- 1689 Okunma
- 2 Yorum
- 3 Beğeni
Kayıp Notlar 10
Çok kar yağacakmış.
Unuttu mu kış kendini?
Kışın son deminde.
Günler saatler koşmayı öğrenmiş.
Bir anı izi bırakamadan, yitip gidiyorlar takvimden.
Oysa ben ne yazlar saydım hiç geçmesini bilmeyen.
Ben bir yazı tüm el edavatlarıyla bir işliğe kapattım.
Kolaydı sonbahar, kolaydı bahar; geçip gidiyorlardı, bir el sallamalık.
Sen bir şeylere provalar kotarıyordun, uzaktık öyle ki…
Göçlerin vardı, göçlere uyanışların vardı, hazırlıkların belli takvimlere.
Fakat hep yazı bekleyerek.
Hep yaza biriktirerek.
Yazın onulmaz yoksunluğuna en koyusundan bir suskuyla direnerek.
Direndiğini sanarak.
Sesler çoğalıyordu yazda.
Hızla tükeniyordu gece.
Elverip gece, erken şafaklara, kısa bir serinlik durağında.
Seni beklemeden seni beklerdim.
Biterdi ayin, güneşli şiir söylenmekten çıkınca.
Sonra caddeler, sonra insanlarda sıra; uygarlık adına bir şey ekleyerek eski bir şeye
Sadece çoğalttığını fark etmeden.
Sadece ikimiz miyiz, zehr-i baldıran aşkına vaveylalık?
Yaz yanlıştı anlıyacağın.
Güz oymaları, gölgesi serin büyükçe ağaçlar.
Ben gölgelere çekilirdim, gelen çağrıyı yanıtlardım.
Sen bir garda, uzaklığın eski duruşundan güç alarak ve uzaktaki can’a can vererek
olur olmaz ordayım derdin ya sevgilim.
Sıyrılırdım ağaç gölgesinden, kalmazdı yalım yalım beyaz günden korkularım.
Sen gelseydin, yeterdi.
Bütün bu mevsim edebiyatı doğmazdı; gözlerinden başka/aşka.
Bir şaire öyküneyim de şimdi ben.
Uyumayan bir çocuk yatağında; sabun kokuyor diyerek.
Daha iyi be çocuğum, hazır lavanta tarlası; içinde farzet kendini.
Ne suçum var şimdi; sabun mutluluğu bir yarim var idiyse.
Ne çıkardı onlar bilmesinler.
Yarim sulardan içre sulardan gelirdi.
Lavanta eşlik etmiş tenine.
Ve yine ne çıkar kimseler bilmese; bendeki sabun yası.
Bir yazı çok detaylandırdım.
Bir yazı değil kaç yazı.
Şenliğe tebdil edeceğim guya.
Baştanbaşa yazı.
Bütün teknoloji emrimde.
Geçirdim bir yazı.
Hiç balık avlamadım.
Ördek ayak yüzmedim.
Dalma malzemeleri uzak hep.
Bir terlikle kaldım artakalan yazdan.
Bir kumsal ve yorgun ayağa düşen dalgalarla.
Hiç uygar değil yaz bak, senin kovuşunla kayboldu her şey.
Acıseverliğin ve bizim bir yazımız yok sevgilim.
Düşyazmak, düşeyazmak, düşekalmak, düşekalka, düşte kalmak…
Annesinin memesinden uykusunu da feda etmeden otlanan velet; şimdi ilk aşkına gülümsüyor.
İkimiz yaşlanıyoruz.
Sen ve ben.
Annesi süte gömülmüş gibi, kadıncasına, göz hırsızlığı yaparken sana bakmalarıma.
Ve sen ılık bir koy gibi yontularken o anı, yalazlanıp, gönenip iyi Osmanlı macunu gibi
Yivlenirken kendi ekseni etrafında bedenin. Eriyen ve direnen gözlerin.
Çok alçaktım ben.
Binbir türlüsü ah aklının ermediği.
Sonra tövbelere gittim senden ayrı olmadan tefekkürü bedeninin.
Bakmıyorum aklımda kalma.
Sevmiyorum aklımda kalma.
İstemiyorum aklımda kalma.
Aklım da kalmasın bende.
Yaktığın kibriti ben tutuşturdum eline, bilemedin.
Olmak ya da ölmek sırtında bıçağın, yakmak senin eylediğin eylemdi.
Küllerimi kaç yıl çağıracaktın, bilemedin.
Çok yeşerdin be güzelim.
Çok sulara çözüldün be güzelim.
Sular ayaklarından mı alır kandırımlık hüznünü?
Sen suyla buluşan ayna.
Sen suya düşen dolunay hali,
Sen gözleri iri.
Sen süzmesi diri.
Sen iyi, iyice iyi, bütün kuralların dışında iyi.
Pahasından alınmayan, değer biçilemeyen tek nefesine.
Ben seni çöl eyledim.
Çöllere yol eyledim.
Gözüne sürme, içime is eyledim.
Benden al karanı, pembeni, sararmanı, küt küt atmalarını.
Bağlarımda bostanlarımda, dağlarımda ovalarımda hep sadan.
Ben yad yaban seni bahçevan eyledim.
Evet çığrından çıkıyor dili yazının.
Bu bir Kerem Aslı hikayesi değil.
Peki nedir bu ekmek tuz gibi sevmişliğimiz?
.
.
.
YORUMLAR
Zamana yayılan bir iç burkuntusu...
Bıraksak yazı yol alacak belli...
Çok saygımla.
Tüya
Çok selam ve saygımla.
"Ben seni çöl eyledim.
Çöllere yol eyledim.
Gözüne sürme, içime is eyledim." Hançer mi bu? Ne kadar keskin, ne kadar sivri, ne kadar derin iner bir kalbin duvarlarına?
Acıttı
Acıyor
Acıyacak
Hayır hayır, bırak; artık acımasın bu yara.
Kabuk tutsun.
Kabuk iyileşsin...
Yüz gülsün...
Bağışlayın Üstadım, gözlerim buğulu, sesim kısık...
Selamlar, saygılar, sevgiler.