- 1126 Okunma
- 11 Yorum
- 0 Beğeni
...bir aşk, bir sen...
İkimizde kaybettik!
(sanma ki mutluluğun kollarındayız)
Gel, son kez dudaklarımda ara isminin hecelerini, bakalım tanıyabilecek misin? Bir masal akşamı hüzünlerime yenildim. Ben bir kez ağladım; sen ağlamalara doyamayacaksın…
(hiçbir gözyaşı hafifletmez ayrılığı/ kandırma kendini sahte mutlulukla)
Gittiğin yerleri iyi seç! Gün gelir ararsın geldiğin yeri… En büyük düşman vicdandır/ çoğu kez kazandığını sandığın anda gelir-konar kalbine. Acılar güzeldir; herkes çekemez acıyı, vicdan gerekir… Dönülmez sokaklarda sakın arama kendini/ sen çok sevilen bir yürektesin… Seni biraz sevmedim ki-avucumdaki kırmızı gül hala “sen” kokuyor…
(nasihat değil bu! En çok kendim acıyorum yine de, kendime…)
“seni sevdiğimi sana yazdığımdan değil! Güzel yüzünü bir kez görmek için çektiğim acılardan anla…”
/ …bir aşk, bir sen… Çok farklı şeyler bunlar. Aşk, belki her yüreğe duyabileceğim bir his artık, sadece… “sen” bir başkası asla “sen” olamaz ki- belki âşık olduğum yüreğe “çok seviyorum”, diyebilirim… Ama “seni çok seviyorum” diyemem, senden başkasına…/
“seninle en çok çocukluğunu paylaşmak isterdim… Hani ayrılıkların hiç olmadığı zamanları…”
Galiba ikimizde kaybettik!
(artık hiç dinmeyecek yüreğimde acının sesi)
Bilmiyorum, eskisi gibi yaşamak ister miyim? Tuhaf bir şey bu! Galiba biraz yoruldum. Hayatımın asla olmaz dediğim dönemlerindeyim. Sağlık problemlerim bitmiyor. Hayallerim bile eskisi gibi uğramıyor. Ayna karşısına geçip-süslendiğim zamanları bile özledim. Saçlarım uzamışmış, öyle diyorlar. Oysa kar taneleri düştü ellerinin değdiği her yere… Yüreğim çok soğudu!
(yaşamak nasıl bir duygu ki-unuttum bu kadar)
“sence varlığını bu kadar sevmeseydim/ yokluğuna katlanabilir miydim?”
…sana yazarken kızacaktım en çok. Neden, diye sorup/ yoracaktım vicdanını. Ama yapamadım işte! Her soruyu yine unutuyorum. Aslında hiç üzmek istemiyorum. Belki yarım kalmışlığımı seninle tamamladığım içindir ki-seni kıramıyorum…
(seni çok özledim/ “sen” diyebildiğim, seni ama…)
Senden daha fazla yara aldım. Kanayan yanlarımdan varlığın usulca süzülürken hiç engel olamadım. Biliyorum, gitmek istiyordun ki-hiçbir şey söylemeye bile gerek duymadın, sadece gittin… Haklı gerçeklerin vardı belki/ benden daha fazla seviliyordun başka yürekte… Kızmıyorum! Sadece yokluğunda bile “sen” varsın… Sensizliği bana emanet etiğin için “çok seviyorum” seni yine de…
(yaralarım kapanırsa eksik kalır mı diğer yanım…)
Belki aşkı utandıramadık ama kendi adıma ispatladım: “seni çok seveceğimi ve asla unutmayacağımı…”
—Son yazımdı… Ve susuyorum artık!(ömrüm boyunca)
( yürek burkulmalarında ki tozlu yazılar–20 )
—Emre onbey
YORUMLAR
Önce son günlerde yazıların okunma ve yorum sayıları arttığı için sevinçlerimi sevgili Emrenin sayfasından duyurmak istedim... gerçekten yazmak kadar okunması, değer bulması bir o kadar önemli ve bir kaç gündür sevinerek gözlemekteyim..
Ve bir sözde sana sevgili şair ve yazar Emre; inan parantez içindeki her cümleler-ki tamamı öyle-senaryolaştırılsa....film üzerine film olur hüzünler dolu...
Uzatmıyayım ya sarhoş ettin yine beni çocuk...
SEVGİLER..
…sana yazarken kızacaktım en çok. Neden, diye sorup/ yoracaktım vicdanını. Ama yapamadım işte! Her soruyu yine unutuyorum. Aslında hiç üzmek istemiyorum. Belki yarım kalmışlığımı seninle tamamladığım içindir ki-seni kıramıyorum…
(seni çok özledim/ “sen” diyebildiğim, seni ama…)
ÇOK HOŞ BİR YAZIYDI..
KALEMİN DAİM OLSUN
Galiba ikimizde kaybettik!
(artık hiç dinmeyecek yüreğimde acının sesi)..
çok hoş şiir emre..
içimde kopan fırtınalardan haberin olsa,
kaybetmezdim kendimi senin bakışlarında..
bunlar benim mısralarım..
şu sözlerine binaen yazdım..
“sence varlığını bu kadar sevmeseydim/ yokluğuna katlanabilir miydim?”
güzel sözlerdi kutlarım sizi..
Sessiz bir liman aradım bütün gece
Sesine saklandı mülteci yelkenim
Aynı sıcaklık yoktu marinamda
Ve belki de ilk kez üşümüştü
Yüreğim bu kadar
Düşlerim kaçaktı bu gece koynunda
Yabancılaşmıştı benim sandığım ruhun..
Ürkekliğin sahte bir cesurlukla kaplanmıştı
Acemi kahkahaların mutluluğuna delil değildi
Kapatamazdı sessiz figanlarını
Oysa sitemlerinde bile içimi ısıtan bir yangın vardı
Döküldükçe yanan,
Yandıkça harlanan..
Aczim büsbütün şimdi
Korkuyorum ilk defa saçlarının karanlığından..
İpeksi tenine dokunurken içimi delen dikenlerden
İlk kez titredim böyle derinden
Bende gömmüşsün bütün içten dilekleri
Şimdi fark ettim kekik kokulum özledim
Geçip giden seni..
Alıp şu sahte kimliğini çekip git şimdi.!!
AzzE
teşekkürler sevgili emre..
SEVGİMLE
dost duygulandırdın beni...
son olmasın, devam et...bitirme...sesini duyacak geri gelecek...asla pes deme dost...susma sakın....yenik düşme zorluklara...
ben aylar geçse de pes demedim...bi ümit hep ayakta tutuyor...sakın susma dost....bu yazıların sevdanın göstergesi.ne kadar çok sevildiğini biliyor aslında...bi gün anlıyacak.sen yeterki mücadeleden vazgeçme...
sağlıcakla kalasın...
kutsal mavi tarafından 1/11/2008 11:23:52 AM zamanında düzenlenmiştir.
(hiçbir gözyaşı hafifletmez ayrılığı/ kandırma kendini sahte mutlulukla)
Gittiğin yerleri iyi seç! Gün gelir ararsın geldiğin yeri… En büyük düşman vicdandır/ çoğu kez kazandığını sandığın anda gelir-konar kalbine. Acılar güzeldir; herkes çekemez acıyı, vicdan gerekir… Dönülmez sokaklarda sakın arama kendini/ sen çok sevilen bir yürektesin… Seni biraz sevmedim ki-avucumdaki kırmızı gül hala “sen” kokuyor…
(nasihat değil bu! En çok kendim acıyorum yine de, kendime…)
baştan sona beni silkeleyen ve ruh halimi anlatan sol yanımı fena halde dağlayan,sinemi parçalayan ve ağlatan bir yazı oldu tam puan tebrikler emre....
durumun aynı durumum çok üzgünüm emre.
gül yüreğinden gül yüzlün eksik olmasın.
tebrikler emre