mizaha yönelik bir yazı olmasaydı hikayem, Yavuz Sultan Selim'in Sahra-i Tih'i geçerken neden atından inerek yürüdüğünü,O sahrayı sondan önce sadece iki kişinin ordularıyla geçebildiğini, bunlardan birinin Pers Kralı Kambiz,diğerinin de Büyük İskender olduğunu O sahraya yüz yıllardır yağmur yağmadığı halde Yavuz ve ordusu geçerlen yağdığını, ve daha nice sahralarda verdiğimiz şehitleri anlatırdım. Ama böyle bir hikayede olmazdı sanırım.
Yazım yanlışlarımlarımla ilgili düzeltmelerinizi her zaman beklerim. Her ne kadar mizah türü yazılarımda çok fazla dikkate almıyorsam da elimden gelen dikkati gösteririm uyarılarınızla.
Selam ve saygılarımla.
Veysel Başer
İki sahra olduğunu bilmiyordum. Ayrıca, Yavuz'un Tih Çölü'nü yürüyerek geçtiğini unutmuş idim. Bunları, bu yarenlikle öğrenmiş oldum. Teşekkür ederim. Geçenlerdeki (!) bu işaretim, -bu gün- yazmanızla ilgiliydi. Bu ve günü artık birleşik yazalım.
Saygılar.
sami biberoğulları
Bugün sayenizde yeni bir bilgi daha öğrenmiş oldum. Teşekkürler
Selam ve saygılarımla.
Hocam sana Bu İstanbul şehiri bol geliyor bol, tam sana göre bir yer söyleyeyim sıkı dur şimdi! tası tarağı toplar gelirsin hiç de pişman olmassın adımı? İzmir karar ver baktın yerleşmessen misafirim olursun. Emekli memur şehri izmir,izmir,izmir. Yazıların için eline sağlık! keyifle okuyorum. Selamlar ...
sami biberoğulları
İstanbul'da özel de olsa bir Akşam Lisesinde öğretmenliğe devam etmekteyim. O bakımdan İzmir şimdilik olmaz. Ayrıca İzmirle ilgili hatıralarım maalesef oldukça hüzünlü. Bir kaç kez babamı hastaneye getirdim. Bozyaka ve Tepecik'e. Oralar...Özellikle de Tepecik maalesef hiç hoşuma gitmedi. Başka yerlerini de dolaşamadım. Ama Kordonunu, Karşıyakasını oldukça merak ediyorum. Bir de Gazi Emir'de çok sevdiğim bir arkadaşım var. İnşallah nasip olursa bir gün sizi ve o arkadaşımı ziyaret etmek isterim.
Selam ve saygılarımla.
EBİLGİN
ben fenerliyim :))
ama intikam nasıl alınacak onu da merakla bekliyorum
saygılar
sami biberoğulları
Futbolla ilgim ise topun yuvarlak bir nesne olduğunu bilmekten ibarettir.
Selam ve saygılar