POSTA KUTUSUNDA SAKLI MEKTUP
POSTA KUTUSUNDA SAKLI MEKTUP
biraz şaşkın bir şekilde senin yaşaman bir mucize ve bugüne kadar tıp alanında
bu kadar uzun zaman beyninde böyle bir sorunla yaşayan hiç bir
hasta olmadı..çok geç kalmışsın ve nasıl yaşamışsın..
sorun miğren sunizit gibi ön bölümde değil arka iç kısımda olduğu için iltihab.
yüzde elli şansın yok ameliyata kalırsa bence ilk ve belki tek çare
tedavi tedaviye cevap vermesi ve bugüne kadar herhalde dua ile yaşadın çok daha dua almalısın..
doktor...
bir yıl evvel beynimde sarsıntılar ağrılar çoğalınca doktora gittim
tahlil filim tomoğrafi vs çektiler sonra tekrar iki hafta sonraya gittim
doktor doğru dürüst konuşmadan bence teşhisi tam anlamadan çok geç kaldığımı
durumun çok kötü olduğunu aslında hiç bir çare önermeksizin özel veya istanbul ankara
gibi yüksek donanımlı bir tıp merkezine gitmem gerektiğini söyledi..
şaşkın bir şekilde sarsıldım tekrar tekrar. biraz sinirli aldım sonuçları çıktım..
şaşırdım ama bir şeylerde bekliyordum iyi hissetmiyordum kötü birşeyler bekliyordum.
askerliğe üç dört ayım vardı..senden ayrılmak üzereydik.
sonuçları aldım ertesi gün seninle yamaçların en üstünde son kez görüştük
hüzün yağmuru altında ben ağladım sen ağladın hiç susmadın dedim ki
mutluluğu hak ediyorsun daha mutlu olabilirsin buraya kadar.
hergün benim yüzümden ailenle kötü olmana gerek yok senin
artık dediğin gibi olsun ayrılalım.. ayrıldık...
inanki hiç kimseyi şu kalp kapısın eşiğine bile dokundurtmayacağim
sadece senle açtım gözlerimi senle kapatacağim..
o gün tıbben ve aşk ken öldüm..
kimseye anlatamadım derdimi söyleyemedim sustum içimden...
ertesi gün babam göz nakli olacaktı istanbulda..
öyle özel tedaviye yetecek durumum söz konusu değildi..
iki kardeşim okulu babamın durumu ortada ve kendimi unuttum ben aslında kendimi sende unutmuşum..
uzatmayacağim neler çektiğimi...
fazla sürmedi askere gittim..tüm hayata dair umudum gitmişti aslında..
sadece duada kalmıştım biraz. avutamıyordum kendimi aslında.hüzün sadece seni bildiğim şarkılar
bir gün boşlukta kaldım elim boşlukta çaresizdim artık ağlayamıyordumda gizli gizli,
sukuta bırakmıştım kendimi gece yarısı en son hatırladığım serkan çavuş bra ne yaptın
dediğiydi ellerim paramparça oda kan içinde senin gibi sessiz bir intihar değildi.
ama o yola giden sonuç olabilirdi.. ongün kaldım gatada o sırada tanıştığım birazda iyi samimi
olduğum doktora derdimi anlattım.. subay amcamı tanıyormuş hatta rahmetli dedemide
çok iyi bir doktor olduğunu ona yönlendirdi gitttim derdimi anlattım..
tekrar beyin tomoğrafisi tahliller vs.
sonuçlar çıktı çağırdı şaşkın şaşkın baktı.. hal hatrımı sordu durumumu
ben biliyordum biraz hazırlıklıydım..
şaşkın şaşkın senin yaşaman bir mucize ve bugüne kadar tıp alanında
bu kadar uzun zaman beyninde böyle bir sorunla yaşayan hiç bir
hasta olmadı..çok geç kalmışsın ve nasıl yaşamışsın..sorun miğren sunizit gibi ön bölümde
değil arka iç kısımda olduğu için iltihab..
yüzde elli şansın yok ameliyata kalırsa bence ilk ve belki tek çare
tedavi tedaviye cevap vermesi ve bugüne kadar herhalde dua ile yaşadın çok daha dua almalısın..
bir umut oldu bu sözler aradığım teselli buydu belki yaşama tekrar tutunmam için.
ilk kez içinde umut olan cümleler olduğu için çok sevindim aslında
45 gün yattım olumlu cevap verdiğini hastalığım yeter dedi doktor
bundan sonrası ilaçla biraz zaman alır ama devam yani..
tüm hayata senden umudu kestim derken tuttu bir el.
o gün çıktım geldim ilk seni aradım. doğum günün
herşeyi bırakıp sana geldim
kapına geldim bin bir dil döktüm tüm günahları üstlendim bin bir ağıt
binbir feryat ile .. aslında alabilirdim ama sen gözlerimin içine baka baka
yalan söyledin bittin bitirdin..
belkide bunca zaman beklediğin gün buydu..
nerdeydin dedin..
anlatmadım anlatamadım yalan söylüyordu gözlerin sonra tüm acıları biran bıraktın tamam dedin..
sonra ne oldu peki..ben söylim yanmışsın ama
nasıl inanmışsın sen inancını yitirmişsin aşkını değil..
aslında öyle senden çok uzaklarda yaşamıyordum. biliyorum seni arıyordum
cesaret edemiyordum konuşmaya sonucu belirsiz bir hayat diye..
ama kalbimin her çarpıntısında sen vardın o kadar çok doldum doluydum özlemine
binlerce kilometre gitmene gerek yoktu beni bulman için yanıbaşındaydım istanbulda.
sadece beni benim seni görebileceğim duyabileceğim biçimde arasaydın yeterdi.
beni sığmadığın duygularımın içinde arasaydın yine bulurdun.
ağlamakla değil halamlarda değil intiharda değil bir kez arasaydın dayanamazdım..
kolay değil biliyorum ama gözlerinin bakışındaydım..
nerdemiydim
her sensiz günüm
cehennemdeydim
evet bitti şimdi yıllar.
sana yazdım bu mektubu sokak çocuklarıyla yollyacaktım..
gönderemiyorum..
duygu yoğunluğundan yazmışsın dersin sen
ben isteseydim seni alırdım alıp götürürdüm
ama ben bir hırsız isem kapına geldi isem kapını çalarım
kim o dersin hırsız olduğumu söyleyecek kadarım rahat ol
kapı kırmam cam kırmam
pencereden içeri girmem kalbini kapısında bilerek isteyerek kapı açarsın
ve öyle içeri girerim ama yalan söyledin yalan ağlayarak..
güle güle
arkandan ağlasamda birdaha aramayacağımı göreceksin..
bir ömür bin azaba isteyerek yürüyeceğiz...
TARİH. 00 00 00
veysel tetik
YORUMLAR
Postadan çıkan tarihi mektup derken ben de eskiden PTT'nin güzel bir uygulaması vardı, o geldi aklıma. Hani yirmi yıl sonra sahibine teslim edilmek üzere mektup postalama uygulaması.
İtiraf etmem gerekir, hayatımda okuduğum en uzun başlığa sahip bu çalışma.
Daha itinalı yazarsanız ortaya çok güzel eserler koyabileceğinizi düşünüyorum.
Saygılar.
Miryan
Bir e posta olarak kalmıştı posta kutusunda..
Beş yıl önce ki bir yazı. sadece dokunmak istemedim.. Saygılarımla