- 5194 Okunma
- 5 Yorum
- 0 Beğeni
Bağ Belleme Zamanı
Bizim gençliğimizde köyde her iş bilek gücüne dayanırdı. Bu tür kuvvet gerektiren işler elbette tek başımıza yapılamayacak kadar ağır olduğundan, genellikle “İmece” usulü dediğimiz yönteme başvurur ve süre olarak ta kısıtlı olan durumu lehimize çevirmeye çalışırdık. Tabi imece yani “yardımlaşma” olayı bizim çocukluğumuzdan veya gençliğimizden kalan bir uygulama değildi. Bizden yüzyıllar önce de dedelerimiz ve atalarımız da bu tür yardımlaşma biçimlerini uygulayan insanlardı.
Yapılan imecelerden bazıları; Bulgur kaynatma, dibek dövme, kerme kesme (Hayvan tersi) bostan çapalama, koyun kırkımı, ekmek etme, bulgur kaynatma, bağ belleme ve bağ bozumu gibi hususlardı. Ben bu yazımda sizlere bağ bellemeyi anlatmaya çalışacağım.
Kasabanın yukarısında yaklaşık 2-3 kilometre mesafede hemen hemen her ailenin birkaç dönümlük üzüm bağları bulunurdu. Kış ayı bitip, ilkbaharın yüzünü göstermesiyle birlikte çamur-çaylak kuruyup toprak tava geldiğinde önce yaşlılar veya hane büyükleri, ellerine bıçkıyı alıp bir güzel budarlardı üzüm omcalarını. Budama faaliyetinden sonra evin gençleri, kendi yaşlarındaki en samimi olduğu 8-10 arkadaşı alarak üzüm bağına giderler, orada hem eğlenirler hem de belli bi sıra oluşturarak toprağı ters yüz ederlerdi. Bu işe bizim yörede “belleme” denirdi.
Bağ belleme yapılacağı gün, özel yemekler yapılır, imeceye gelen gençlerin bir dediği iki edilmezdi. Tabiri caizse ak dedikçe su, gık dedikçe ekmek verilirdi. Bu faaliyet hava kararıncaya kadar devam eder, hava karardıktan sonra belleme işi bitmemişse ertesi gün aynı şekilde devam edilirdi. Daha sonra imeceye gelen gençlerin de bağları sırasıyla bellenir, bu sayede hem zamandan, hem güçten tasarruf sağlanırdı.
Şimdi o bağlarda ne üzüm çubuğu, ne de meyve veren bir ağaç kalmıştır maalesef. Ağaçlar kurumuş, üzüm çubukları viran olmuştur.
Anadolu’da her olayda olduğu gibi çalışma melekesi bile bir sistematiğe, bir kültüre bağlanmış hususlardı. Bu sebepten olsa gerek o zamanlarda arkadaşlıklar, dostluklarda hormonsuz, saf ve tertemizdi. Her yıl bahar gelip de bağ belleme sezonu geldiğinde burnumun sızım sızım sızladığını hissederim nedense.
YORUMLAR
Güzel hâtırâları hatırlatan yazınızı okuyunca yüreğim ferahladı... toprak kokusunu sevmeyen olur mu?.
Eline- gönlüne sağlık dilerim Ustam... vârolasın.
Hüdai'yi Selâmımla uğurladım.
kadiryeter
w.edebiyatdefteri.com/yazioku.asp?id=92088
Hüdai
kadiryeter tarafından 1/30/2012 7:54:55 PM zamanında düzenlenmiştir.
Hüdaverdi ER (Hüdai)
Nadide yorumunuz ve yapıcı ikazınız için teşekkürlerimi sunarım efendim.
Sağlık ve mutlulukla kalın...
kadiryeter
Ustam; bir iş yapana faydalı olmak; o işten fayda görene geri döner...
O kadar zahmet edip yazdığınız eserin okuyucusu olarak, borcum değil midir?
Sağlıcakla kal...
kadiryeter